Agos Gazetesi
Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili dava sürecinde dosyaya giren, sanıkların devlet yetkililerine ait hatlarla görüşmeleri bilgisini ortaya koyan gelişmeler, bu katliamın Hrant Dink suikastıyla benzerliklerini akla getiriyor.
Öncelikle her iki olayda da cinayetlerin çete işi olması, olay öncesinde faillerle resmi yetkililer arasında telefon görüşmeleri yapılması, siyasilerle görüşme iddiaları ve toplumun bir bölümünün internet sitelerinde cinayetlere alkış tutması gibi benzerlikler öne çıkıyor. Hrant Dink suikastı ve Malatya’da meydana gelen katliam arasında dava sürecinde ortaya çıkan benzerliklerden saptanabilenler şöyle:
1- Koruma yoktu:
Her iki olayda da mağdurların korunmaları söz konusu değildi. Korunma hizmeti, cinayetler işlendikten sonra benzer risklere açık kişi ve kuruluşlar için tahsis edildi.
2- Başroldekilerin eski vukuatları:
Hrant Dink cinayetinde azmettirici olduğu belirtilen Yasin Hayal, geçmişte darp, bombalama dahil birçok suçtan karakolluk ve adliyelik oldu ancak kısa süreli hapis cezasına çarptırılıp serbest bırakıldı. Malatya katliamının baş aktörü Emre G. de, sanıklardan Salih G.’nin mahkemeye sunduğu ihbar mektubunda iddia ettiğine göre, bir bıçaklama olayından mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi üzerine kurtuldu. İhbar mektubuna göre Emre G., polis müdürleri, amirleriyle oturup kalktığını, bunların arkadaşları olduğunu iddia ediyordu.
3- Olay öncesi siyasilerle görüşmeler:
Hrant Dink cinayeti öncesinde azmettirici konumunda bulunan Yasin Hayal, cezaevindeyken BBP MKYK üyesi H.E. ve BBP İl Başkanı Y. C.’den 1000 YTL para ile giyecek ve eşya yardımı aldığını söylemişti. Malatya olayında ise katil zanlısı Emre G.’nin, Malatya İl Genel Meclisi’nin MHP’li üyesi R.P.’yle, onun adına kayıtlı hat üzerinden, olaydan önceki 1 ay içinde 18 kez mesajlaştığı saptandı. R.P., hattın kendine ait olduğunu ancak kızı tarafından kullanıldığını, “Emre G.’yi birkaç kez gördüğünü, sıcak diyalogları olmadığını belirtti. Sanıklardan Abuzer Yıldırım ifadesinde, ‘Emre G. bize misyonerlikle ilgili bilgileri R.P. isimli, babasının spor salonuna devam eden, devlete raporlar veren birinden aldığından bahsetti” demişti.
4- Olaylar öncesinde güvenlik ve yargı görevlileriyle yapılan görüşmeler:
Hrant Dink suikastına karışan kişilerden Yasin Hayal’in akrabası Coşkun İğci, polise verdiği ifadede, Hayal’in Hrant Dink’i öldüreceğini jandarma istihbarat görevlilerine söylediğini anlatmıştı. Jandarma görevlileri, Coşkun İğci’nin istihbarat elemanı olmadığını belirtmiş, bir kamu kurumunda güvenlik görevlisi olarak çalışmasından ötürü zaman zaman kendisiyle görüştüklerini, ancak cinayete ilişkin bir bilgi vermediğini ileri sürmüşlerdi. Jandarma, Coşkun İğci’nin polis tarafından yönlendirildiğini iddia etti. Dink olayı tutuklularından Erhan Tuncel’in de güvenlik birimleriyle muhbir olarak ilişkisi biliniyor. Malatya katliamı sanığı Abuzer Yıldırım’ın İstanbul’da bir savcıya ait telefonla mesajlaştığı ve kayıt adresi “Ankara Özel Harekât Dairesi” görünen bir telefondan arandığı geçtiğimiz günlerde belirlendi. Yıldırım’ın mesajlaştığı numarayı kullanan kişi savcının yeğeni olduğunu, telefonu iki yıldır kullandığını, Abuzer Yıldırım ismini ilk kez duyduğunu belirtti.
5- Cinayetler adeta “geliyorum” dedi:
Basının yaptığı araştırmaya göre Yasin Hayal, aylar önce Trabzon Pelitli’de Dink’i öldürteceğini açıkça anlatıyordu. Sokakta, kafelerde bu konuşuluyordu. Tetikçi bile biliniyordu. Malatya’daki olayda ise sanıklar olaydan önce Emre G. tarafından örgütlendi, ailelerine mesaj yazmaları istendi, Emre G. T.I. adlı bir kıza “hakkını helal et” diye mesaj gönderdi, T.I. daha sonraki ifadesinde katliamın meydana geldiği günlerden Günaydın’ın “dengesiz” bir kişilik çizdiğini belirtti. 6- Uzakdoğu sporları:
Her iki olayda da katillerin uzak doğu sporlarına meraklı olduğu ortaya çıktı. Yasin Hayal ve O.S.’nin cinayetten önce birlikte çok sayıda karate filmi izledikleri, Malatya katliamı sanığı Emre G.’nin ise tekvando öğrettiği saptandı.
7- Cinayetlerin soruşturulmasıyla ilgili tartışmalar:
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ndeki memurlar hakkında, Hrant Dink suikastı ihbarları karşısında, görevlerini ihmal ve suçun önlenmesinde memuriyet görevlerini gereği gibi yerine getiremedikleri iddiasıyla soruşturma yapılmasını istemişti. Trabzon Valiliği ise soruşturma izni verilmesine gerek olmadığına ve emniyet mensuplarının görevlerini ihmal etmediğine karar verdi. Eylül ayında ise Malatya katliamıyla ilgili Malatya Savcılığı’na bir ihbar mektubu ulaştı. İhbar mektubunda, Emre G.’yi bir öğretim üyesinin azmettirdiği, bu konuda öğretim üyesiyle temasa geçen ilk kişinin de Emre G.’yi hastanede izleyen kamera sistemleri için görevlendirilen bir jandarma üsteğmen olduğu belirtildi ve telefon kayıtlarına bakılması istendi. Malatya Savcılığı ihbar mektubunu askeri savcılığa iletti.
8- Kamera görüntüleri:
Hrant Dink cinayetinin işlendiği yerdeki kameranın sabah ile öğle arasındaki kayıtlarının kaybolduğu iddia edildi. Savcının kayıtları istediği, ama kayıtların bulunamadığı basına yansıdı. Malatya olayında da Emre G.’nin odasına yerleştirilen kamera kayıt sisteminin ses alma ve kendi hafızası dışında bir kaynağa kopyalanabilme özelliğinin bulunmadığı anlaşıldı. Cinayetten sonraki on günlük sürede kayıt yapılamadı.
9- “Olaylar önlenmedi” iddiası:
Hrant Dink suikastında, Dink’e gelen tehditler, ihbarlar ve Pelitli’deki hareketlenmeler gerekçe gösterilerek cinayetin önlenmediği ile ilgili iddialar gündeme gelmişti. Malatya katliamından önceki kimi telefon görüşmeleri de, basında benzer yönde kimi kuşkuların ortaya çıkmasına neden oldu.
10- Ortak tepkiler:
İki olay arasında bir benzer yan da, internet sitelerinde ve basında kimi çevrelerin cinayetleri haklı görmesi, desteklemesi, katilleri kutlaması oldu. Hrant Dink olayı dışında, toplumun Malatya’daki misyoner katliamına tepkisi sesli olmadı.