Ders Kitapları Türk, Müslüman, Erkek, Heteroseksüel ve Irkçı

[ A+ ] /[ A- ]

300-432
Bawer ÇAKIR
BİA Haber Merkezi

Tarih Vakfı ve TİHV’nin yürüttüğü “Ders Kitaplarında İnsan Hakları II” raporu kitaplaştı. Kitapta ders kitaplarının doğrudan insan haklarına aykırı ifadeler barındırdığına, milliyetçi, ırkıçı, cinsiyetçi öğeleri yücelttiğine dikkat çekiliyor.

“…Baba ailenin geçimini sağlayan kişidir, anne babanın yardımcısı olarak ailenin beslenmesi, çocukların bakımını, aile içinde sevgi ortamını sağlayan kişidir.”

Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları’nın Lise Sağlık Bilgisi kitabında yer alan bu ifade Tarih Vakfı’nın Türkiye İnsan Hakları Vakfı’yla (TİHV) birlikte yürüttüğü “Ders Kitaplarında İnsan Hakları II” raporunun tarama sonuçları kitabından.

Vakfın kitaplaştırdığı rapor insan hakları ihlallerinin ders kitaplarında başladığının altını çiziyor:

Baba evin reisi ve evi geçindiriyor, anne babanın yardımcısı ve görevi çocuklara bakmak, yemek yapmak, evi temizlemek, “herkesten üstün olan” Türkler “erkek, güçlü, yiğit ve savaşçı”, AIDS birden fazla ilişkisi olanların ve eşcinsellerin hastalığı.
“Türküz güçlüyüz, Müslümanız temiziz”

Ders kitaplarının doğrudan insan haklarına aykırı öğelerle dolu olduğuna dikkat çeken kitapta Türk, İslam, heteroseksüel erkek kimlikleri yüceltilerek diğer kimlikler ve milletler görmezden gelinirken, temel insan hakları kavramlarıyla ilgili yanlışlar ve kasti saptırmalar yapılıyor.

“Temizliğe en fazla önem veren din İslamiyet’tir.” (Z. Sert (2007) Lise Sağlık Bilgisi, sayfa 11, Ankara: MEB Yayınları)

İslamiyet’in en temiz din olduğu vurgulanırken, diğer dinler bu konuda görece değersiz görülüyor ve bu yolla dinsel ayrımcılık yapılıyor.

“Türküz, bütün başlardan üstünüz.” (M. Ulusavaş (2007) Ortaöğretim Trafik ve İlk yardım, sayfa 47, Ankara: MEB Yayınları)

Türk milletini diğer milletlerden üstün görerek ayrımcılık yapılıyor.

“AIDS’in bulaşma riskinin en fazla olduğu gruplar: güvenli cinsel ilişkisi olmayanlar, birden fazla kişiyle cinsel ilişkisi olanlar, eşcinsel ilişkiye girenler, uyuşturucu bağımlıları, kan ürünleri kullanması gerekenler ve sağlık personelidir.” (E. A. Kolukısa (2006) İlköğretim Sosyal Bilgiler 6 Ders Kitabı, sayfa 147, Ankara: A Yayınları)

Heteroseksüel olmayanlara yönelik bu kasti düşmanca tavır önyargıları beslemekle kalmıyor, tek eşli yaşamayanlara karşı da düşmanlığa yol açabilecek ifadeler kullanılıyor.

“Batır Karadeniz’e, hamsiler yem olsun diyeceğim ama… gavur etiyle beslenen hamsiden hayır mı gelir.” (N. Özdemir (2007) İlköğretim Müzik 6-7-8 Öğretmen Kılavuz Kitabı, sayfa 148, İstanbul: MEB Yayınları)

Müslüman olmayanlara yönelik incitici ifade aynı zamanda aşağılama da içeriyor.

Bu başlıkta belirtmenin elzem olduğu bir başka husus da kitaplarda yer alan kişi adları.

Ömer, Zeynep, Mustafa, Mehmet, Meral, Sema… gibi Türk ve Müslüman adlarının kullanıldığı ders kitaplarında Agop, Zilan, Baran, Moşe, Roni, Nayat gibi Ermeni, Kürt, Yahudi gibi milletlere ait isimler hiç kullanılmıyor.
“Biz”e karşı ötekiler

“Bölge ülkeleri ve bölgede gözü olan gelişmiş ülkeler, Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsızlık duymaktadırlar… Türkiye’nin jeopolitik özellikleri Türkiye’ye yönelik iç ve dış tehditleri arttırmaktadır. Türkiye, günümüzde ve gelecekte her zaman iç ve dış tehditlerle karşı karşıya kalacaktır.” (N. Yavuz (2007) İlköğretim T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük 8, sayfa 170, İstanbul: Prizma Yayınları)

Ders kitaplarında dikkat çeken bir diğer nokta da Türkler ve düşmanları vurgusu. Barışçı değerlerden uzak ifadelerin yoğun olarak kullanıldığı kitapta öğrenciler dış güçlerin tehditlerine karşı “uyarılıyor”.

