Kamp Armen ve “Kobanê’deki Son Ermeni Ailesi”

[ A+ ] /[ A- ]

29209066
Not: Bu yazı Nor Zartonk Dergisinin 10. Sayısında yer yayınlanmıştır.

Anuş Kazan Asaduroğlu

XIX. yüzyıl sonlarından başlayarak, özellikle soykırımın gerçekleştiği 1915’de yani günümüzden 100 yıl önce, katliamlara maruz kalmış, ölümün bir umuda dönüştüğü şartlara katlanmak zorunda bırakılmış bir halk olarak açlığın, susuzluğun, evsiz, yurtsuz, yapayalnız bırakılmanın ne demek olduğunu çok iyi hissetmişizdir.

Psikolojik açıdan ele aldığımızda, bunların izleri bilinçaltımızın derinliklerinde varlıklarını sürdürebilmekte, çeşitli olayların tetiklemesiyle ortaya çıkabilmektedir. Bu durumlara düşmüş insanlara karşı hassasiyet eşiğimizi, bizi tedirgin edebilecek noktalara getirebilmektedir.   Öyle ki, Ermeni halkı bu mağduriyetlerin giderilmesine katkıda bulunduğu takdirde, hem insani sorumluluğunu yerine getirmiş olacak, hem de böyle bir katkıda bulunmuş olmanın vicdani rahatlamanın verdiği huzura erişebilecektir. Bu vesileyle son zamanlarda, destek vermemizin gerekli ve zorunlu olduğunu ve bize böylece vicdanen rahatlama imkânı vereceğini düşündüğüm “Kamp Armen” Ermeni çocuk kampından ve “Işid, Kobanê’nin ‘Son Ermenilerini’ de Katletti”[1] haberinden bahsetmek istiyorum.

Kamp Armen, takriben elli yıl önce, Anadolu’daki yetim ve fakir Ermeni çocukları için Gedikpaşa Ermeni Protestan Vakfı tarafından önce arsası satın alınmış, sonra üzerine kamp binası inşa edilmiş yetim ve fakir Ermeni çocuklarına ait bir kamptır. Kamp Armen, binasının inşa edilme şartları bakımından diğer kamplara göre, ona çok daha özel bir manevi değer katmaktadır.   Zira “kamp binası”nın inşasında, o yetim, fakir Ermeni çocuklarının emeği, alınlarındaki terleri vardır. Belki de kitaplarda, sosyal medyada bu çocukların su taşıyan, toprağı kazan fotoğraflarına da rastlamışsınızdır[2]. 6 Mayıs 2015 günü, bu binanın iş makineleriyle yıkılan bölümünün görüntüsünün, bundan haberdar olan herhangi birine, özellikle de bir Ermeni’ye ne kadar acı yüklü duygular yaşatacağından şüphe yoktur. Nasıl ki, iş makinesini kullanan kişi buranın bir yetimhane olduğu kendisine iletilince yıkmayı reddetmiş ve “Yetimlerin hakkının olduğu bir yerde trilyon da verseler ben bu binayı yıkmam,” demiştir[3].

Yetimhane, yetim bırakılma, fakirlik, kimsesizlik, akrabaları arama, akrabalar bulunduktan sonra, hasret giderebilmek için çevirmene ihtiyaç duyma durumları, dünya medeniyetine katkıda bulunmuş Ermeni halkının yaşamında, özellikle yüzyıldan beri, bugünlerde soykırımın 100. yılında, önemli, hatta travmatik bir yer tutmaktadır. Nenelerimizden, dedelerimizden bazıları ya yetimhanelerde büyümüşler ya evlatlık edinilmişler ya aralarından bazıları köle olarak satılmışlar ya da din değiştirmek zorunda kalmışlardır. Müslüman Ermeni akrabalarımız yok mudur? Tabii ki çoğumuzun ailesinde varlar ve iyi ki varlar. Bunun içindir ki

