Kayıp Anneleri 8 Mart’ı Nasıl Kutlasın?

[ A+ ] /[ A- ]

ANF

Cumartesi Anneleri, 415. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Kayıp yakınları, bu haftaki eylemlerini, gözaltında kaybedilen kadınlara adadı, 1992’de kaybedilen Rıdda Yavuz’un dosyasını açtı.

Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, kayıpların fotoğrafları ve karanfillerle Galatasaray Meydanı’nda her haftaki oturma eylemlerini gerçekleştirdi. 415. oturma eylemine, Ferhat Tunç, Yusuf Çetin, ressam Gülbahar Bozkurt, şair Selah Özakın’ın de aralarında bulunduğu sanatçılar da destek verdi.

‘Bize bu acıları çektiren nasıl insanlıktır?’

Bugünkü oturma eyleminde ilk sözü, 1995’te Dargeçit’te kaybedilen Aburrahman Coşkun’un yeğeni Mukaddes Coşkun aldı. 8 Mart’ın kutlandığı bugünlerde anaların, kadınların acılar çektiğini söyleyen Coşkun, “18 yıldır amcamı arıyoruz. Bu nasıl insanlıktır bize bu acıları çektiren?” diye sordu.

’12 Eylülcülerin yanına kâr mı kalsın?’

12 Eylül döneminde kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl, “Dün kadınlar günüydü. 86 yaşındaki anamın nasıl bayramını kutlayayım. Elmas Ana’nın, Berfo Ana’nın bayramını nasıl kutlarız diye düşünenler oldu mu?” diyerek tepkisini gösterdi. Yedigöl, “28 Şubat yargılamaları için ‘Yanlarına kâr mı kalsın?’ diyorlar. Peki, 12 Eylülcülerin yanına kâr mı kalsın?” şeklinde konuştu.

‘Kadın da olsa gereği yapıldı’

Gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç, Bulgaristan başbakanının polis şiddetine tepki göstererek istifa ettiğini hatırlatarak konuşmasına başladı. Karakoç, “Başka ülkelerde yetkililer, örnek davranışlar gösterebiliyor. Ama bizim Başbakan, Diyarbakır’da 14 kişinin öldüğü olaylardan sonra, ‘Kadın da olsa, çocuk da olsa gereği yapılacak’ diye talimat verebiliyor. Asker Roboskî’de katliam yapmış ama bir özür bile dilemiyor. İşte aradaki fark bu kadar açık” dedi.

12 Eylül’de kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de, kadınların her yerde ezildiklerini söyledi. Hiçbir devlet yetkilisinin kadın haklarından, anaların kutsallığından bahsetmemesini istedi. Eren, “Önce buradaki anaların acılarına son verin” diye konuştu.

‘Rıdda Yavuz nerede?’

Bugünkü basın açıklamasını, Cumartesi eylemcisi ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi Genel Başkanı Figen Yüksekdağ okudu. 8 Mart dolayısıyla kadına yönelik şiddetin gündem yapıldığını ancak oğulları, kızları kaybedilen anaların acılarının dindirilmediğini söyleyen Yüksekdağ, “Bizler devletin unutturmak istediği kayıplarımızdan, Zozan Eren’i, Lütifye Kaçar’ı, Hamide Şarlı’yı, Hatice Şimşek’i, Fahriye Mordeniz’i, Konca Kuriş’i, Ayşenur Şimşek’i, Hatun Işık’ı, Yeter Işık’ı, Elif Işık’ı, Gülizar Serin’i ve henüz üç yaşında olan bebek Dilek Serin’i ve adını sayamadığımız tüm kadın kayıplarımızı her zaman hatırlatarak hafızalarda diri tutmaya devam edeceğiz” dedi.

Yüksekdağ, 15 Ağustos 1992’de Mardin Derik’te gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan, gözaltında kaybedilen kadınlardan Rıdda Yavuz’un dosyasını açtı.

Katıldığı miting sonrası askerlerin ateş açması üzerine yaralı gözaltına alınan ve o tarihten beri bir daha kendisinden haber alınamayan Yavuz’la ilgili tüm girişimler boşa çıktı. Yavuz’la birlikte gözaltına alınan iki kişiden de haber alınamadı. Yavuz’un kaybedilmesinden sorumlu Yüzbaşı Musa Çitil ile ilgili yapılan suç duyuruları da işleme konulmadı.

“Rıdda Yavuz ve tüm kayıplarımız nerede?” diye soran Yüksedağ, “Soruyoruz ve cevabımızı alıncaya kadar peşinizi bırakmayacağız” dedi.

Cumartesi Anneleri’nin oturma eyleminden sonra sanatçılar, kayıp yakınları için yaptığı resmi sergiledi, kayıplar için yazdıkları şiirleri okudu.