Fransa, [31 Ekim-1 Kasım] hafta sonu boyunca aşırı sağcı Bozkurtların (Grey Wolves) Ermenilere yönelik şiddetiyle sarsılmış görünüyor. Faşistler, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki Ermeni yerleşim bölgesine yönelik saldırısından yararlanarak çeşitli Fransız şehirlerinde sokaklara çıkıp Ermenilere karşı nefret ve öfkelerini gösterdiler
1915 Ermeni Soykırımı’nı hatırlatan/anan çeşitli anıtlar Türk faşistleri tarafından saldırıya uğradı ve üzerlerine sprey boyayla “1915 ❤️ Erdoğan” gibi ırkçı metinler yazıldı. Ermeniler için soykırım hiç bitmedi, hâlâ tehdit ediliyor, saldırıya uğruyor ve (Türkiye’de) öldürülüyorlar.
Fransız İçişleri Bakanı Gérald Darmanin, aşırı milliyetçi parti MHP’ye (Milliyetçi Hareket Partisi) bağlı olarak uluslararası faaliyet gösteren Bozkurtlar’ı “çok saldırgan bir hareket” olarak nitelendirdi. Bozkurtları yasaklamayı hedeflediğini ifade etti. Bu yasaklama, örgütün liderlerinin Bozkurtlar adı altında toplanamayacağı veya eylemler düzenleyemeyeceği anlamına gelir, aksi takdirde para cezasına çarptırılacaklardır.
Bu meyanda Avusturya’da, bozkurt bayraklarını ve diğer sembolleri halka açık yerlerde sergilemek yasaklandı. Belçika’da, yakın zamanda bir dizi yerel politikacı Bozkurt toplantılarına katıldıktan veya Bozkurtlarla birlikte görüldükten sonra itibarını yitirdi ve mecburi olarak bu alandan çekilmek zorunda kaldı.
Bozkurtlar Hollanda’da da faaliyet gösteriyor. 1970 yılından bu yana süregelen çeşitli araştırmalar Bozkurtların ağırlıklı olarak Türk kültür ve din derneklerinde örgütlendiğini göstermektedir. Hollanda Bozkurt Federasyonu TFN, Fransa Bozkurtlarının da içinde yer aldığı Avrupa Türk Federasyonu’na bağlıdır. Avrupa Türk Federasyonu doğrudan MHP üzerinden yönetiliyor.
2020’nin başında Hollandalı sol örgüt Doorbraak’ın* araştırması, Hollandalı belediyelerin Bozkurt derneklerini finanse ettiğini gösterdi. Hollanda’da Türk faşistlerinin çok sayıda sindirme, tehdit ve şiddet örneği içeren eylemlerde bulunduğu bilinse de belediyeler finansal desteklerini sonlandırmayı reddediyorlar.
“Ya tam susturucaz ya kan kusturucaz”[1]
Hollanda’nın Nijmegen şehrinin belediye başkanı Hubert Bruls, 1 Temmuz’daki bir konsey tartışması sırasında, belediyelerin Bozkurt derneklerine mali destek sağladığını söyledi: “Ne NCTV[2], ne de biz, yani kendi bağlantılarımız ve araştırmalarımız aşırı sağ yanlılarına ait radikal fikirlerin belediyeler yoluyla, örneğin çocuklara, propagandasının yapıldığını kanıtlayacak bir veriye ulaşabildik”. Ancak TFN derneklerinin Facebook sayfalarında, Sieg Heil işaretinin Türk versiyonu olan Bozkurt işaretini yapmayı öğrenen çocukların çok sayıda fotoğrafını bulabilirsiniz. 2018’de Arnhem’de düzenlenen Bozkurt festivalinde sahne alması planlanan[3] bir şarkıcının Ermeniler hakkındaki şarkısından bir cümle: “Ya tam susturucaz ya kan kusturucaz.”
Bruls’un haksız olduğu, NCTV’nin (Ulusal Terörle Mücadele ve Güvenlik Koordinatörü) yayımladığı raporda kanıtlanıyor. Raporda şöyle deniyor: “Bozkurtlar veya diğer adıyla Ülkücüler, belirli işaretler ve sembollerle tanınabilen aşırı milliyetçi, aşırı sağcı bir Türk hareketidir. Hareket aynı zamanda Hollanda’da da kendini göstermektedir. Şu sıralar çeşitli belediyeler Bozkurtlarla bağlantılı Hollanda Türk Federasyonu’na (Hollanda Türk Federasyonu, TFN) yaptığı finansal desteği durdurdu. Avrupa’nın başka yerlerinde, hareket son zamanlarda gerilime neden oldu. Hollanda’da son yıllarda şiddet olaylarının sayısı azaldı, ancak Bozkurt sembolü daha sık ortaya çıkıyor. Son yıllarda kendilerini Bozkurtlar olarak tanımlayan aktivistler ile Türk hükümetini eleştirenler veya Kürtler, arasında da çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar kendini karşıt gösteriler ve (internet üzerinden yapılan) tehditler biçiminde gösterdi. Bütün bunlar Türk-Hollanda nüfus grupları arasında gerilimlere ve toplumda kutuplaşmaya sebebiyet verebilir.”
