HDP milletvekili Garo Paylan, Varlık Vergisi kanununun kabul edilişinin yıldönümünde mağdur olan kişilerin kayıplarının tanzim edilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
Paylan TBMM’ye sunduğu önergede şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’deki azınlık toplumlarının büyük bir yıkım daha yaşamasına neden olan Varlık Vergisi yasası 11 Kasım 1942 tarihinde TBMM’de oybirliğiyle kabul edildi. Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımız üzerinde yıkıcı etkileri olan Varlık Vergisi Kanunu ile mağdur edilen, bütün malını ve hatta yaşamını kaybeden kişilerin kayıplarının belirlenmesi için TBMM bugüne kadar adım atmamıştır. Bu nedenle; Varlık Vergisi yasasını hazırlayan ve uygulayan kamu görevlilerinin belirlenmesi, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi, bu sayede geçmişle yüzleşmenin sağlanması ve geç de olsa adaletin yerini bulması için, Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.”
Paylan önergesinde “Varlık Vergisi mükelleflerinin %87’si, nüfusun %3’ünü oluşturan Hristiyan ve Musevi azınlıklardan oluşmaktaydı. Bu yurttaşlardan Müslümanlardan misliyle farklı olarak, %50 oranında vergi alınmaktaydı. Varlık Vergisi kapsamında 315.000.000 TL vergi toplandığı, toplanan verginin 280.000.000 TL’sinin ise Hristiyan ve Musevi yurttaşlara ödetildiği bilinmektedir” bilgisine de ver verdi.
Paylan önergesinin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“İkinci Dünya Savaşı’nın yokluk yıllarında Varlık Vergisi’yle, Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımız bir yıkım daha yaşadı. Yıkıcı vergiyi ödeyemeyen vatandaşlar arasında; Türkiye’yi terk etmek zorunda kalanlar, vergiyi ödemek için mallarını yok pahasına haraç-mezat satanlar, işlerini, tüm varlıklarını, hatta hayatlarını kaybedenler oldu. Vergiyi ödeyebilecek güce sahip olmayan Hristiyanlar ve Museviler, 27 Ocak 1943 tarihinden itibaren Eskişehir’in Sivrihisar ve Erzurum’un Aşkale ilçelerindeki çalışma kamplarına gönderilmek üzere bazı merkezlerde toplandılar. Dedem dahil binlerce vatandaşımız Aşkale’deki kamplara gönderilerek, mükellef tutuldukları Varlık Vergisi’ni ağır iklim şartlarında ve büyük baskılar altında bedenen çalışarak ödemek zorunda bırakıldı. Çalışmak için gönderilenler arasından 21 kişi yaşamını kaybetti. Sorumlu tutuldukları vergiyi çalışarak ödeme kuralı ise sadece Hristiyan ve Museviler için getirilmişti.
Vergilendirilen gruplar arasında en fazla vergi yükünün azınlıklara yüklenmiş olması, onların Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman “eşit yurttaş” olarak görülmediğinin en büyük işaretlerinden biridir. Bu acı ve adaletsiz durum, kendisini 13 yıl sonra 6-7 Eylül 1955 tarihinde tekrar göstermiştir. Türkiye’de tutunmaya çalışan son azınlıklar da, bu iki vahim olay ile yaşadıkları topraklarda eşit yurttaş olma umudunu yitirmiştir. 1927 yılında Hristiyan ve Musevi azınlıkların oranı, toplam nüfus içinde % 2,78 iken, günümüzde yaklaşık % 0,8 seviyesine inmiştir.
Hristiyan ve Musevi vatandaşlarımıza büyük bir yıkım yaşatan Varlık Vergisi’nin adaletini sağlamak için TBMM sorumluluk almalıdır. Azınlıkların bu uygulama sonucunda yaşadığı mağduriyetler ve ortaya çıkan adaletsizlikle yüzleşilmelidir.”
Kaynak: Agos