Gezi Parkı’na Neden Soykırım Anıtı DikilMEMElidir!

[ A+ ] /[ A- ]

Aris NALCI
arisnalci.wordpress.com

Gezi Parkı’nda devam eden direniş birçok siyasi oluşum ve sivil toplum örgütünün iştahını kabartıyor. Görüyorum, izliyorum destekliyorum… Son 6-7 yıldır Ermeni Soykırımı’nı sahiplenen ve anma toplantılarını organize eden Türkiye’deki kesimler medyada Gezi Parkı’nın altında Surp Hagop Ermeni Mezarlığı’nın olduğu haberini çokça konuştu.

Nor Zartonk da Gezi Parkı’nda kentsel dönüşümün Türkiye’deki ilk mağdurlarından olan Surp Hagop Ermeni Mezarlığı’na vurgu yaparak simgesel küçük bir mezarlık yaptı orada. Türkiye’nin dertlerinin kendi dertleri olduğunu anlatmak için de sloganları: “Mezarlığımızı aldınız, parkımızı alamayacaksınız!” oldu.

Çok anlamlı ve cesur bir duruş bu. Yıllarca sokaklardan, siyasetten uzak duran Ermeni gençlerinin organize olarak gezi parkı direnişine dahil olması.

Nor Zartonk’tan Sayat Tekir “Nereden bakarsan 200 Ermeni genç geldi burada standımıza, bu inanılmaz bir rakam” diyor.

Bence de öyle. Türkiye’de herhangi bir direnişe katılacak kadar cesur 200 Ermeni’nin var olduğunu şaşkınlık ve mutluluk vericidir. Türkiye’nin içerisinde dışarı çıkmaya en çok korkacak olanların bu memleketin tarihinde siyasetinde hep var olan üreten ve geliştiren bir kitlenin tekrar ortaya çıkışı önemsenmelidir.

Öte yandan samimiyetle ifade etmek gerekir ki Gezi Parkı direnişi hiçbir kimliği ön plana çıkartmak amacında değil. Baştan beri olmadı. Bayraklar, flamalar hep oldu ama işin merkezinde “taraf”çılık ya da “ötekicilik” yok…

Bir grubun da hafta sonu Gezi Parkı’na soykırım anıtı dikme projesi Gezi halkının ilgi göstermemesi sebebiyle diyelim biz gerçekleşemedi.

Doğaldır, hiçbir kesimin kendini bir başka kimliği ile öne çıkarmadığı bir yapıda bunu yapmak bu konuda obsesif bir davranıştır. Ermeniler dünyanın her yerine soykırım anıtları dikmek ile tekrar var edilmeyecekler. Dikeceğiniz her anıtın yerine 200 taze beyne bu toprakların geçmişinde yaşananları anlatsanız yeter… Anıt zihinlerde zamanı geldiğinde dikilecektir.

Gezi Parkı’na anıt dikmek isterken parmakla göz çıkarmak da mümkündür. Zira o anıtı dikmeden önce belirli bir altyapıyı oluşturmanız gerek. Bir anıt yaparsanız onu korumanız ve arkasında durmanız gerekir ki onu yıkmasınlar, yakmasınlar. “Biz anıtı dikelim de sonrası gelir” zihniyeti Türkiye’ye özel bir zihniyettir. Ve çalışmadığı da örneklerde deneyimlenmiştir.

Kars’taki İnsanlık Anıtı bunun en son ve önemli örneğidir…

Gezi parkı eylemleri yeni yeni siyasallaşmaya çalışan Ermeni toplumu için önemli bir kaynak ve eğitim atölyesiydi. Sadece Ermeniler için değil tüm Türkiye halkları için. Ancak bunu kimlerin ne kadar anlayabildiği sorgulanabilir.
Zira bugün birkaç gazetede “İşte Ermeni lobisi” “Gezi parkının da arkasından Ermeniler çıktı” cümlelerini içeren haberler bu durumun ne kadar kullanıldığını gösterir.

Bu anlamda tam da Türkiye’deki egemen siyasi kültürün düşmemizi istediği tuzağa düşmemek için gayret etmeliyiz. 2015 yaklaşırken Ermeniler kendi sözlerini söyleyebilir bir siyaset üretebilirken yapılacak şey onara destek olmaktır. Onlardan daha keskin ve ön planda olmaya çalışmak değil. Türk’ten çok Türk, Ermeni’den çok Ermeni olunmaz. Demokrattan çok demokrat, devrimciden çok devrimci olunur ancak.

Şu anda gezi parkında bir soykırım anıtının olması ya da gezi parkı direnişinin soykırımı tanıyıp tanımadıkları önemli değil. Koca bir Türkiye sallanırken “soykırım da soykırım” tutturmak olMAMAlıdır amaç. ABD’de büyük buhran zamanında hangi Ermeni “aman bize bir soykırım tasarısı” demiştir sizce? DEMEMİŞTİR.

İşte bu yüzdendir ki Nor Zartonk’un sloganı anlamlıdır. “Mezarlığımızı aldınız, parkımızı alamayacaksınız.”

Bu arada bir not mezarlık şu anki gezi parkının başladığı yerde bitiyordu. Mezarlığın asıl yerinde şu anda BM’ye verilmek istenen TRT radyosu binası, Harbiye Orduevi ve Hilton Oteli’nden taaa Gezi Parkı’na kadar olan arsa vardır.