Özgür Kadın Hareketi (TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın 13 Eylül’de Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında, aralarında Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren’in de bulunduğu savunma avukatları, polislerin sözlü ve fiziki saldırısına uğradı. Avukatlar daha sonra izleyicilerle birlikte duruşma salonundan dışarı çıkarıldı. Bunun ardından Diyarbakır Barosu Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayet başvurusunda bulundu.
Gökkan’ın yargılandığı davanın duruşması görüldü
Bugün Ayşe Gökkan hakkında “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla açılan davanın 23’üncü duruşması Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmanın yapıldığı Diyarbakır Adliyesi önünde polis yoğun önlem aldı. Çok sayıda TOMA, zırhlı araç ve çevik kuvvet ekipleri adliye önünde konuşlandırıldı. Önlem adliye içinde de vardı. Duruşma salonun bulunduğu koridorda polisin yoğun önlemi vardı.
Gökkan zafer işareti yaparak duruşma salonuna girdi, Kürtçe savunma yaptı
Tutuklu olarak yargılanan Ayşe Gökkan’ın katılırken duruşmaya avukatları, yakınları ve kadın örgütleri katıldı. Duruşma salonuna zafer işareti yaparak giren Ayşe Gökkan, duruşmaya katılanları selamladı. Duruşmada söz alan Gökkan, savunmasını salona tercümanın hazır edilmesi ile Kürtçe yaptı. TJA aktivitelerinin suç sayılmasına tepki gösteren Gökkan, “TJA’yı toprağa, suya, havaya düşen bir cemre gibi değerlendiriyorum. Bu cemre bugün İran’da, Afganistan’da, Kürdistan’da, Meksika’da, Filistin’de bütün dünyada ilerlemiş cemre olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
“Bu mahkemede savunma yapmayacağım”
Mahkeme heyetinin ilk günden bu yana adil savunma hakkını engellediğini belirten Gökkan, kadın ve baro başkanlarına karşı hak ihlallerinin yaşandığına dikkat çekti. Önceki duruşmada mahkeme başkanının talimatı ile polisin Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren’inde aralarında bulunduğu savunma avukatlarına fiziki müdahalede bulunarak salondan çıkarmasına tepki gösteren Gökkan, avukatlara yönelik yapılan saldırıyı kınadı. Gökkan, “Mahkeme heyeti bu saldırıyı bütün dünyaya karşı yapmıştır. Bu mahkemede yapacağım bir savunma yok” sözleri ile tepkisini dile getirdi.
Avukatlar: Savunma yapmayacağız, yargı kumpası ile karşı karşıyayız
Gökkan’ın ardından söz alan avukatları da, mahkemenin kendilerine yönelik sert ve nezaket sınırlarına aykırı tutumda bulunduğunu söyledi. Mahkemenin tutumunu eleştiren avukatlar, Gökkan’ın bağımsız bir mahkemede yargılanmadığını söyledi. Önceki duruşmada yaşanan müdahale sonrası Diyarbakır 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gizli tanık ifadesiyle avukatların ‘örgüt talimatıyla hareket ettiği’ yönünde soruşturma açtığını hatırlatan avukatlar, bir yargı kumpasıyla karşı kaşıya kaldıklarını söyledi. Gökkan’ın davasında kendilerinin de sanık haline getirildiğini ifade eden avukatlar, mahkemenin tutumu nedeniyle bu mahkemede esasa ilişkin savunma yapmayacaklarını söyledi.
“Savaşa gitmiyoruz, duruşmaya geliyoruz”
Duruşma nedeniyle alınan güvenlik önlemini eleştiren avukat Muharrem Şahin, “Can güvenliği teminatı hukukta var, mahkemelerindir. Güvenlik görevlilerinin görevi bize saldırmak değildir. Mahkeme buna müsaade etmiştir. Başsavcılığın güvenlik tedbirleri yazısı var. Burada saldırıya maruz kalıyoruz. Burada savaşa gitmiyoruz, duruşmaya geliyoruz. Bu kadar güvenlik tedbirine gerek yok. Bu dosyada mahkemenin vereceği karar hukuka uyun olmayacağı, adil bir karar vermeyeceğini düşüyoruz. Bu nedenle mahkemede savunma yapmayacağız” dedi.
Gökkan’a 30 yıl ceza verildi
Yapılan savunmaların ardından mahkeme verdiği aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme, 2 kez “üyelik”, “propaganda” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlamasıyla Gökkan’a 30 yıl ceza verdi.
Kaynak: Artı Gerçek