ETHA
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), dün İstanbul’da 1 Mayıs için Taksim’e çıkmak isteyen işçi ve emekçilere yönelik polis saldırısına ilişkin açıklama yaptı.
DİSK Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TTB Merkez Konsey üyesi Osman Öztürk, konfederasyonlara bağlı sendikaların yöneticileri, ESP, Halkevleri, TKP 1920, Nor Zartonk’un da bulunduğu çok sayıda siyasi parti temsilci ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.
Örgütler adına açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “AKP’nin dikensiz gül bahçesi hayalini bozmaya devam edeceğiz” dedi. AKP’nin işçi, emekçi ve halklara ve 1 Mayıs’a yönelik saldırılarının devam ettiğin söyleyen Beko, bu saldırıların arkasında AKP’nin işçi ve emekçilere olan düşmanlığının yattığını kaydetti.
Dün İstanbul’un adeta açık hava hapishanesine çevrildiğini belirten Beko, ortaya çıkan direnişin, binlerce polisi seferber eden AKP’nin ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun, 1 Mayıs’ı yasaklayamayacağını bir kez daha gösterdiğini ifade etti, tüm İstanbul’un 1 Mayıs alanına dönüştüğünü ekledi.
“Tek Anlamıyla Faşizm”
Bir kez daha hükümet ve valini tavrının “ideolojik” olduğunu vurgulayan Beko, “Sermayenin ideolojisi ve çıkarlarına hizmet edenlerin işçi düşmanlığı bugün üzerimize yağdırılan gaz bombaları, tazyikli sular ve polis copu ile bir kez daha ayyuka çıkmıştır” dedi.
Tüm İstanbul’da yaşananları “tek anlamıyla faşizm” olarak tanımlayan Beko, sözlerini şöyle sürdürdü: “1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması kararının arkasında duran irade, işçi düşmanlarına geçit vermemek için sokakta, işyerlerinde, fabrikalarda, yaşamın her alanında direniş göstermiştir. Bu dirençli tavrı 1 Mayıs yasağıyla kırabileceklerini düşünenler sanırız bir kez daha sükutu hayale uğramış, yasağa karşı direnen emekçilerin ve emek dostlarının ne antidemokratik yasalara ne de yasaklara boyun eğmeyeceğini görmüşlerdir.”
“İşçi Sınıfının İradesini Teslim Alamadınız, Alamayacaksınız”
Dün yaşananları hatırlatan Beko, “Saldırıların ardındaki gerçek açıktır: iktidar işçi düşmanıdır, emekçiler kaşsında sermayenin safındadır”dedi. Beko, şöyle devam etti: “Bu saldırılar karşısında direnenlerin, günler öncesinden başlayan tehditlere kulak asmayıp dün 1 Mayıs meydanlarına çıkanların gösterdiği gerçek de açıktır: Türkiye işçi sınıfının iradesini teslim alamadınız, alamayacaksınız.”
Saldırıları kınayan Beko, sözlerini şöyle tamamladı: “Antidemokratik yasalarınızdan ve yasaklarınızdan aldığınız güçle kurduğunuz işçi, emekçi düşmanı iktidarınız, dünyanın en güzel değerlerini yaratan biz emekçilerin elleri ile yıkılacak. Bu ülkede eşitlik, özgürlük, adalet ve barış rüzgarı esecek…”
Beko, İstanbul Valisi Mutlu’nun “marjinal gruplar vardı” şeklindeki açıklamalarına ilişkin şu yanıtı verdi: “Devlet insanları katletmek istediği zaman marjinal gruplar ortaya çıkarıyor. Dün sokağa çıkan her bir kişi işçidir, emekçidir. Onlara saldıranlar katil sürüleridir. Önünüze gelen ekmeği de, suyu da bu emekçiler üretiyor. Bu insanlara gaz sıkılık mı? AKP’nin emekçiye, kamu çalışanlarına saygısı yok.
Özgen: Yaşananlar Kararın Politik Olduğunu Gösterdi
KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Vali Mutlu’nun dün yaptığı açıklamalarla yaşananları maniple ettiğini söyledi, “Kimse polis saldırmadı. Daha ilk dakikalarda, 15 kişi dahi olmadan polis tazyikli su ve biber gazı ile bize saldırdı”dedi.
Valiliğin, 30 metrekarelik çukuru bahane ederek Taksim’i yasakladığını söyleyen Özgen, “Ama dün gördük ki, İstanbul’u abluka altına almak, emekçileri Taksim’e sokmamak için tedbirler alındı. Bu, valiliğin aslında kilometrelerce alanda tedbir alabileceğini gösteriyor. Yasağın politik karar olduğu dün yaşananlarla bir kez daha ortaya çıktı” şeklinde konuştu. Taksim’in işçi ve emekçilere kapatılamayacağını vurgulayan Özgen, dün ortaya çıkan tablodan kendilerinin değil, devletin sorumlu olduğunu kaydetti.
“Emri Veren ve Uygulayanlar Soruşturulsun”
TTB Merkez Konsey üyesi Osman Öztürk, polisin, Şişli Etfal Hastanesi içerisine de biber gazı ve tazyikli su sıktığını hatırlattı, hiçbir gerekçenin bu saldırıyı haklı gösteremeyeceğini kaydetti. Öztürk, savaşlarda dahi hastanelere dokunulmadığını kaydetti.
TTB olarak kimyasal gazların insan sağlığına ne kadar zararlı olduğu yönünde defalarca açıklama yaptıklarını söyleyen Öztürk, Metin Lokumcu ve Çayan Birben’in atılan biber gazlarından dolayı yaşamlarını yitirdiklerini hatırlattı. Polisin dün çok yoğun bir şekilde gaz kullandığını söyleyen Öztürk, “bu öldürmeye teşebbüstür” dedi, savcılığın emri veren yetkililer ve polisler hakkında soruşturma başlatmasını istedi.