Ancak, 500 günde Roboski’nin faillerini bulamayan hükümet yetkilileri, Reyhanlı ve bu gibi saldırının ‘sorumlularını’ nasıl olduysa bir kaç saatte açıkladı. Katliamın hemen ardından koyulan yayın yasağı ve soruşturmaya getirilen gizlilik kararı ise, hükümetin Reyhanlı katliamının üstünü örtme çabalarıdır.
“Komşularla sıfır sorun” diyerek Dış işleri bakanlığına gelen Davutoğlu, görevi boyunca takındığı savaş çığırtkanlığı tavrını Reyhanlı’daki patlamadan sonra da yineledi. Halkları birbirine kırdıran, Ortadoğu’da kaos ve savaş ortamından nemalanmayı hedefleyen bir dış politika ile, nihayetinde Reyhanlı’daki patlamanın asıl sorumlusu kuşkusuz AKP Hükümeti ve yürüttüğü politikadır.
Bu elim olay, bir kez daha apaçık göstermiştir ki; kapitalizmin ve AKP hükümetinin, halklara, ölümden ve yoksulluktan başka bir vaadi yoktur! Türkiye halkları, 1 Mart Tezkeresi’ne nasıl geçit vermediyse, Suriye’ye olası bir emperyalist müdahaleye de ortak olmayacaktır! Türkiye ve Ortadoğu halkları, oynanan bu oyunları boşa çıkartacak, savaşa karşı duracak, barış ve kardeşliği büyütecektir.
Gün, savaş karşıtı hareketi örgütleme, emperyalist müdahaleye ‘dur’ deme günüdür!