Karalama kampanyası
Fransa’da ve Avrupa’nın başka yerlerinde büyüyen Türk karşıtı karalamalara mesafeli duruyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekten milliyetçi ve ırkçı bir diktatör, ancak otoriter Fransa Cumhurbaşkanı Macron da Müslümanlara karşı ırkçı politikalar uyguluyor ve benzer şekilde milliyetçilik kartını kullanıyor. Her iki lidere karşı da savaşmalıyız.
Bu nedenle hükümeti, Fransa’da olduğu gibi Türk aşırı sağcı örgütlerini yasaklamaya çağırmıyoruz. Devlet örgütleri yasaklamaya başladığında, sol örgütler de kısa zamanda ve her zamanki gibi daha büyük oranlarda, baskı görecek. Tarih, sol güçlendiğinde çoğu devletin, devrimci kalkışmaları kaba kuvvetle bastırmak için faşistleri kullandığını gösterir. Faşistlerle savaşmayı devletlere bırakamayız. Bunu, aşağıdan yukarıya örgütlenerek, kendimiz yapmalıyız.
Çağrımız
Ulusal hükümeti ve belediyeleri Bozkurtlar’a yaptıkları finansal desteği sona erdirmeye çağırıyoruz. Finanse edilen festivaller, aşırı sağ propaganda için bir platform ve bir gelir kaynağı görevi görür. Ayrıca Bozkurt organizasyonlarının geleceğini garantilemek için gençleri kendine dahil etme fırsatı sağlar.
Dipnotlar:
[1] https://soundcloud.com/tribal-e-1/ozan-manas-ya-tam-susturacaz
[2] Ulusal Terörle Mücadele ve Güvenlik Koordinatörü (National Coordinator for Counterterrorism and Security)
[3] Doorbraak, uzun yıllardır Bozkurtlar üzerine araştırma yapmaktadır ve önceki yıllarda olduğu gibi bu festivali şekillendiren faşist ve ırkçı akımı da kamuoyuna duyurdu. Başarılı bir kampanyanın ardından bahsi geçen şarkıcının performansı iptal edildi.
* Doorbraak, 2007 yılının başında, mücadeleyi sınırlayan örgüt yapılarının dışına çıkarak yeni bir örgüt modeli oluşturmak amacıyla bir grup Hollandalı ve Türkiyeli aktivist tarafından kuruldu. Doorbraak Türkçede bariyere gedik açmak, engelleri yıkmak anlamına geliyor. Doorbraak’ın örgüt modeli geçmiş deneyimlerden ders çıkararak anti hiyerarşik, antipatriyarkal, ekolojist, feminist, anti-sömürgeci ve antifaşist bir mücadeleyi benimsemektedir.
Doorbraak hangi alanlarda faaliyet gösteriyor?
Doorbraak “tabandan örgütlen, dünyayı değiştir” sloganını benimser. Hollanda’da diğer sol örgütlerin es geçtiği Türk ırkçılığı, Zwarte Piet (Siyah Piet) (https://sendika.org/2018/12/avrupada-zwarte-pietlerin-yukselisi-muge-erturk-520729/) ve Endonezya’da işlenen sömürgeci suçların izlenmesi gibi konuları da gündemine aldı ve her zaman takipçisi oldu; asgari ücretin saatlik 14 avroya çıkarılması için yürütülen mücadelenin içinde yer aldı; sosyal yardım alan işsizleri kendi üzerinden atmak amacıyla zorla istemedikleri işlerde çalışmaya zorlayan devlet politikalarına (dwangarbeid) karşı durdu. Devletin ırkçı politikalarına karşı mültecilerle dayanışma içinde bulundu ve bulunmaya devam ediyor.
Doorbraak tüm bu alanlarda mücadele verirken, diğer yandan Hollanda belirlenmiş sınırlarının dışında da kendine yakın sol sosyalist örgütlerle dayanışmayı örgütlemek, tecrübe paylaşmak ve mücadeleyi büyütmek için uğraş vermektedir.
[doorbraak.eu’daki Hollandaca orijinalinden Müge Ertürk tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Kaynak: Sendika.Org