Sevag Kasten ve Bilerek Öldürülmüştür!

[ A+ ] /[ A- ]

SEVAG’I UNUTTURMAYACAĞIZ!

Sevag Balıkçı cinayeti davası, görülen 12 duruşmanın ardından dünkü karar duruşmayla son buldu. Diyarbakır Askeri Mahkemesi’nde görülen dava, Sevag’ın “kaza kurşunu” ile öldürüldüğü kararıyla sonuçlandı. Mahkeme heyeti, sanık Kıvanç Ağaoğlu’nu ‘bilinçli taksirle öldürme’ suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırdı. Askeri Yargıtay kararı bu şekliyle onarsa, sanık, açık cezaevinde 1 yıl 9 ay yatacak ve denetimli serbestlik kapsamında tahliye olacak.

Askeri mahkeme, bu karara cinayet sonrasında komutanların hazırladığı çelişkili tutanaklar ile sanık Kıvanç Ağaoğlu’nun söyledikleri ve tanıkların baskı altında verilen çelişkili ifadeleri üzerinden ulaştı. Yargılama boyunca mahkeme başkanı hariç, mahkeme heyetinde sürekli değişiklikler oldu. Müdahil avukatların “soruşturmanın genişletilmesi” talebini reddeden mahkeme heyeti, Sevag’ın öldürülmesinin ardındaki gerçekleri örtbas etti.

Sanık Kıvanç Ağaoğlu’na verilmiş olan göstermelik ceza, bu davanın aynı Hrant Dink davası ve benzeri davalarda olduğu gibi bir tiyatro olduğunu göstermiştir. Mahkeme halen Sevag’ın hangi sebeple öldürüldüğünü açıklayamamış ve “Sevag, askerde, Ermeni olduğu için kasten öldürülmüştür” deme cesaretini gösterememiştir. Devlet bu dava ile bir kez daha katili ödüllendirmiştir. Bu dava, diğer kışla cinayetleri içinde kötü bir emsal olmuştur. Adaletin tesisi için bu cinayetin ardındaki gerçeklerin ortaya çıkartılması, cinayetin aydınlatılması ve kamu vicdanının rahatlatılması gerekmektedir.

Sevag, Türkiye’de ırkçı saikle işlenen cinayete kurban gitmiş bir Ermeni’ydi, maalesef ilk kurban olmadığı gibi son kurban da o değil. Kışlada, “kazayla veya şakayla öldüğü” ya da “intihar ettiği” öne sürülenlerin büyük çoğunluğunun Kürt, Alevi ve Ermeni olmasına hep tesadüf dendi. Davanın başından beri söyledik; bir Ermeni’nin Ermeni Soykırımı’nın yıl dönümü olan 24 Nisan’da öldürülmesi tesadüf olamaz. Ağaoğlu’nun, 24 Nisan’da, bir Ermeni ile ‘şakalaşması’, silahını ona doğrultarak dolduruşa alması, katil zanlısının zihniyetinin ve amacının ne olduğunu apaçık göstermektedir. Yaşanan tüm bu süreç, devletin bu kararı çoktan verip, katil zanlısını kurtarmanın planlarını kurmuş olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bunun için diyoruz ki; ırkçı saiklerle yapılan saldırılar ve işlenen bu cinayetler, yasalarda suç olarak tanımlanmalıdır. Kışlalarda yaşanan cinayetlerin nedenleri etkin bir biçimde araştırılmalı, zorunlu askerlik kaldırılmalı ve askeri mahkemeler kaldırılıp yargılamalar bağımsız sivil mahkemelerde yapılmalıdır.

İlan ediyoruz; ırkçı saiklerle işlenen tüm cinayetlere son verilinceye kadar her türlü davanın takipçisi olacağız. Sevag’ın, kaza kurşunuyla değil, Ermeni olduğu için kasten ve bilerek öldürüldüğünü biliyoruz. 24 Nisan’ın 100. yılına yaklaşırken, soykırımın inkâr edilmesi bir Ermeni’yi öldürmeyi hâlâ meşru kılıyor. Bu topraklarda barışın, özgürlüğün, eşitliğin ve en nihayetinde kardeşliğin mücadelesini yükseltmek için katillerden hesap sormaya devam edeceğiz. Sevag’ı ve kışlalarda öldürülen diğer kardeşlerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız!

NOR ZARTONK / ՆՈՐ ԶԱՐԹՕՆՔ