Ragıp ZARAKOLU
Sesonline
Doğrusu Kurban Bayramı ile bir hayvan sever olarak aram pek iyi değildir.
Keşke bu bayram sembolik bir ritüele inse.
Kaynağı olan Yahudi dininde bile böyle bir ritüel yok artık.
Neden bir insan, sevdiği oğlunu kurban etsin?
Bu nasıl bir baba?
Neden oğul kurban edilmesin diye, yerine kefareten bir koç kurban edilsin?..
İlkokul yıllarında Rumeli Caddesi’nde Abdülhamit’in kızı için yaptırdığı bir evde oturuyorduk.
Bir gün bana bir kuzu hediye geldi.
Nişantaşı’nda ahşap bir konakta bu kuzu benim peşimde koşturarak, merdivenlerden çıkar inerdi.
Tutulduğu bahçede de oynardı benimle…
Sonra Çağlayan taraflarında bir çobana verildi.
Sonra bir Kurban Bayramı’nde kuzum geri geldi evimize.
O kadar güzel bir koç olmuştu ki. O kadar güzel kıvrık boynuzları vardı ki…
Kuzumu bana sormadan kurban ettiler.
Bana sorsalar kesinlikle bağışlardım canını.
Siz beslediğiniz kedinizi, köpeğinizi kurban eder misiniz?
Sonra insanoğlunun kurtuluşu adına, onca hayvan toplu bir ritüelle kesiliyor.
Büyük kentlerde, biraz daha kibarca yapılsın bu iş isteniyor. Ama kent dışına çıktığınızda her yer kana bulanıyor…
Belki de bu yüzden kanı, bu kadar kanıksamış bu ülke.
Kendi evlatlarını da, kirli bir savaşta kurban vermeye…