dini yetkililerimiz, vakıf yöneticilerimiz, halkımız, yetimlerle, fakir kimsesiz çocuklarla yakından ilgilenmişler; Anadolu’daki fakir Ermeni ailelerine sahip çıkmışlar, çocuklar için yetimhaneler, eğitim kurumları kurmuşlar, aileler için de barınma alanları yaratmışlardır. İşte Kamp Armen de bu yaralarımıza çare olmak için kurulmuş bir kamptır. Nor Zartonk’lular işte bu gasp edilen kampın iade edilmesi için 100 günden beri, çetin şartlarda direnişlerini sürdürmektedirler. Ancak soykırımın 100. yılında, direnişin 100. gününde de Kamp Armen’in tapusunun iadesi henüz gerçekleşmemiştir.

Yukarıda bahsettiğimiz, Kamp Armen’in yıkımı 6 Mayıs 2015’de başlanmış, aynı gün durdurulmuş, ve o tarihten itibaren, 100 günden beri, Nor Zartonklular[4] tarafından çocuklar ve büyükler için, çok kaliteli, kültürel, eğitsel, sanatsal faaliyetlerin gerçekleştirildiği; ayrıca Ermeni halkından birçoğumuzun hafta sonu buluşma ve sohbetlerin gerçekleştirildiği, yeni dostlukların edinildiği bir mekân haline getirilen Kamp Armen, artık ikinci kez Ermeni halkı için 100 günlük yaşanmışlığın bir hafıza merkezi haline gelmiştir. 100. gününde Kamp Armen Ermeni halkı için artık sadece üzerinde bir bölümü yıktırılmış boş bir yetimhane binası değil, aksine yeniden çok derin anlamlar ifade eden önemli bir hafıza merkezi haline gelmiştir. Öyle ki yoğun emek sarf edilmiş, yeniden yaşamsal bir alana dönüştürülmüştür. Bundan dolayıdır ki başta saygıdeğer dini yetkililerimizin, vakıf yöneticilerimizin, Nor Zartonk’lulara ve dostlarına, haftalardır Kamp Armen’e giden Ermenilere destek vermelerini beklememizin hakkımız olduğu düşüncesindeyim. Tabii ki bizlerin de, 100 cü gününe kadar gereken ilgiyi çeşitli nedenlerden dolayı gösteremeyen annelerin, babaların da Arno Kalaycı’nın [5] çağrısına uyarak, hem 100 günden beri yaratılmış yaşamsal alana, hem de hepimizin anılarına sahip çıkmaları gerekiyor. Kaldı ki Kamp Armen, Ermeni halkı için sadece geçmişten gelen ve 100 günden beri yaşanmışlıklardan oluşan hafızaların mekânı olmanın dışında, günümüzde Ermeni halkının yetimlerinin, fakir çocuklarının ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir mekânı da oluşturmaktadır. Hiç yetim, kimsesiz, bakıma muhtaç çocuğumuz yok mu? Ayrıca bugün yok ise yarın da olmayacağından nasıl emin olabiliriz? Sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğunu düşünenlerdenim.

İkinci iç acıtıcı konu da yukarda sözünü ettiğim, “Işid, Kobani’nin ‘Son Ermenilerini’ de Katletti”[6] yazısıyla gündeme gelen “Kobanê’deki Son Ermeni Ailesi”dir. Yazının son paragrafını okuyunca yazımın önceki bölümlerinde bahsetmiş olduğum o iç acıtıcı, insanı kahreden durumların yeniden yaşandığını hissettim ve içim acıdı.

