Nor Zartonk / Նոր Զարթօնք, “Ne olursa olsun hiçbir ceza, hiçbir karar Sevag Balıkçı’yı geri getirmeyecek. Katili, cinayetin üzerini örtbas etmeye çalışanları unutmayacağız, affetmeyeceğiz” diye seslendi.
Zorunlu askerliği sırasında, Ermeni Soykırımı’nın 96. yılında öldürülen Sevag Balıkçı davasında Yargıtay kararını açıkladı. 10 yıl süren yargılamanın sonunda, Yargıtay’ın 13 Temmuz 2021’de oy çokluğuyla açıkladığı onama kararıyla fail Kıvanç A.’nın 16 yıl 8 aylık hapis cezası kesinleşti.
“Cinayeti örtbas edenleri unutmayacağız”
Nor Zartonk / Նոր Զարթօնք tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Sevag Balıkçı, Ermeni Soykırımı’nın 96. Yıldönümünde, 24 Nisan 2011 tarihinde Batman’ın Kozluk ilçesinde zorunlu askerliğini yaptığı sırada katil Kıvanç A. tarafından öldürüldü. Birileri Ermenilere, yüz yıllık soykırım hafızasını, Hrant Dink’in katlinden dört yıl sonra yeniden hatırlatıyordu.
“10 yıl süren yargılamanın sonunda, Yargıtay’ın 13 Temmuz 2021 tarihinde oy çokluğuyla açıkladığı onama kararıyla katil Kıvanç A.’nın 16 yıl 8 aylık hapis cezası kesinleşti. Sevag Balıkçı, kasten öldürülmüş olmasına rağmen Yargıtay, katilin olası kastla hareket ettiği gerekçesiyle cezasında yapılan indirimi de onamış oldu. Ne olursa olsun hiçbir ceza, hiçbir karar Sevag Balıkçı’yı geri getirmeyecek. Katili, cinayetin üzerini örtbas etmeye çalışanları unutmayacağız, affetmeyeceğiz.
“Sevag Balıkçı’nın vurulmasının ardından komutanların bir buçuk saat arayla, birbiriyle çelişen iki tutanak düzenlediği ortaya çıktı.
‘Ekşi, yalancı tanıklıktan ceza aldı’
“İlk tutanakta, katil A.’nın silahını Sevag’a doğrulttuğu, katilin savunmasına uygun şekilde düzenlenen ikinci tutanaktaysa Sevag’ın “kazara öldüğü” yazıldı. Komutanlar, cinayetin ardından olay yeri incelemesi yapılmadan silahı ve boş kovanları karakola götürüp olayı örtbas etmeye çalıştı.
“Tanıklardan Halil Ekşi, ilk ifadesinde katil Kıvanç A.’nın Sevag Balıkçı’yı kasten öldürdüğünü söylerken, daha sonra ifadesini değiştirerek olayın kazara olduğunu, katil ile Sevag’ın şakalaştıklarını söyledi.
“Tanık Halil Ekşi, yalan tanıklıktan yargılanarak cezalandırıldı. Yargılama sırasında tanık Halil Ekşi ve ailesi, karakol komutanı Sadrettin Ersöz’ün tanıklardan “silahların doldur boşalt yapıldığını” söylemesini istediğini ve katil Kıvanç A. ve akrabası Bülent Kaya’nın, katil lehine ifade vermesi için ailesi ve kendisi üzerinde baskı kurduğunu, tehdit edildiğini bu nedenle ifadesini değiştirdiğini açıkladı.
“Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi, Sevag Balıkçı’nın kazara öldürüldüğüne karar vererek, katilin 4 yıl 5 ay hapis ile cezalandırılmasına hükmetti.
‘Karar bozuldu’
“Balıkçı Ailesi, yargılamalar sırasında kararlılıkla mücadele etti, adalet talep etmekten hiçbir zaman vazgeçmedi.
“2014 yılında Askeri Yargıtay tarafından karar bozuldu. Dava yeniden görülürken askeri yargı kaldırıldı. Sivil mahkemede yapılan yargılama neticesinde katil Kıvanç A.’ya kasten değil, olası kastla öldürme suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
“Mahkeme, Kıvanç A.’nın “ölürse ölsün” diyerek ateş ettiğini varsaydı. Karar Yargıtay tarafından onanırken, üye hakimlerden biri düştüğü şerhte, Sevag Balıkçı’nın olası kastla değil, kasten öldürüldüğünü söyledi. Böylece katil A. hakkında verilen ceza kesinleşmiş oldu.
“On yıl önce de bugün olduğu gibi farklı etnik kimliklere yönelik kin ve düşmanlık devlet tarafından canlı tutuluyordu. Şüpheli asker ölümleri, kışla cinayeti haberleri ardı ardına geliyordu. Çoğunluğunu Kürt, Alevi ve Ermeniler’in, savaş karşıtlarının ve vicdani retçilerin oluşturduğu askerlerin intihar ederek öldüğü, şakayla, kazara vurularak öldürüldüğü söyleniyordu. 2012 yılında Genelkurmay Başkanlığı tarafından sayının azaldığından bahisle son on yılda 934 kişinin intihar ettiği açıklanmıştı.
“Etnik kimlikleri, inançları ve siyasi görüşleri nedeniyle işkence gören, öldürülen askerlerin cinayetleri, askeri mahkemelerin de katıldığı bir tiyatroyla örtbas ediliyor, cinayetler cezasızlıkla sonuçlanıyordu.
“Bizler, mahkeme salonlarının tiyatroya döndüğü bu ülkede, hakikatin ortaya çıkması ve bu nefret cinayetinin cezasız kalmaması için örgütlü bir şekilde mücadele ettik. Yalanlarla, baskılarla, türlü adaletsizliklerle gölgelenmeye çalışılan diğer davalar gibi bu dava cezasızlıkla kapanmasın diye çabaladık.
“Yargılamalar sırasında İstanbul ve Diyarbakır’da adalet talebiyle eş zamanlı protestolar, basın açıklamaları düzenlendik. Balıkçı Ailesiyle dayanışmak için, Sevag Balıkçı unutulmasın, başka Sevag’lar ölmesin, cinayet örtbas edilmesin diye kapı kapı dolaşıp, meydanlara çıktık. Yurt içinde ve dışında kamuoyunun dikkatini, TBMM’nin gündemini sürekli bu davanın üzerinde tutmaya çalıştık.
“Gerçeğe aykırı ve bir buçuk saat arayla farklı tutanaklar tutulması, delillerin karartılması, tanıkların tehdit edilmesi ve adaleti yanıltmaya yönelik türlü çabalara rağmen, olayın oluş biçimini, katilin gerçek kastını göz ardı eden eksik ve hatalı mahkeme kararına rağmen katil cezalandırıldı.
“En azından bir nefret cinayeti bu kez cezasız kalmadı. Bunu sağlayan Balıkçı Ailesinin kararlı duruşu, adalet talebi ve verilen örgütlü mücadeleydi. Bir kez daha gördük ki nefrete karşı örgütlü bir şekilde mücadele etmekten, birbirimizle dayanışma içerisinde olmaktan başka çaremiz yok.
“Başta 28 Kasım 2015 tarihinde barış talebiyle yaptığı basın açıklaması sırasında öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi olmak üzere bu mücadelede Balıkçı ailesini yalnız bırakmayan, burada isimlerini saymakla bitiremeyeceğimiz sayısız dostumuza teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
Kaynak: Bianet