Hacı Bişkin
Gazete Duvar
Gözaltında işkence görünce bunalıma girerek hayatına son veren Onur Yaser Can’ın davasının görülmesine devam edildi. Oğlundan sonra eşini de kaybeden baba Mevlüt Can duruşma çıkışı açıklama yaptı.
Gözaltında işkence gördükten sonra bunalıma girerek hayatına son veren Onur Yaser Can’ın gözaltı tutunaklarını değiştirdikleri iddia edilen 2 polisin yargılanmasına devam edildi.
Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde 28 yaşındayken İstanbul Harbiye’de esrar satın aldığı iddiasıyla norkoik polisi tarafından gözaltına alınmıştı.
Can götürüldüğü Narkotik Şube Müdürlüğü’nde polisin, işkence, cinsel taciz ve aşağılamalarına maruz kaldığını açıklamıştı. Onur Yaser Can’ın gözaltı tutanaklarında değişiklik yaptıkları iddia edilen 2 polis memurunun yargılandığı davanın 7. duruşması bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Onur Yaser Can’ın babası Mevlüt Can, kız kardeşi Ezgi Sevgi Can ve Can ailesinin avukatı Ercan Kanar katıldı.
Avukat Kanar, duruşmada sağlıklı bir araştırma yapılabilmesi için kriminal laburatuarına gönderilen kütük raporunun kendilerine verilmesini talep etti.
Mahkeme başkanı ise bilirkişinin rapor hazırlayacağını belirterek raporun sunulması için bir sonraki duruşmaya kadar süre verdi. Ardından da duruşmayı 31 Mayıs tarihine erteledi.
‘Aylarca Oyalandık’
Duruşma sonrası açıklama yapan baba Mevlüt Can, oğlunun tüm tutanaklarının değiştirildiğine dair bir el notu bıraktığını ifade ederek şunları söyledi: “Bilgisayar kopyalarını talep ettiğimizde aylarca oyalandık. Sonunda şu ortaya çıktı: Mahkeme de ilgili dosyanın olmadığı ortaya çıktı. Dava mahkemeden Yargıtay’a oradan tekrar mahkemeye gidiyor ve esas kayıtların yok olduğu görülüyor. Bilirkişi de bunu kabul ediyor. Bahane olarak da bunların kimsenin eline geçmediği için yok edildiğini söylüyorlar. Soruşturmayı başlatan savcılardan mahkemeye, narkotik şubeye kadar hepsi kabahatli. Adalet sistemin ne kadar kötü çalıştığı, hak aramanın arkeolojik kazı çalışması kadar zor olduğı ortaya çıktı. Bu sadece polislerin resmi evrakları yok ettiğiyle ilgili. Narkotiğe soruyoruz bunu ‘biz de yok’ diyorlar. İmaj kaydına ulaşmamızı engelliyorlar. Bu da onur Yaser Can’ınn yazdığı notun ne kadar doğru olduğunu ortaya çıkarıyor. Oğlum örgütlü bir şekilde takip ediliyor. Yapılan işkencenin ortaya çıkmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Sorgu odasına kameranın olmadığını söylemek işkenceyi saklamak için yalan söylemek demektir. Oğlumun yakalandığı gece özellikle uyuşturucuyla mücadele şubesinde amirleri de dahil olmak üzere Hakan Aydın ve yardımcısı 11 kişi FETÖ’den tutuklandı ve meslekten çıkarıldığı görülüyor. 6 yıldır bu mücadeleyi sürdürüyoruz 6 yıl daha olsa bile sürdüreceğiz Onur’un annesinin dediği gibi herkes bilecek, bunu yapanlar ortaya çıkacak. Biz de onların peşini bırakmayacağız.”
“Sadece Darbeden Değil Onur İçin de Yargılansın”
NE OLMUŞTU?
Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 günü uyuşturucu sattı satın aldığı iddiasıyla gözaltına alındı. Gözaltında işkence ve cinsel şiddete maruz kalan Can, evraklarda eksiklikler olduğu gerekçesiyle tekrar Narkotik Şube’ye çağrıldı ve yine işkence gördü. İfade gerekçesiyle üçüncü kez Narkotik Şube’ye çağrılan 28 yaşındaki Can, bir not bırakarak evinin penceresinden atladı ve hayatını kaybetti.
Soruşturma başlatan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, “işkence, intihar, kötü muamele” suçlarından takipsizlik kararı verdi. Ancak gözaltı tutanaklarını hazırlayan polisler hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan İstanbul 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açtı.
Dava sonucunda 8 yıla kadar hapisleri istenen iki polis memuruna 2 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. Yargıtay 11’inci Ceza Dairesi bu kararı bozdu. Kararda, mevcut bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, tahrif edilen evrakta, sanıkların savunmasına göre sadece tarih ve sicil kısımlarının değiştirildiği belirtildi. Bunun üzerine yargılama yeniden başladı.
3 buçuk yıllık hukuki sürecin ardından, Yargıtay süreci sırasında yaşananlara dayanamayan Onur Yaser Can’ın annesi Hatice Can da, 2 Mart 2014’de, intihar ederek yaşamına son verdi.