Şerzan’ın Ailesinden Size Mesaj Var!

[ A+ ] /[ A- ]

Jiyan.us

‘SIRA’ SİZİN ÇOCUKLARINIZA GELMEDEN, FERYATLARLA SİZE ÇAĞRI YAPIYORUM!

Oğlum Şerzan KURT, Muğla Üniversitesi öğrencisi iken,12 Mayıs 2010 tarihinde komplovari şekilde bir polis tarafından infaz edildi. Katil polis olaydan dört gün sonra gözaltına alınıp tutuklandı. Dava Muğla 1.Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi gerekirken, dava, ’adil yargılama hakkı’ ihlal edilerek, alelacele Eskişehir 1.Ağır Ceza Mahkemesine nakledildi.

Eğitimli çocukları öldürülen, eğitime hizmet eden bir baba olarak, Eskişehir’de alınan güvenlik önlemlerinin aynısını Muğla’da neden alınmadığını anlamış değiliz. Başka bir deyişle, Eskişehir Valiliği’nin ve Emniyet Müdürlüğü’nün aldığı ‘güvenlik önlemleri’ Muğla Valisi ve Emniyet müdürlüğü NEDEN alamadı veya almaktan aciz kaldılar, bunu da anlamış değiliz.

Olayın Kısa Özeti:
11 Mayıs 2010 gecesi içkili mekândan çıkan ve içip içip sarhoş olan bir ırkçı grup, Kürt öğrencilere hakaret edip olay çıkartıyorlar. Emniyet güçleri, olay çıkaranları kontrol edip, güvenlik önlemleri alması gerekirken, o gece olayları çıkaran ve kışkırtıcılık yapan gurupla birlikte hareket eden, karanlık güçlerle irtibatları olan bazı sivil polislerin inisiyatifine bırakıyor.

Şerzan telefonla öğrenci arkadaşlarının gözaltına alındıklarını öğrenmiş. Polis karakolunda öğrenci arkadaşlarının akıbetlerini öğrenmek üzere dışarı çıkmış. Karakolun civarında yine kışkırtıcı polislerin yönlendirilmesiyle pusuda olan ve daha önce olay çıkartan ırkçı gurubun bulunduğu tarafa yönlendirerek olayların tekrar çıkmasını sağlamışlar. Bu arada ırkçı grubu arkalarına alan polisler ve polislerin arasından çıkan kışkırtıcı sivil polisler, silah kullanması gerekmeyen bu durumda amirlerinden emir almadan öğrencilerin üzerine koşarak, öğrencilere doğrudan ateş eden kışkırtıcı sivil polis Gültekin Şahin, Şerzan’ı hedef alarak yakın mesafeden ve hedef gözeterek, Şerzan’ı ağır yaralayıp ölümüne sebep olmuştur.

Katil polis Gültekin ŞAHİN, Şerzan’ın faili meçhule gidebilmesi için olaylarla ilgili bilgi ve belgelerin karartılması çabasına girişmiştir.

Bu ahlaksızlığı ahlaki değer haline getiren katil polis, tıpkı Ankara’da polis tarafından öldürülen Soner Cankal olayı ve İzmir’de öldürülen Baran Tursun olayında olduğu gibi, sahte belge düzenlemek, trafik kazası raporu düzenlemek veya delilleri karartmak gibi, Şerzan’ın katilide aynı entrikalara girişmiştir.

Gençlik, halk, insan hakları savunucuları, hukukçular, sivil toplum örgütleri ve medyanın çabalarıyla 4 gün sonra 16 Mayıs 2010 tarihinde katil gözaltına alınıp, tutuklandı.

Aileye ve avukatlarına Mahkemenin Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 Ağustos 2010 tarihinde yapılacağı duyurulmuşken, alelacele ailenin ve avukatlarının haberi olmadan, sözde güvenlik gerekçesiyle Eskişehir 1. Ağır ceza Mahkemesine nakil edilmiştir.

Ailenin ve avukatlarının görüşü alınmadan alelacele alınan bir kararla suçun gerçekleştiği mahalden başka bir yere nakledilerek, davanın cezasız sonuçlanmasına yönelik ciddi bir çaba ve uygulamadır.

Bu tıpkı Hakkari’de kafası polis dipçikleriyle parçalanan ilköğretim okulu öğrencisi Seyfi Turan’ın davasını Hakkari’den alınıp, Isparta’ya alınan davanın beraatle sonuçlanması gibi.

Bu tıpkı, Kızıltepe’de polislerce öldürülen ilköğretim öğrencisi Uğur Kaymaz davasını, Kızıltepe’den alınıp Eskişehir’e alındıktan sonra beraatle sonuçlanan dava gibi.

Davanın nakli, tanıkların ve mağdur avukatlarının duruşmalara katılımını güçleştirecek, delillerin yeterince değerlendirmesini ve gerçeğin açığa çıkarılması zorlaştıracaktır. Diğer yandan nakil kararı adalet talep eden duyarlı kamuoyunun davayı izlemesini de zorlaştırarak duruşmaların aleniyetine gölge düşürülmüştür.

Muğla’da olaylara sebep olan zihniyetin sivil ve resmi uzantıları, Eskişehir’de görülen dava duruşmaları takip edenleri korkutmak, adalet talep eden duyarlı kamuoyunun izlemelerini engellemek amaçlı provokasyonlar çıkartmaktadırlar.

Büyük bir emekle ve özenle büyüttüğümüz, sevgi, hoşgörülü, farklı olana saygı duyma duygusuyla yetiştirdiğimiz oğlumuz Şerzan KURT’u üniversiteye okutmak için gönderdik. Kalem ve kitaplarından başka savunma aracı olmayan Şerzan’ı korumakla görevli bir polis infaz etti.

Türkiye halklarının vicdanına sesleniyoruz. Başta bu ülkenin aydınlarına, demokratlarına, insan hakları savunucularına, devrimcilerine, liberallerine, dindarlarına, kısacası herkese sesleniyoruz. İnsanlarımıza ve gençlerimize orantısız şiddete maruz kalmaması, kimse kimseyi ötekileştirmemesi ve bu ülkede gençler öldürülmesin. Gençlerimize kalkan ellerin önünde set olalım.

Bir sabah uyandığınızda çocuklarımızın ölüm haberini almak istemiyorsak; insanlık için kardeşlik ve barış için bu katillere dur demek, katillerin hak ettikleri cezaya çarpıtılması için 16 Mart 2011 tarihinde Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek Şerzan KURT’un 4. dava duruşmasında sesimize ses vermenizi istiyoruz.