Sarkis Güreh
Agos Gazetesi
Gazetemizin kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink, doğum günü olan 15 Eylül’de, Nor Zartonk sivil inisiyatifi tarafından düzenlenen bir panelle anıldı.
‘Türkiye’de Azınlık Olmak’ başlıklı panele Ermeni, Rum ve Süryani toplumundan konuşmacılar katıldı. Pakrat Estukyan, Anna Maria Aslanoğlu, Faruk Kahraman ve Henri Çiprut, bireysel tecrübelerinden yola çıkarak, Türkiye’de azınlık olmanın getirdiği ruh halini anlattılar.
Konuşmasına, katıldığı bir televizyon programında, “Türkiyede Ermeni olmak nasıl bir şey?” sorusuna, Hrant Dink’in “Çok güzel bir şey, herkese tavsiye ederim” cevabını hatırlatarak başlayan Estukyan, azınlık sorununun “Türkler, Ermeniler, şunlar, bunlardan çok, bir ötekileştirme sorunu” olduğunu, bunun da milliyetçilikten kaynaklandığını belirtti.
Türkiyeli bir Rum olmanın ruhsal profilini ise, Anna Maria Aslanoğlu azınlık olmanın yarattığı farkındalığı vurgulayarak anlattı: “Her yaz gidilen Atina’da başlar bu farkındalık. Çünkü bütün akrabalar Atina’dadır. Her zaman biz gideriz onları ziyarete, ama bir kere bile iade-i ziyaret olmaz. Bunun nedenini sorgularken başlar belki farkındalık. ‘Neden?’ diye sorarken bir kimlik bunalımı oluşur. Kimlik bunalımı, kendi isminden sürekli rahatsızlık duymak gibi bir şey sanırım, daimi olarak açıklama gerekliliği…”
Konuşmasına, Süryanice “Doğum günün kutlu olsun kardeşim Hrant” sözleriyle başlayan Faruk Kahraman, “Süryaniler, azınlık olma bilincinde bir tür kararsızlık yaşadı. Teoride azınlık olsalar da, pratikte bu statüyü görmezden gelen bir davranış gösterdiler. Var olan temel haklara sırtlarını döndüler. Bu aşamada azınlık olarak tanımlanmalarına rağmen, azınlık olmayı beceremediler” dedi.
Henri Çiprut ise, Yahudi olmanın hallerine değindi: “İstanbul’da Yahudi olmak, ismini söylediğin an yabancı olmak demek. Ben ‘yabancı’ olarak adlandırılmakla ilgili biraz ironik bir şey yaşıyorum; başkası bana ‘yabancı’ diyene kadar, kendimi yabancı hissetmiyorum…”