Keskin: Samatya Zanlısı Bu Suçu Tek Başına İşleyemez

[ A+ ] /[ A- ]

ist-110313-ihd-samatya-gozlem- aciklama

DİHA

Samatya’da Aralık ayının başından itibaren başlayan yaşlı Ermeni kadınlara yönelik saldırıların ardından tutuklanan Murat Nazaryan’la Silivri Cezaevi’nde görüşen avukat Eren Keskin, gerçek faillerin bulunması için çaba harcadıklarını söyleyerek, olayın derinlemesine araştırılması gerektiğini ifade etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu, yaşlı Ermeni kadınlara yönelik saldırıların ardından tutuklanan Murat Nazaryan’la 8 Mart tarihinde Silivri Cezaevi’nde yaptığı görüşmenin izlenimlerini şube binasında düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaştı. Açıklamaya İHD İstanbul Şubesi Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu’ndan Meral Çıldır, Ayşe Günaysu ile avukat Eren Keskin katıldı.

Açıklamada ilk olarak konuşan Meral Çıldır, “Samatya saldırganı yakalandı” haberlerinin emniyet tarafından basına servis edilen bir metin üzerinden gerçekleştiğini belirterek, metinde verilen bilgilerin kendilerini tatmin etmediği kaydetti. Gözaltına alınarak tutuklanan Murat Nazaryan’ın yalnızca bir “zanlı”, bir “şüpeli” olduğu halde servis edilen metinde saldırıların faili olarak ilan edildiğine dikkat çeken Çıldır, emniyet tarafından servis edilen metnin sadece Samatya saldırısının çözüldüğü izlenimini yaratacak şekilde kaleme alındığına işaret etti. Saldırıların arkasındaki gerçeklerin henüz tam olarak açığa çıkarılmadığını söyleyen Çıldır, zanlı Murat Nazaryan’la yaptıkları görüşmelerinin bu kanıyı daha da güçlendirdiğini belirtti.

Murat Nazaryan ile görüşmek için 8 Mart tarihinde Silivri Cezaevi’ne giden avukat Eren Keskin görüşmenin içeriğini ve gözlemlerini aktardı.

‘Zanlı ‘hatırlamıyorum’ diyor’

Samatya saldırganı adliyeye sevk edildiKeskin, görüşme boyunca Murat Nazaryan’ın ağladığını ve ruh sağlığının iyi olmadığının bir bakışla anlaşıldığını belirtti. 24 yıllık bir avukat olduğunu söyleyen Keskin, karşısında kişinin hasta olup olmadığını anlayabildiğine dikkat çekerek, Nazaryan’ın ruhsal rahatsızlığı olduğunu dile getirdi. Nazaryan’ın saldırıların faili olup olmadığına ilişkin sorulara “Hatırlamıyorum” yanıtını verdiğini söyleyen Keskin, şöyle konuştu: “Aynı anda hem ‘hiçbir şey hatırlamıyorum’ diyor, hem de ‘ama demek yapmışım, polis yoksa beni neden yakalasın, hem kan örneğimde tutuyormuş’ diyor. Aynı anda ‘Ben yapamam, kimseye tokat bile atmam’ diyor. Rol yapma kapasitesinin bile olmadığı gözlenen zanlının, ‘nasıl yakalandığımı da hatırlamıyorum, ben yapmış olsaydım aynı yerde kalmaya devam eder miydim, ama demek ki yapmışım, polis öyle diyor’ demesi, bunu deme şekli, gerçeklikle bağının ciddi şekilde kopuk olduğu izlenimini veriyor.”

‘Ermeni kimliğinden dolayı cezaevinde öldürülmekten korkuyor’

Nazaryan’ın Ermeni kimliğinden dolayı cezaevinde öldürülmekten çok korktuğunu söylediğini belirten Keskin, cezaevi yönetimi ile görüştüğünü ve Nazaryan’ın tek hücreli koğuşta kalınmasını istediklerini söyledi. Anne, baba ve kardeşini kaybetmiş olan Nazaryan’ın birinci dereceden yakınlarının olmadığını, bu nedenle ikinci dereceden yakınları ile görüştüklerini aktaran Keskin, yakınları Nazaryan için; ruh sağlığının bozuk olduğunu, çok korkak olduğunu, kan görmeye dayanamadığını, çok zayıf yapıda olduğunu, söz konusu suçları kendi başına planlayarak yapabilecek boyutta olmadığını aktardıklarını söyledi. Nazaryan’ın gerçek fail olup olmadığına ilişkin bir görüş beyan edecek durumda ve konumda olmadıklarını söyleyen Keskin, “Bizler sadece gerçek faillerin bulunması için çaba harcıyoruz. Eğer fail Nazaryan olsa dahi ona yardım edenlerin ve olayın arka yüzünün araştırılması gerektiğini söylüyoruz” dedi.

‘Nefret saikini zanlının Ermeni olması belirlemez’

“Bu suçun ırkçı nefret saikiyle işlenmiş olup olmadığını belirtecek faktör, zanlının etnik, dinsel kimliği değildir” diyen Keskin, “Samatya olayında zanlının Ermeni olması ırkçı nefret tartışmasına nokta kayacak bir bulgu değildir. Nazaryan’ın kendi başına bu saldırıları planlayarak yerine getirecek zihinsel melekelere sahip olmadığı kanısındayız” dedi. Dosyadaki gizlilik kararının kaldırılması gerektiğini ifade eden Keskin, “Dosya muhtevası incelenmeye açık olmalı, konuyla ilgili toplumun kaygılarını giderecek bir şeffaflık sağlanmalıdır” dedi. “En etkili toplumsal denetleyici güç olarak kamuoyunu da süreci yakından takipçisi olaya davet ediyoruz” diyen Keskin, olayın derinliğine araştırılması gerektiğinin altını çizdi.