Sesonline.Net
“Bakın benim ülkemde, 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama yüz binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. Eee ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine hadi siz de memleketinize diyeceğim, bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar. Ülkemde de tutmak zorunda değilim” şeklinde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi Genel Başkanı (DSİP) Genel Başkanı Doğan Tarkan’dan yanıt: “Sizin de, CHP ve MHP’nin ırkçılığından farkınızın olmadığını kanıtladınız. Siz de devlet erkânının önemli bir parçası olarak bu geleneği aynen sürdürüyorsunuz.
Bu, çok tehlikeli bir açıklama… ‘Ermenilerden özür diliyorum’ kampanyasına kızanlar, ‘Şimdi zamanı mı?’ diye çıkışanlar olmuştu. Başbakanın ağzından çıkan sözler, bu kampanyanın ne kadar önemli olduğunu, Türkiye’de büyük felaketle yüzleşmeden, 1900’lerin başında var olan kocaman bir halkın hangi vahşi yöntemlerle yok edildiğiyle hesaplaşılmadan milliyetçilik virüsünden kurtulmak ve demokrasiyi geliştirmek yönünde kalıcı adımlar atmanın mümkün olmadığını bir kez daha gösterdi…” Doğan Tarkan konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
“Söz konusu olan Ermeni sorunuysa, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm kademeleri için gerisi teferruattır. Hepsinin ağzı bozulur, omuzları kalkar ve ses tonlarındaki tehdit dozajı Ermeni sorununu konuşmaya başladıklarında artmaya başlar.
Tayyip Erdoğan da devlet erkânının önemli bir parçası olarak bu geleneği aynen sürdürüyor. Bu, çok tehlikeli bir açıklama.
Bu, resmi Türk tezlerinin Ermeni göçü diyerek sulandırdığı 1915 büyük felaketini örgütleyen mantığın, hala ne kadar güçlü bir biçimde hakim olduğunu gösteren bir açıklama.
Bu, ABD’ye caka satacağım diye, ırkçılığı, milliyetçiliği okşayan, nefret duygusunu körükleyen bir açıklama.
Türkiye’de yaşayan hiçbir Ermeni, Türk hükümetinin ABD ya da batı parlamentolarıyla yaptığı pazarlığın konusu olamaz. Hiç kimse, özellikle bir başbakan, Ermenileri topluca bir yerden bir yere göndermeyi aklının ucundan bile geçiremez.
Tayyip Erdoğan esiyor, gürlüyor ve “Benim vatandaşım değil”, “Ülkemde tutmak zorunda değilim” diyor. Erdoğan biraz fazla sahiplenmiş ülkesini. Kimse Erdoğan’ın vatandaşı değil. Kölesi değil. Malı değil. Tapusu kendi üzerinde olan araziler dışında da bu topraklar üzerinde yaşayan insanların toprakları.
“Ermenilerden özür diliyorum” kampanyasına kızanlar, “Şimdi zamanı mı?” diye çıkışanlar olmuştu. Başbakanın ağzından çıkan sözler, bu kampanyanın ne kadar önemli olduğunu, Türkiye’de büyük felaketle yüzleşmeden, 1900’lerin başında var olan kocaman bir halkın hangi vahşi yöntemlerle yok edildiğiyle hesaplaşılmadan milliyetçilik virüsünden kurtulmak ve demokrasiyi geliştirmek yönünde kalıcı adımlar atmanın mümkün olmadığını bir kez daha gösterdi.
Sosyalistler için şimdi bir kez daha, “Hepimiz Ermeniyiz!” haykırışını yükseltmenin zamanıdır.”