Elif GÖRGÜ
Evrensel Gazetesi
Günler öncesinde kışkırtmaları başladı; imzalar toplandı, bayraklar dağıtıldı, biletler satışa çıkarılmadı, güvenlik terörü estirildi…
Günler öncesinde kışkırtmaları başladı; imzalar toplandı, bayraklar dağıtıldı, biletler satışa çıkarılmadı, güvenlik terörü estirildi… Ancak “beklenen” olmadı ama Bursalılar “Sarı Gelin” türküsünü de söylemediler. Keşke söyleselerdi, ancak yine de maç başlamadan önce uçurulan beyaz güvercinler döndü dolaştı, ne yaptı etti, içimize kondu. Sonradan gazeteci oldukları söylenen bir grup ise kısa bir süreliğine de olsa şu pankartı açtı: Hrant’ın anavatanına hoş geldiniz!..
Maç için değil umut için gelenler
Bir anons duyuluyor; “Türk konukseverliğinin bu maçta da gösterileceğine inanıyoruz. Rakip ülkenin milli marşı okunurken centilmence dinlenilmesini önemle rica ediyoruz” deniyor özetle, Türkiye Futbol Federasyonu adına yapılan bu uyarıda. Birkaç kere dinliyoruz bu anonsu. Yanımızda İstanbul’dan gelen bir grup Türkiyeli Ermeni var. Çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Ahmet İnsel gibi akademisyenler; Ümit Kıvanç, Bağış Ertan gibi yazarlar da gelmiş. Gazeteci Hrant Dink’in kardeşi Yervant Dink ve kızı Delal Dink de aynı tribündeler. Delal, iki ülkenin de renklerini simgeleyen mavi, turuncu, kırmızı ve beyaz bir şalı boynuna sarmış.
Bu yüz kişiyi bulan kitle bir “taraftar” grubu değil elbet. Aralarında ilk defa futbol karşılaşması izleyenler de var. Belki yalnız kalmasınlar diye Ermenistanlı futbolcuları desteklemeye gelmişler ama birlikte yaşadıkları Türklerin, ne söyleyeceğini duymak istedikleri de, Bursa’ya maç değil umut peşinde geldikleri de açık.
Ne olacak bu Fener’in hali?
Protokol tribününe yerleşiyoruz. Yanımızdaki, eğer gelselerdi Ermenistanlı taraftarların dolduracağı koltuklar boş. Bitlis ve Sasonlu birkaç Ermeni genç, coşkunun merkezi bu tribünde. Yol boyu Fenerbahçe tartışması yapıyorlar. Hatta “Bu Ermenistan-Türkiye maçı değil de Ermenistan ligindeki bir takımla Fenerbahçe’nin maçı olsa, kesinlikle Fenerbahçe’yi tutarız, maça Fenerli olarak gideriz” diyor biri. Maç sırasında da yanındaki bir Bursasporluyla kafa kafaya vermiş, Fenerbahçeli bir futbolcunun durumunu konuşuyorlar.
Ermeni gençler, önce kendi amatör pankartlarını; üzerinde Ermenice “Ermenistan’a başarılar diliyoruz” yazan pankartlarını açıyorlar. Bir yanına Türkiye bir yanına Ermenistan bayrağı yerleştiriyorlar. Ancak polis hemen müdahale ediyor, pankarta el konuyor.
“Teksas” denilen Bursasporlu taraftarların olduğu tribündeki sloganlar net duyulmuyor bir türlü. Kötüyü duymaya alışmış kulaklar tetikte…
“Bak işte düşman işte taraftar dedi”,
“Yok işte futbol işte taraftar dedi”,
“Yok yok düşman dedi” gibi diyaloglar da yaşanıyor.
Beyaz Güvercinler
Maç öncesi beyaz güvercinler uçuran Bursalıların, hemen ardından “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye bağırmaları, o güvercinleri kendileri mi aldı, yoksa resmi görevliler mi diye düşündürtüyor. Güvercinler hem barışın hem de öldürülen Gazeteci Hrant Dink’in simgesi. Statta bir alkış tufanı kopuyor. Ermenistan milli marşı çalınırken ve Ermenistan cumhurbaşkanı da Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile el sıkışıp yerini almışken, ıslık çalınması tatsız oluyor. Tıpkı “Ayağa kalkmayan Ermeni olsun” haykırışında olduğu gibi… Ermenilerin yanında Kürtler de unutulmuyor tabii. Bir kere de “Apo’nun p..leri” sloganı duyuluyor. Ancak amigoların sloganları susturması ve bunların tekrarlanmamış olması umut verici. Hayatında bir kere herhangi bir kentte herhangi bir maçı izlemiş kişi için bu kadar az küfür hayret verici sayılabilir.
İkna Sınırında
Bursalıların kafası karışık belli ki. Türk Kamu-Sen, İşçi Partisi, Saadet Partisi gibi örgütlerin bir hafta öncesinden Azerbaycan’ı kullanarak provokasyon yaratmaya çalışmalarına fazla prim vermemiş olmakla birlikte, ikna olmadıkları da açık. Belki izleyicinin üçte ikisi polis, asker ve devlet memuru olmasa; ‘güvenlik’ tavan yapmamış bulunsa, durum farklı olabilirdi. Ermeni izleyicilerle birlikte polis çemberinde ve en uzak çıkış neresiyle oradan çıkartılıyoruz belki, ama giderken gökyüzünde görüyoruz ki, o beyaz güvencinler hâlâ orada; hâlâ uçuyorlar.
Notlar…
*Bursalılara sadece 3 bin bilet ayrılmış olması, 15 bin biletin asker, polis ve devlet memurlarına dağıtılması, maç öncesinde gerginlik yarattı. Birkaç saat önce stat kapısında toplanan kitle, Bursaspor yönetimini protesto etti.
*Maç öncesi “Hocalı için özür diliyoruz” pankartı açan bir grup, tekbir getirerek eylem yaptı.
*Azerbaycan bayraklarının stada sokulması FIFA tarafından yasaklanmış olmasına rağmen, tribünlerde bayrakların bulunması dikkat çekti.
*Basın tribününde ülkelerinin bayrağını açan Ermenistanlı gazetecilere, sivil polisler müdahale etti.