“Sevag Seni Unutturmayacağız”

[ A+ ] /[ A- ]

Beyza KURAL
Bianet

24 Nisan 2011’de zorunlu olarak askerlik yaptığı sırada er Kıvanç Ağaoğlu’nun silahından çıkan kurşun nedeniyle ölen Sevag Balıkçı için bugün Galatasaray’da basın açıklaması yapıldı. 6 Kasım’da dokuzuncu duruşmanın öncesinde yapılan basın açıklamasında “Sevag Seni Unutturmayacağız” pankartı açıldı.

Nor Zartonk, Barış İçin Vicdani Ret, İstanbul LGBT adına yapılan Lerna Akyel’in okuduğu basın açıklamasında Sevag’ın vurulmasının ardından iki farklı rapor hazırlandığı belirtildi:

“Raporların ilkinde sanık Ağaoğlu’nun silahını Sevag’a doğrulttuğu yazılıyken, diğer raporda Sevag’ın kazara öldüğü anlatılıyordu. Tanıklardan Halil Ekşi’nin ifadesini değiştirerek, Ağaoğlu’nun silahını dolduruşa alıp Sevag’a ateş ettiğini ve Ağaoğlu’nun akrabalarının kendisine Kıvanç lehine ifade vermesini söylediğini belirtti. Sevag’ın hayatını koruması gereken komutan, bunu yapmadığı gibi, tanıklar üzerinde baskı kurmuş ve cinayeti örtbas etmeye kalkışmıştı.”

Açıklamada suçlarının ne olduğunu dahi bilmeyen öğrenciler, basın emekçileri, akademisyenler, siyasetçiler ve devrimcilerin sırf düşündükleri, sorguladıkları ve eleştirdikleri için tutsak edilirken, Sevag Balıkçı’nın katil zanlısının ilk duruşmada serbest bırakıldığı belirtildi.

Mayıs 2012’de açıklanan resmi rakamlara göre 11 yılda 2221 askeri intihar yaşandığının belirtildiği açıklamada “intihar eden” ya da “şaka” sonucu ölen insanların çoğunun Kürt, Alevi veya Ermeni olduğuna dikkat çekildi.

Nefret söylemi, nefret suçlarını üretiyor

Farklı etnik kimliklere karşı duyulan kin ve düşmanlığın, ülkede her daim canlı tutulduğu ve bu nefretin, ilkokul sıralarında başladığını belirtilen açıklamada tarih kitaplarında Ermeniler, Rumlar, Süryaniler ve diğer “ötekiler”in hain ya da Türk halkını sırtından bıçaklayanlar olarak tanıtıldığına dikkat çekildi.

“Bu tedrisattan geçen çocuklar da askerde bile olsa tahammülsüzlüğünü gösterip bir Ermeni’yi kolayca ‘kazara’ öldürebiliyor.”

Açıklamada ırkçılığın sadece okul sıralarında değil gazetelerde de görüldüğü vurgulandı.

“Hrant Dİnk Vakfı’nın yayımladığı Medyada Nefret Söylemi İnceleme Raporlarında görüldüğü gibi Ermeniler, Rumlar, Kürtler ve Yahudilerin her dönem en çok nefret söylemine maruz kalan topluluklar oluyor.”
Türk ve Sünni olmayanlara karşı üretilen nefret söyleminin kaçınılmaz sonuçlarının Sevag’ın da öldürülmesine yol açan nefret suçları olduğunun belirtildiği açıklamada devletin bu suçların faillerini koruduğu belirtildi.

Irkçı karanlık sorgulanmalı

Açıklamada, iktidarların tek tipleştiremediklerini kurban ettiği belirtilerek 1915’te olduğu gibi bir Ermeni’yi öldürmenin ülkede meşruluğunu koruduğu ve katillerin cezalandırılmadığı ifade edildi.
Irkçılık ve şovenizmin, devlet yetkilileri tarafından farklı etnik gruplara karşı daima tetiklendiğinin belirtildiği açıklamada, tüm bunların sonucunda nefret söylemi ve nefret cinayetlerinin sıradanlaştığı belirtildi.

“Rakel Dink’in Hrant Dink’in cenazesinde söylediği gibi: ‘Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz.’ İşte biz, bugün, bu ırkçı karanlığı sorgulamak için buradayız
“Bu ırkçı karanlık sona erene dek Sevag seni unutmayacağız, unutturmayacağız.”

Garabet Balıkçı: O gün bir Ermeni ölecekti, Sevag öldü

Sevag Balıkçı’nın ailesi de basın açıklamasına katıldı. Balıkçı’ın annesi Ani Balıkçı oğullarının geri gelmeyeceğini, başka çocukların aynı durumu yaşamamasını istediklerini belirtti: “İnşallah bu sefer adalet yanılmaz”

Duruşmalarda Kıvanç Ağaoğlu ile yan yana oturduklarını belirten Ani Balıkçı, “Tetiği çeken parmakları görüyorum ” diyerek adalet beklediklerini vurguladı.

Sevag’ın babası Garabet Balıkçı Sevag’ın öldürüldüğü 24 Nisan tarihinin Paskalya Bayramı ve 1915’in yıldönümü olmasının tesadüf olmadığını belirtti.

Sevag’ın öldürülmesinin kaza değil ırkçı bir cinayet olduğunu belirten baba Garabet Balıkçı ise, “O gün bir Ermeni ölecekti, Sevag öldü” dedi.

Garabet Balıkçı, oğlunun öldürülmesinin aydınlatılması ve adaletin sağlanması için Adalet ve İçişleri Bakanlığı’nı sorumluluğa çağırdı.

Sevag Balıkçı’nın ablası Lerna Balıkçı, Kıvanç Ağaoğlu’nun her duruşma sonrasında onlarla aynı kapıdan dışarı çıktığını belirtti: “Bir insanın hayatı bitti, bunun bir cezası olmalı.”