HABERTÜRK Gazetesi’nde çıkan haberdeki söz konusu yazının, bahsettiğim son paragrafın başlığı şöyleydi: “Ermeni Cemaatlerini Yanımızda Göremedik”. Yazıyı okuyamayanlar ve içeriğini tam aktarabilmek amacıyla paragrafın tamamını aynen sunmak istiyorum: “Eşinin ölmesi üzerine dört çocuğunun yetim kaldığını söyleyen İlona Tomasyan ise Ermeni cemaatlerine sitem ediyor: “Eşim oğlumun gözü önünde öldürüldü. Babasının ölümü oğlumu çok etkiledi. Benim dört çocuğum var. Dördü de yetim kaldı. Eşimin ölümüyle kimsesiz kaldık. Artık beni ve ailemi Kobanê’ye bağlayan hiçbir şey kalmadı. Bundan sonra Kobanê’ye dönmeyi düşünmüyoruz. Pasaportumuz olmadığı için Avrupa veya Ermenistan’a gidemiyoruz. Ne yapacağımızı, nereye sığınacağımızı bilmiyoruz. Kobanêli Ermeniler olarak bu süreçte çok sıkıntı çektik. Fakat hiçbir Ermeni veya Hıristiyan topluluğu bizimle ilgilenmedi. Onları yanımızda göremedik. Bir başımıza kaderimize terk edildik. Artık onları yanımızda görmek istiyoruz. İnsanların bize kucak açmasını bekliyoruz.”[7]

Soykırımın 100. yılında ve Kamp Armen direnişinin 100. gününde maalesef Ermeni halkının yine yetimleri, fakirleri, evsizleri, bakıma muhtaç insanları var. Yukardaki vaka benim tanık olduğum birçoklarından biridir. Bundan dolayıdır ki hepimizin, kurumlarımızın Ermeni halkına ait maddi ve manevi değerlerimize sahip çıkması kaçınılmazdır. Birçok kurumumuz bu alanda gayret sarf etmişler ve bazı başarılar da elde etmişlerdir, aynı çabaları şu anda aciliyet arz eden ve ihtiyacı hissedilen Kamp Armen’e de göstermeleri gerektiği düşüncesindeyim. Zira Soykırımın 100 cü yılında ve Kamp Armen’in 100. direniş gününde Ermeni halkının Kamp Armen’e ihtiyacı var. Bu da Kamp Armen’in Ermeni halkına iadesi için direnen gençlerimizin aslında ne kadar haklı olduklarının kanıtıdır. Bu sebeple hepimizin elini taşın altına koyma vakti gelmiştir, bugün kampımız için verdiğimiz mücadeleyi başka yuvalarımız için de vermemek adına herkes elinden gelen katkıyı yapmalıdır.

Kamptaki varlığımız, direnişimiz, en kısa sürede müjdeli haberi alma ümidiyle devam ediyor, zira Kamp Armen eskiden olduğu gibi bugün de, neden birçok Ermeni’yi geleceğe umutla taşıyan bir yuva olmasın?

[1]Emen, İdris, IŞİD, Kobani’nin ‘son Ermenileri’ni de Katletti, Radikal Gazetesi, 01/07/2015

[2]Tuzla Ermeni Kampı, Bir El Koyma Öyküsü, İnsan Hakları Derneği, 2008,

Kamp Armen, 1962’de satın alınmıştır, Tapu Senedi örneği, sayfa 25,

Çocukların Kamp Armen işaasına temel için katılımlarını gösteren fotoğraflar, sayfa 28, 29

[3]Girit, Selin, BBC, Türkçe, 8 Mayıs 2015 http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/05/150508_kamp_armen

[4]NOR ZARTONK’un faaliyetleriyle ilgili bilgileri, makaleleri www.norzartonk.org da bulabilirsiniz

[5]Mayriglerimize ve Hayriglerimize Çağrı, Kalaycı, Arno, Kamp Armen Özel, Sayı:9, sayfa: 13

[6]Emen, İdris, IŞİD, Kobani’nin ‘son Ermenileri’ni de Katletti, Radikal Gazetesi, 01/07/2015

[7]Emen, İdris, IŞİD, Kobani’nin ‘son Ermenilerini de Katletti, Radikal Gazetesi, 01/07/2015