Etkin Haber Ajansı
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden Hrant Dink davasında, avukatlar, esasa ilişkin görüşlerini açıklıyor. Avukatlar, cinayetin işleneceğinin önceden bilinmesine rağmen gerekli önlemin alınmadığına, cinayet sonrasında da asıl faillerin korunduğuna dikkat çekiyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu sabah başlayan 22. duruşmanın ikinci oturumunda söz alan Dink ailesinin avukatları, suikaste giden süreçte Türkiye’de nasıl bir siyasi atmosfer olduğunu anlattı.
Ermeni Sempozyumu’nun sabote edildiğini, kiliseler ile Hıristiyan din adamlarının saldırılara maruz kaldığını hatırlatan avukatlar, MGK’nın misyonerliği “tehlikeli” kabul ettiğine dikkat çekti, “MGK kararının ardından Dink de misyoner ilan edildi” dedi.
‘Medya hedef gösterdi’
Erhan Tuncel’in Mc Donald’s’ın bombalanması eylemine Yasin Hayal ile birlikte katıldığını ancak daha sonraki işlerde kullanılacağı için tutuklanmadığını belirten avukatlar, suikast döneminde medyanın rolüne de dikkat çekti, Emin Çölaşan, Fatih Çekirge ve Deniz Tutal gibi yazarların yazılarını hatırlattı.
Ortadoğu ve Yeni Çağ gibi gazetelerin Dink ve Ermenileri hedef gösterdiğini vurgulayan avukatlar, Agos Gazetesi önünde yapılan eylemler ile tek bir metin ile yapılan suç duyurularını anımsattı.
‘Deliller dikkate alınmadı’
Dink ailesinin avukatları, soruşturmanın Pelitli ile sınırlandırıldığını, hiç kimseye dokunulmadığını, Dink ailesinin sunduğu delillerin dikkate alınmadığını belirtti, bugüne kadar reddedilen taleplere dikkat çekti.
Soruşturmanın başında getirilen gizlilik kararını de eleştiren avukatlar, gizlilik kararının davanın güvenliğini sağlamaktan çok sanıkların kaçması ve delilleri karartmasına yaradığını belirtti.
‘MİT görevlileri gizlendi’
Dönemin Vali Yardımcısı Ergün Güngör ve 2 MİT görevlisinin katılımıyla valilikte yapılan toplantıda Dink’in açık olarak tehdit edildiğinu vurgulayan avukatlar, “Bu 2 MİT görevlisinin kimlikleri ise uzun süre gizlenmiştir” dedi.
Suikastte adı geçen bir çok kişinin daha sonra Ergenekon davasında yargılandığını söyleyen avukatlar, “Ancak, dosyanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesi talebimiz bugüne kadar kabul edilmedi” diye belirtti.
Avukat Fethiye Çetin de söz alarak, soruşturmanın sanıklarla sınırlı tutulduğunu anımsattı, mütaalada “devlet işine sızan illegal örgütün bu cinayeti işleyebileceği yönünde bir tespit olduğunu” söyledi, “Ancak biz bu tespiti kabul etmiyoruz” dedi.
‘MGK azınlıkları hedef gösterdi’
Çetin şöyle konuştu: “Cinayeti işleyen devletin ta kendisidir. MGK kararlarıyla azınlıklar ya da bu topraklarda yaşayan halklar, iç düşman kabul edilmiş, devleti korumak adına çeşitli devlet politikaları yürütülmüştür. Devlet ile Dink ailesi karşı karşıyayadır. Eğer bu soruşturma genişletilmezse, Rakel Dink’in dediği gibi bebekten katil yaratan zihniyet sorgulanmazsa, barışa darbe vurulmaya devam edilecektir.”