Sedat YİĞİT
Demokrat Haber
Er Sevag Balıkçı, 24 Nisan günü, Ermeni soykırımının yıldönümünde öldürülmüştü… Ermeni soykırımının 96. yıldönümünde asker arkadaşının silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Sevag Balıkçı’nın annesi Ani Balıkçı, facebook sayfasından Ayşe Kulin’e sitem etti.
CNN Türk’te Enver Aysever’in programına katılan yazar Ayşe Kulin “Savaşta yaşananlara soykırım demek zor. Yahudilerinki gibi gidip durup dururken biz onları kesmeye başlamadık” demişti.
Sevag Balıkçı’ın annesi Ani Balıkçı, Ayşe Kulin’e; ‘Durup dururken Ermenileri kesmedik derken, durup durmayan Hrant’a da üzülme, neticede senin gibi söylemlerde bulunanlar sayesinde artık Ermeniler kesilmeden kurşunlanıyor ya da bıçaklanıyor’ diye seslendi.
Anne Balıkçı Ayşe Kulin’e şöyle seslendi:
Ayşecik geçenlerde tv de bir programda biz Ermeniler için “biz onları durup dururken kesmedik” dedin. Kesmek kelimesi bir nevi itiraf gibi geldi bana. Devlet kesmedik derken siz kestik diyorsunuz. Ermeni dediğiniz millet durup durmaz haklısınız çalışır sanatıyla zekasıyla. İnce zevkiyle. O dönemde Anadolu’da çoğunluktadır. Bulundukları şehirlerde ve köylerde dahi birkaç okul, hatta kolejler, birkaç kilise hastane bulunduğundan okuma yazma oranı ve yabancı dil bilme oranı yüksektir. Tarlasını, bağını bahçesini bilinçli sürer. Hayvanını bilinçli besler bu nedenle de verimi ve de kazancı yüksektir.
Bunlardan bihaber olan bazı halklar Ermenilere yetti artık durup durun artık bakiiiiim demiş. Komşular hadi gari yettiniz bırakın tarlanızı evinizi bize düşün yola demişler. Bizim Ermeniler aman ayıp olmasın komşulara diyerek, evlerini tarlalarını düzeltip, hayvanları yemleyip yola revan olmuşlar. Bazıları gömmüş olanlarını geri dönerler umuduyla senin dediğin gibi evet kesmişler… Fırat,Dicle günlerce kıpkırmızı akmış ta akmış.
Osmanlı dedenizden duymuş olmalısınız. Sizin de vurguladığınız gibi bu kesilenlerin malını mülküne konanlar neden onlar gibi durup durmadan çalışarak aynı zenginlik ve kültüre sahip olamamışlar? Okuma yazma oranı ülkede istenilen seviyede olması için, keşke Ermeni’nin okulunu yıkmayıp okul olarak kullansalardı. Kilisesini camiye çevirmeyip turizme hizmet etmiş olsalardı. Anadolu o dönemdeki gibi kalkınmış olmaz mıydı?
Bakın teknolojinin çok ileri olduğu bu dönemde kar yolları kapadığından bir baba yolda hastaneye yetiştiremediği çocuğunun cesedini bir çuvalla sırtında taşımak zorunda kalıyor. Hala oralara teknoloji gidememiş .O dönemlerde bizim durup durmaz Ermeniler kim bilir ne metotlar bulmuşlardır. Hiç kar veya başka kötü doğa koşullarında ölen olmamış sizin dediğiniz gibi kesilenler dışında.
Durup durmayan Hrant’a üzülme Ayşecik onu ensede iki kurşunla ibreti alem için caddenin ortasına serdiler, ondan sonra durup duran bir genci bedeninde iki kurşunla çayıra serdiler. Daha sonra yine durup duran bir yaşlıyı çırılçıplak soyup bıçakladılar. Bir çoğumuza yapılan tacizler de cabası. Neticede senin gibi söylemlerde bulunanlar sayesinde artık Ermeniler kesilmeden kurşunlanıyor yada bıçaklanıyor. Sen üzülsen ne olur üzülmesen olur vay gidenlere vay kalanlara.