BİA Haber Merkezi
TYB’den Ragıp Zarakolu, TMY’yi değiştirmeden Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Koordinasyon Komitesi lağvedilmeden ve Milli güvenlik Siyaset Belgesi değiştirilmeden sonuç alınamayacağına inanıyor.
Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ifade özgürlüğü anlamındaki özeleştirisinin esaslı bir ideolojik dönüşüm yaşanmadan anlamı olamayacağını söyledi.
“Akıllıca ve çok iyi bir tavır ama kemikleşmiş yapısal engellerin çözülmesi de gerekiyor” diyen Zarakolu bianet’e, Kırmızı Kitap üzerinde azınlıklar düşman olarak tanımlanırken, soykırım inkarcılığı 10 yıldır resmi bir politika olarak sürerken ifade özgürlüğünün tam anlamıyla sağlamanın güç olacağını ifade etti.
“TMY ve Siyaset Belgesine dokunmadan olmaz”
“Öğrenciler Ermeni soykırımının inkar edilmesiyle ilgili özel seminerlerden geçirildi. Sarı Gelin CD, 60 küsür bin basıldı ve ilkokullara yollandı. Diplomatlar ve akademisyenler de bu tür faaliyetlerine katıldı. Asıl olan kaynağı kurutmak. Sadece ifade özgürlüğü yetmiyor.
“Karşı karşıya kaldığımız olay, 28 Şubat darbesinden itibaren çok sistematik bir yapılanma geldi, milliyetçilik temelinde…”
Zarakolu’na göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti gerçekten ciddi adım atmak istiyorsa ve Davutoğlu’nu memnun etmek istiyorsa, yapılması gerekenler belli:
Terörle Mücadele Yasası (TMY) değiştirilmeli; Bülent Ecevit döneminde kurulan ve bir dönem Devlet Bahçeli’nin başkanlığını yaptığı Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Koordinasyon Komitesi’nin varlığına son verilmeli; Milli güvenlik Siyaset Belgesi’nde farklı olanı düşman olarak görme algısından vazgeçilmeli.
Farklı olanı düşman olarak görme algısından vazgeçilmesini de isteyen Zarakolu, bu düzenleme ve yapılar kalkarsa bunların ifade özgürlüğünü kısıtlayan toplumdaki yansımalarının da önüne geçilmiş olacağını açıkladı.
“TMY nedeniyle muhalif basın can çekişiyor”
Mevcut anlayışla yayıncı, yazar ve çevirmenlerin mahkemelere çıkmaya devam ettiğini kaydeden Zarakolu, “Güncel bir konuda bir kitap çıkarırken hala devletin söylemini kullanmaya zorlanıyoruz. Terörist demeyip gerilla dememiz yargılanmamıza neden oluyor. Dayatma söz konusu. Terörle Mücadele Yasası’nın çok acil şekilde değiştirilmeli” şeklinde konuştu.
“Bugün muhalif, sosyalist ve Kürt basını, TMY nedeniyle can çekişiyor. Yayıncılar Birliği olarak, PEN olarak, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak TMY’nin bu sorunları yaratacağını daha tasarı geldiği vakit uyarmıştık. Ama kimse dinlemedi. Şimdi bunun sonuçları ortaya çıkınca da rahatsız olunuyor.
“Hükümetin hakikaten netliğe ihtiyacı var. Bir yandan Ermeni sorununu ortak komisyon çözsün deniyor, diğer yandan da Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Koordinasyon Komitesi varlığı ve çalışmalarını sürdürüyor.
“Bir yandan Ergenekon olayıyla mücadele ediyor, diğer yandan bu Ergenekon yapılanmasının birçok kurumdaki yansımaları sürüyor. O kişileri yargılamak da kolay olmuyor. Çünkü ‘bu senin görevin’ diyor, Milli Güvenlik Belgesi’ndeki tehditleri sayıyor. Ondan sonra Mili Güvenlik Kurulu çerçevesinde bizim olmadığına inandığımız tehditleri incelemeyi kendisine görev biliyor.”