“Hiçbir millet, milletimizden çok yabancı unsurların inanış ve adetlerine saygı göstermemiştir. Hatta denilebilir ki diğer din sahiplerinin dinine ve milletine saygılı olan millet bizim milletimizdir.” (E. Genç (2006) İlköğretim Sosyal Bilgiler 6 Ders Kitabı, sayfa 105, Ankara: MEB Yayınları)

Dindarsan ahlaklısın

“Hiç kimseye değil; Allah’a kuluz… Kalbimiz imanlı, güçlü kolumuz…” (A. Kapulu (2007) İlköğretim Türkçe 4 Ders Kitabı, sayfa 29, Ankara: Koza Yayınları)

Tarih Vakfı’nın raporuna göre ders kitaplarında inanç akideleri pozitif önermeler gibi sunuluyor ve gelenekler eleştirel aklın önüne engel olarak sunuluyor. Din bir “kültür” olarak tarif edilirken ahlaklı olmak dindarlığa indirgeniyor.

“Ruhsal bunalım, ahlaki çöküntü, toplumu bir arada tutan temel değerlerdeki yozlaşma, sosyal ve kültürel dokudaki zedelenme, milli ve manevi duygulara yabancılaşma gibi olumsuzluklar, vahye dayalı olmayan inanç türlerinin sosyal hayatımızdaki birer tezahürüdür.” (A. Ekşi (2007) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 9, sayfa 16, Ankara: MEB Yayınları)

Kadın: Anne, Eş, Savurgan, Yemek ve temizlik yapan…

Erkek egemen zihniyetin ürünü olan ders kitaplarında toplumsal cinsiyet normları da bu bakış açısıyla dağıtılmış durumda. Erkek baba, para kazanan, evi geçindiren, hesaplı, güçlü ve akıllıyken, kadın savurgan, temizlik ve yemek yapan, duygusal ve güçsüz bir anne.

“Annem kapımıza gelen bir firma yetkilisinden battaniye satın almıştı. Fakat babam akşam eve gelince battaniyenin bu ayki bütçemizi zorlayacağını bu yüzden geri vermemiz gerektiğini belirtti.” (E. A. Kolukısa (2007) İlköğretim Sosyal Bilgiler 6 Ders Kitabı, sayfa 22, Ankara: A Yayınları)

Kadını karar veremeyen bir pozisyonda gösteren bu ifade aynı zamanda erkek egemen bir aile tasviri yapmakta.

“Burak arkadaşlarını eve davet etti. Annesi gelen misafirler için elmalı pasta pişirdi.” (A. Duatepe (2007) İlköğretim Matematik 5 Ders Kitabı, sayfa 161, İstanbul: Koza Yayınları)

Kitaplarda referans bilim yerine otorite

Ders Kitaplarında İnsan Hakları II kitabında değinilen bir diğer önemli husus da eleştirel bir bakışın geliştirilmesinin mümkün olmadığı.

Türk kültürünü eleştirilemez olarak gösteren ifadelere sıklıkla yer verilirken çocuklara kazandırılmak istenen çeşitli özelliklerde referans olarak bilim yerine bir otorite seçilmiş: Mustafa Kemal Atatürk.

“Atatürk’ün kişilik özelliklerinden vatanını ve milletini sevmesi üzerinde durulacaktır.” (A. Özdemir (2006) İlköğretim Hayat Bilgisi 2 Öğretmen Kılavuz Kitabı, sayfa 43, İstanbul: MEB Yayınları)

“Vatanseverlik” öğrencilere kazandırılmak istenirken bir kişilik özelliği olarak sunuluyor.

“Türklerin ismi, tarih boyunca ‘asker’ kelimesiyle bir arada kullanılmıştır. Bu yüzdendir ki; ‘Her Türk asker doğar!’ halkımız ve diğer milletlerce yerleşmiş bir cümle haline gelmiştir.” (E. A. Kolukısa (2007) İlköğretim Sosyal Bilgiler 6 Ders Kitabı, sayfa 22, Ankara: A Yayınları)

Özcülük içeren normatif önermeler doğruluğu kanıtlanmış bilgi önermeleri olarak sunuluyor.

Ağustos 2007’de çalışmalarına başlanan araştırma son yıllarda müfredatta yapılan değişikliklere göre yenilenmiş 139 ilk ve orta öğretim ders kitabının insan hakları ilkeleri açısından incelenmesi sonucunda ortaya çıktı.