Cumartesi Anneleri: Ağar İnsanlığın Vicdanında Mahkûmdur

[ A+ ] /[ A- ]

ANF

Her hafta yakınlarının akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 423. haftasında 21 yıl önce gözaltında kaybedilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetini sordu. Mehmet Ağar’ın tahliye edilmesine tepki gösteren anneler, “Kayıplarımızın sorumlularından Mehmet Ağar insanlık suçlusudur ve insanlığın vicdanında mahkûmdur” dedi.

18 yıldır gözaltına kaybedilen çocuklarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri “Failler belli kayıplar nerede?” pankartı önünde bir araya geldi. Ellerinde kaybedilenlerin fotoğraflarını ve karanfiller taşıyan annelere çok sayıda insan hakları aktivisti de destek verdi. Eylemde ilk olarak gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan konuştu. 18 yıldır kayıplarının akıbeti için haykırdıklarını dile getiren Aydoğan, bu çabalarına rağmen kayıplarının kemiklerinin dahi kendilerine gösterilmediğini söyledi.

Aydoğan, “Çok bir şey istemiyoruz. Bir parça kemik istiyorum. 18 yıldır bu meydandayız. Artık yeter” dedi. Eylemde konuşan bir başka kayıp yakını Muzaffer Yedigöl ise, 1 Mayıs’ta polis tarafından emekçilere yapılan müdahaleyi eleştirdi. Yedigöl, “Bir polis eğer hastaneye gaz bombası atabiliyorsa, eğer gençleri hedef gözeterek gaz bombası atıyorsa bu ülkeye barış zor gelir” diye konuştu. Kendilerinin de barış istediğini belirten Yedigöl, “Ama barış için önce bize gelinmeli. Önce bizim kayıplarımızın kemikleri verilmeli” diye konuştu.

‘Ağar’a annelerin gözyaşı ve lanetini gönderiyoruz’

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak ise, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın tahliye edilmesine tepki gösterdi. Ocak, “Mehmet Ağar’ın kendi ifade ettiği bin gizli operasyon hakkında soruşturmanın derinleştirilmesini istedik bunun için birçok başvuruda bulunduk. Bu çabalarımız sonuçsuz kalırken, Mehmet Ağar hükümet eliyle aklandı” dedi. Dersim Katliamı’na da değinen Ocak, “Biz bu meydandan Dersim’in kayıp kızlarının akıbetini de soruyoruz” diye konuştu. Eylemde konuşan gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç ise Mehmet Ağar’ın tahliye edilmesini eleştirerek, “Hükümet adete Ağar’a ödül vererek tahliye etti. Biz de buradan kayıplarımızın sorumlularından Mehmet Ağar’a annelerin göz yaşını ve lanetini ödül olarak gönderiyoruz” dedi. Eylemde ayrıca gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman’ın ağabeyi Feyyaz Yaman da söz alarak, “Kardeşim kaybedildiğinde 20 yaşındaydı. 21 yıldır hak arayışımızı sürdürüyoruz. Ama karşılığında verilen tüm sözler yalan çıktı. Bir devlet buradaki insanların rızasını alamadan devlet olamaz” diye konuştu.

‘Barışın içinin boşaltılmasına izin vermeyeceğiz’

Eylemde basın açıklamasını ise İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Meltem Selvi okudu. 5 Mayıs 1992 tarihinde İstanbul Fındıkzade’de gözaltına alınarak kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün bir kez daha akıbetini sormak ve sorumluların açığa çıkmasını sağlamak için açıklamada bulunduklarını ifade eden Selvi, Yaman ve Gül’ün gözaltında kaybedilişleri hakkında bilgi verdi. Eski Özel Harekat polisi Ayhan Çarkın tarafından Yaman ve Gül’ün katledilişlerinin, “kafalarına ve enselerine birer kurşun sıkarak öldürdük” ifadeleri ile itiraf edildiğini hatırlatan Selvi, “Buna rağmen 21 yıldır, işkence timinde yer alan komiser ve polisler işledikleri suçlardan hep beraat etti. Katiller tüm iktidarlar tarafından korundu. Yaman ve Gül’ün 21 yıldır akıbetini gizleyen devlet, kaybedenleri korumaya bugün de devam ediyor” dedi. Selvi, bunun en açık örneğinin ise gözaltında kayıplardan sorumlu olduğunu belirttikleri Mehmet Ağar’ın tahliyesi ve Derik’te görev yaptığı dönemde 13 yurttaşın ölümünden sorumlu olan Jandarma Bölük Komutanı Musa Çitil hakkında açılan davanın Mardin’den Çorum’a nakledilmiş olması olduğunu söyledi. Selvi, “Mehmet Ağar insanlık suçlusudur ve insanlığın vicdanında mahkûmdur. Barışı istiyoruz. Soner ve Hüsamettin’i de istiyoruz. Bu toprakların tüm evlatları için özgür, eşit, adil bir gelecek istiyoruz. Barışın içinin boşaltılmasına, sürecin muktedirlerin kibrine yenik düşmesine izin vermeyeceğiz. Bunu başarabiliriz. Çünkü gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz” dedi.

Cumartesi Anneleri, konuşmaların ardından 424. haftada bir araya gelmek üzere meydandan ayrıldı.