Havva Cuştan
ETHA
Nor Zartonk üyesi Sayat Tekir, Ermeni soykırımının üzerinden 102 yıl geçtiğini, ancak hala yüzleşme sağlanmadığını belirterek, “İnkarla soykırım devam ediyor. Ülkedeki adaletsizliklerin çözümünün olması için öncelikle soykırımla yüzleşilmesi gerekiyor” dedi.
Ermeni soykırımı üzerinden 102 yıl geçmesine rağmen Türk devleti soykırım gerçekliğiyle yüzleşmek bir yana soykırım politikalarını devam ettiriyor.
1915 Ermeni soykırımının başlangıcı olarak kabul edilen 24 Nisan öncesi ETHA’ya konuşan Nor Zartonk’tan Sayat Tekir, bugün ezilenlerin çok yoğun bir baskı altındayken Ermeni soykırımını konuşmanın insanlara bir lüks gibi gelebileceğini belirtti. Tekir, şöyle devam etti: “Ama Ermeni soykırımı modern yüzyıla girdiğimizde yapılan ilk büyük adaletsizlikti. Elbette ki çok daha öncesinden birçok adaletsizlik oldu ama bu devletin kuruluşundaki en kanlı ve en büyük katliam buydu. Dolayısıyla günümüzde yaşanan adaletsizliklerin ilk taşı Ermeni soykırımı oldu. Türkiye toplumu bu soykırımla yüzleşmeyince adalet hiçbir zaman gelmeyecek. Bugün de bu soykırımın devam ettiğini görüyoruz. Devam ediyor çünkü, yaşadığımız bu adaletsizliği nesiller boyu taşıdık.”
‘BU COĞRAFYA ÇOK RENKLİLİĞİNİ KAYBETTİ’
1915’ten önce dışarıdaki 5 kişiden 1’inin Ermeni olduğunu anımsatan Tekir, şu an ise İstanbul’un bazı ilçelerinin bazı mahalleleri dışında Ermenilere rastlamanın imkansız olduğunu vurguladı. Sadece Ermenilerin değil bu coğrafyada yaşayan birçok halkın çok fazla şey kaybettiğine işaret eden Tekir, ekledi: “Çok kültürlü, çok renkli bir ülkede yaşamak yerine tekçiliğin dayatıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Kaybettiğimiz en büyük şey bu.”
Ermenileri katledenlerin cezasız bırakıldığına işaret eden Tekir, Maraş, Çorum, Sivas katliamlarını, Şırnak ve Cizre’deki katliamları hatırlatarak, “Günümüzde de zulüm yapanın yanına kar kalıyor. 1915 olmasaydı ya da 1915 ile yüzleşilseydi bu katliamlar belki de olmayacaktı. Bu yüzden hala halkların hapishanesi olmuş bir devlette yaşıyoruz” dedi.
DEVLET SÜREKLİ KENDİNİ ERMENİLERE HATIRLATIYOR
Tekir, 1915’ten bu yana devletin kendisini Ermenilere hatırlattığını dile getirdi, “1955 İstanbul Pogromu’nda, Hrant Dink’in, Sevag Balıkçı’nın, Maritsa Küçük cinayetlerinde neredeyse her 10 yılda bir katliamla devlet kendini hatırlatıyor” dedi.
Halklara yapılan katliamların birbirini tetiklediğini belirten Sayat Tekir, “Alevilere yapılan katliam Ermenileri, Ermenilere yapılan Kürtleri etkiliyor. Öteki toplumlar kolektif hafızaya sahip oluyorlar, hem kendilerine yapılan katliamı unutmazlar hem de diğer halklara yapılan katliamları. Bu katliamların hepsi aynı zihniyetin ürünü. Maraş’ta evlere çarpı işaret konmasıyla İstanbul Pogromu’nda evlere çarpı işareti konması, yapılan yağmalar aynı biçimdi. Her hükümet döneminde bu politikalar devam ettirildi” diye konuştu.
‘İRADEMİZ HALA YOK SAYILIYOR’
Hrant Dink’in katledilmesinin Ermenilere 1915’i hatırlattığını söyleyen Tekir, 1915’in tüm Ermeniler için çok önemli olduğuna vurgu yaptı.
Tekir, Patrik seçimlerini de değerlendirdi. Devletin seçimi iptal ettiğini hatırlatan Tekir, bu durumun devletin Ermeni halkını hala yok saydığının göstergesi olduğunu kaydetti. Türkiyeli Ermenilerin patriğinin olmamasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Tekir, Ermenilerin örgütlü olarak yan yana durması gerektiğini ifade etti. Tekir, ekledi: “O zaman iktidarlar bizim iradelerimizi yok sayamayacak. Bizim varlığımızı kabul etmek zorunda kalacaklar.”
‘YÜZLEŞMEDİKÇE SOYKIRIM SÜRÜYOR’
Gayriresmi referandum sonucuna da değinen Tekir, şunları ifade etti: “Ermeni olmanın ötesinde bir yurttaş olarak pazartesi günü daha otokratik bir ülkeye uyandık. Biz biliyoruz ki ‘Hayır’ çıktı, fakat iktidar piyesiyle ‘evet’ çıkarttı. Yapılmak istenen Anayasa’da Ermenilere vaat edilen hiçbir şey yok ve Ermeniler de bunun bilincinde olarak ezici bir çoğunluğu bu referandumda ‘Hayır’ dedi. Ermeniler hakkında konuşurken ağzından ‘affedersiniz’ lafını düşürmeyen bir Cumhurbaşkanı var. Buradan da bakınca Ermenilerin ‘Evet’ demesi mümkün değildi.”
Ermeni halkının soykırım konusunda farklı fikirleri olduğunu aktaran Tekir, taleplerini şöyle aktardı: “Özellikle Türkiyeli Ermenilerin tek beklediği artık öldürülmemek ve ‘güvenli’ bir şekilde yaşamak. Biz ise adil bir çözüm istiyoruz. Öncelikle geçmişte kilise ya da Ermenilerin kültürel mirası olan kolektif malların iadesini istiyoruz. Ermeniler olarak Türk devletinden özür bekliyoruz. Soykırımı organize eden, içinde bulunan kişilerin ders kitaplarında bir kahraman gibi değil katliamcı, eli kanlı katiller olduğunun anlatılmasını, teşhir edilmesini istiyoruz. Bunu isterken topyekun bir etnik gruba katil demek istemiyoruz ama bu işi organize edenleri ifşa etmek istiyoruz. Türk devleti ayrıca bizim vergilerimizle soykırım inkarı üzerine politikalar yürütüyor, bunun ortadan kalkmasını Türklerin ve Ermenilerin eskisi gibi yaşayabildiği bir ortamın oluşmasını istiyoruz. Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını ve halkların özgür bir şekilde bir araya gelmesini, karşılıklı önyargıların kırılmasını talep ediyoruz. Ancak bunlar olduğu zaman gerçek bir yüzleşme olabilir. Aksi halde soykırımın son aşaması olan inkar sürer ve inkar oldukça soykırım devam eder. Bu soykırım sürüyor, bugün hala Ermeniler hedef haline getirilebiliyor, düşman gösteriliyor. Yıktıkları Kürt illerinde evlere ‘Ermesiniz’ yazılabiliyor. Bu atmosferin yok olması için bu soykırımla yüzleşmek gerekiyor.”