Etha
Rojava devrimini savunmak için İstanbul’un Kadıköy ilçesinden çıkıp Kobanê kantonuna YPG saflarında savaşmak için giden MLKP savaşçısı Suphi Nejat Ağırnaslı, 7 Ekim günü Paramaz Kızılbaş koduyla ölümsüzleşti.
Suphi Nejat Ağırnaslı ne Ermeni, ne Alevi, ne de Kürt’tü, fakat sahiplendiği kodu “Paramaz” Kızılbaş ile Kürdistan topraklarında gerçek bir enternasyonalist olduğunu gösterdi. Adını aldığı Ermeni sosyalist Paramaz (Matteos Sarkisyan) gibi Suphi Nejat da halkların kurtuluş mücadelesinde ölümsüzleşti.
Sosyal Demokrat Hıncak Partisi (SDHP ) merkez komite üyesi Paramaz (Madteos Sarkisyan) yoldaşlarıyla birlikte 1914 yılının Haziran ayında, İttihat ve Terakki yöneticileri Talat, Enver ve Cemal Paşa’lara suikast yapma suçlamasıyla, bir ihbar üzerine Van’da gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 71’i serbest bırakılırken, partinin merkez komite üyesi Paramaz ve parti yöneticilerinin de aralarında olduğu 49 SDHP üyesi tutuklandı.
İşkenceli sorgulardan geçirilen sosyalist Ermenilerden 22’si, 17 gün süren yargılamanın sonunda, 27 Mayıs 1915’te, “Özgür ve bağımsız bir Ermenistan kurma amacıyla silahlı eylemlerde bulunmak, yabancı devletleri Osmanlı’ya karşı kışkırtarak, devletin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehlikeli planlar yapıp, Osmanlı halklarından bir kısmının Osmanlı hakimiyetinden ayrılıp kendi başına devletler yaratma amaçlı, değişik yerlerde alenen ve gizli toplantılar gerçekleştirmek, basın-yayın yoluyla bu amaçların propagandasını yapmak ve kışkırtıcı çalışmalar örgütlemek” iddiasıyla idam cezasına mahkum edildi.
Firari olan iki üyenin dışında Paramaz ve 19 yoldaşı, infaz gününe kadar zincirlenerek Merkez Cezaevi adlı hapishanenin bodrum katında bekletildi.
Paramaz yargılandıkları mahkeme salonlarında mücadelelerini şöyle savundu: “Ermenilerin ve Türklerin kardeşliğini sağlamak için öylesine fedakarlıkları kabul ettik. Bu kadar acıya katlanmamızın nedeni güven yoluyla birbirimizi yükseltmek idi. Ve bizim karşılaştığımız nedir? Yalnızca bizim olağanüstü çabalarımızı yok saymakla kalmadınız aynı zamanda bilinçli olarak bizi imha etmeye çalıştınız. Suç ve baskıyı desteklediniz ve her türlü protesto biçimini susturmayı denediniz… Bir gün kendi onurumuzu korumak için kendimizi savunmaya karar verdiğimizde bizi katletmeye başladınız… Kesip budanan Mithatçı anayasanın bize tanıdığı hakları kullanmayı denediğimizde bizi yasaların sağladığı korumanın dışında bıraktınız.”
Mahkeme başkanının, Paramaz’a “ülkeyi bölmek ve bağımsız bir Ermenistan kurma amacınız yok muydu?” sorusuna yanıtı ise şöyle oldu: “Siz ülkemizi bundan altı yüz yıl önce bizden koparmaya çalışıp, işgal ettiniz. Halkımızı sürekli olarak katliamlar yoluyla imha etmeye çalıştınız ve şimdi de tüm Osmanlı vatanını bir Türkiye’ye dönüştürme çabası içerisindesiniz. Ancak siz bunu yaparken suçlu görülmüyorsunuz da aynı şeyi yapmaya kalkışıp, tarihsel hakkımızı yeniden elde etme amacı için biz mi suç işlemiş sayılıyoruz yani.”
Paramaz, Van’da yargılandığı mahkemede ise mahkeme başkanına şöyle konuştu: “Bizim istediğimiz eşitlik, biz katı milliyetçi değiliz, bizim talebimiz Ermeni, Türk, Kürt, Alevi, Laz, Yezidi, Süryani, Arap ve Kıptilerle birlikte eşit koşullarda kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bir devrimci olarak bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Ama Osmanlı devletinin tutumu onu Türkçülüğe götürüyor. Yüzlerce yıl önce bu topraklara geldiğiniz noktaya, Türkçülüğe geri dönüyorsunuz.”
İdam sehpasına çıkarılan 20’lerin yüzlerine karşı idam fermanlarını okurken, Paramaz idam sehpasında yoldaşlarına dönerek, “Yoldaşlar, yiğitçe, başımız dik gideceğiz ölüme” diye seslenir. İlk olarak, Paramaz’ı darağacına çıkarırlar. İdam sehpasında Paramaz “Siz, sadece bizim vücudumuzu yok edebilirsiniz, fakat inandığımız fikirleri asla… Yarın Ermenilik, ülkenin Doğu’sunda özgür ve sosyalist Ermenistan’ı selamlayacaktır, yaşasın sosyalizm!” diye var gücüyle haykırır.
MLKP savaşçısı Suphi Nejat Ağırnaslı, Paramaz Kızılbaş olarak MLKP saflarında Kürt halkıyla dayanışma amacıyla Eylül ayında Kobanê direnişine katıldı ve 7 Ekim günü enternasyonalist bir sosyalist olarak ölümsüzleşti.
“Paramaz Kızılbaş” kodu ile ezilen halkları ve mezhepleri hatırlatan MLKP savaşçısı Suphi Nejat Ağırnaslı’nın dedesi Niyazi Ağırnaslı da Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın avukatları arasında yer alıyordu.
Suphi Nejat Ağırnaslı adını 14 yoldaşları ile 1921’de öldürülen TKP’nin kurucusu Mustafa Suphi ve parti sekreteri Ethem Nejat’tan alıyordu.
Suphi Nejat Ağırnaslı geçmişten geleceğe, Ermenilerden Kürtlere, Sünnilerden Alevilere, Kadıköy’den Kobanê’ye bir köprü oldu.