AGOS
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin, Avrupa Birliği Enstitüsü, Berlin Avrupalı Türkler İnisiyatifi (BATI) ve Türk-Alman Dayanışma ve Eğitim Vakfı’nın (TADEV) işbirliği ve Friedrich Ebert Vakfı’nın katkılarıyla düzenlediği ‘Türk-Alman Hukuk Sistemlerinde Avrupa Hukukuna Uyum’ başlıklı etkinlik, 3-4 Eylül tarihlerinde Dolapdere Kampüsü’nde gerçekleştirildi.
4 Eylül Salı günü yapılan ‘Gayrimüslim Azınlıkların Türkiye’deki Hukuksal Durumu’ başlıklı oturumuna Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Niyazi Öktem başkanlık etti; açılış konuşmasını ise ‘Avrupa Birliği ve Türkiye’de Azınlık Kavramının Farkları’ konulu sunuşuyla Dr. Arndt Künnecke yaptı. Konuşmacılar arasında BATI Başkanı Prof. Dr. Faruk Durbin, Prof. Dr. Alparslan Yenal, Berlin Adalet Senatosu’ndan Hâkim Sielke Tournay ve Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ayhan Kaya yer alırken, konferansta Türkiye gayrimüslim cemaatlerini temsilen Musevi, Rum ve Süryani toplumlarının temsilcileri de hazır bulundular.
Çoğunluğunu Alman adalet sisteminde görev alan hukukçuların oluşturduğu yaklaşık yüz kişilik bir dinleyici topluluğuna verilen konferansın bu oturumu, Türkiye’nin ve AB’nin azınlık algılamaları, Türkiye’nin AB katılım sürecinde önemli bir engel teşkil eden azınlık hak ve ihlalleri ve azınlıkların hukuksal statüleri ile ilgiliydi. Türk ve Alman hukuk sisteminde reform çalışmaları ve Avrupa Birliği hukukuna uyum, Avrupa Birliği ve Türkiye’deki azınlık kavramı ve gayrimüslim azınlıkların Türkiye’deki hukuksal durumu konularının da tartışıldığı toplantıda, Türkiye’de son dönemde hukuk alanında yapılan reformların Alman hukukçulara tanıtılması ve Alman hukukçuların, AB müktesebatına uyum sürecindeki tecrübeleri ışığında Türk hukuk sisteminin değerlendirilmesi amaçlandı.
Oldukça verimli geçen oturumun tek eksiği, Türkiye Ermenilerini temsil eden bir katılımcının bulunmamasıydı. Musevi, Rum ve Süryani temsilcilerinin kendi cemaatlerinin Türkiye’deki hukuksal statüsünü ve sorunlarını ayrıntılı bir biçimde anlattığı konferansta, Ermenileri temsil etmek Prof. Dr. Niyazi Öktem’e düştü. Agos’un son anda haber alarak izlediği oturumda, Öktem, Ermeni Patrikhanesi’ne yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını ve Ermenilerden bir konuşmacı bulunamadığını belirterek Ermenilerin özellikle Vakıflar Yasası ve din adamı yetiştirme zorluğundan doğan sorunlarından kısaca bahsetti. Konu hakkında görüşüne başvurduğumuz Patrikhane yetkilileri ise, sorunun söz konusu dönemde ‘konuya vâkıf tüm hukukçuların tatilde olması’ndan kaynaklandığını söylediler.
Editörün notu: Demokrasi ve hukuk değerlerine göre işleyen tüm çağdaş düzenlerde olduğu gibi, bu değerleri kendi merkezine almaya çalışan ülkemizde de hak ve özgürlüklerin kazanılması yolunda hem bireylerin hem de toplumların en önemli aracı ‘temsiliyet’. Temsil edilmeyen bir toplumun ne sorunları, ne de bu sorunlara önerdiği çözümler dikkate alınacaktır. Türkiye Ermenilerinin temsil güçlüğü, cumhuriyet tarihi boyunca Ermenilerin hem sivilleşmesi, hem de sıkça ihlal edilen haklarını kazanmaları yönünde pek çok zafiyet doğurdu. Geçmişte Hrant Dink ve Agos’un da sık sık gündeme getirdiği ve maalesef bir Patrikhane-Agos çekişmesi olarak sunulan sivil temsiliyet meselesinin önemi de işte burada yatmakta. Umarız 19 Ocak’tan sonra Ermeni toplumu bir temsiliyet krizi yaşamaz ve hem sivil, hem de ruhani alanda görev paylaşımını uygarca yaparak kendine yakışır biçimde temsil edilir. Biz bu konuda 365 gün göreve hazır değerli temsilcilere sahip olduğumuza inanıyoruz.