Anna Maria Beylunioğlu – Emre Can Dağlıoğlu
Beklenen azınlık vakıfları seçim yönetmeliği nihayet 18 Haziran 2022’de Resmi Gazete’de yayınlandı. 2013 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM) tarafından seçim yönetmeliğinin askıya alınmasının ardından başlayan “yeni yönetmelik” arayışı 9 yıl sonra nihayete erdi. Yeni yönetmelik, vakıfların 2011 yılından beri yapamadıkları seçimlerin 2022 yılının sonuna kadar tamamlanmasını öngörüyor. Bu yeni yönetmeliği nasıl bulduklarını VGM Cemaat Vakıfları Temsilcisi S. Can Ustabaşı, VGM’de iki dönem Cemaat Vakıfları Temsilciliği yapan ve seçim yönetmeliği meselesinin çözümü için büyük çaba sarf eden Laki Vingas ve Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Fadi Hurigil’e sorduk.
Can Ustabaşı, seçim yapılmasının önünü açan ve üzerinde konuşulabilecek bir metin ortaya çıktığı için mutlu olduğunu dile getirirken, Fadi Hurigil de yıllardır beklenen yönetmeliğin çıkmasının bir an önce seçimleri yapmak ve yenilenmek için çok önemli bir adım olduğu görüşünde. Laki Vingas ise bu yönetmeliği şöyle değerlendiriyor: “Eski yönetmelikteki sıkıntılar giderilecek diye bekledik. Bazıları düzeldi ama yeni sorunlar ortaya çıktı. Bugün tüm bunlara rağmen bir seçime ve yenilenmeye ihtiyacı var cemaatlerin. 10 yıllık seçimsizliğin yarattığı tahribatı ve kutuplaşmayı durdurmak için bir imkan ortaya çıktı.”
Bir yönetmelik için dokuz sene beklemeyi gerektiren ne vardı?
Fakat Ustabaşı, “‘Bir yönetmelik için dokuz sene beklemeyi gerektiren ne vardı?’ diye de kendi kendine sormadan edemediğini” ekliyor. Yönetmelik, belirli noktalarda soru işaretleri oluşmasına yol açarken, Ustabaşı bu sorunların vakıflar ile VGM yetkililerinin karşılıklı diyaloğuyla çözüleceğini düşünüyor. Aynı şekilde, Laki Vingas da “yönetmelikte eksik görülen ve ihtiyaçları karşılamayan konular için müzakerelere devam edilmesi gerektiğini” vurguluyor. Fadi Hurigil ise sorularını masaya getirecekleri böyle bir toplantıyı kısa süre içinde Antakya ve çevresindeki vakıflar ile VGM bölge temsilciliğinin bir araya getirerek yapacaklarını söyledi.
Vingas, yeni yönetmelikte “açık ve vakıfları memnun etmeyen bazı noktalar var” derken, ilk başta hastane vakıflarının bu yönetmelikten ayrı tutulmasından ve 2023 sonuna kadar yapılması öngörülen seçim için farklı bir yönetmelik yayınlanmasını kastediyor. Ustabaşı, bu konuda Sağlık Bakanlığı’nda görüş alınması yönünde bir karar olduğunu söylerken, bakanlık görüşünün bu konuda neden önemli olduğunu bilmediğini dile getiriyor. Tüm vakıfların bir aile olduğunu ve ayrı görülmemesi gerektiğinin altını çizen Vingas, hastane vakıflarının farklı ele alınması konusunda “250 yıllık hastane cemaat ilişkisinin tarihsel sürecinin geleceği açısından endişe ettiklerini” dile getiriyor ve ekliyor: “Çok çaba sarf etmemize rağmen yetkilileri ihtiyaçlarımıza ikna edemedik.”
Hastane vakıflarının ayrı tutulması Lozan’a aykırı
Bu uygulama, cemaat vakıflarının üzerinde var olan VGM denetimine ek olarak Sağlık Bakanlığı’nı da yeni bir vesayet makamı olarak karşılarına çıkarıyor. Bunun yanı sıra, hastanesi olan cemaat vakfı ile hastanesi olmayan vakıfların yasal olarak birbirinden ayrı tanımlanmamış olması 2762 sayılı ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’na aykırı bir uygulama. Vingas söz konusu seçim yönetmeliğinin “ana faaliyeti ve varlık konusu hastaneler olan vakıfların yetkisini sınırladığı ve iradelerine müdahale ettiği için Anayasa’ya ve Lozan Antlaşması’na da aykırılık oluşturduğunu” özellikle vurguluyor.
Yeni yönetmeliğin özellikle İstanbul vakıfları için yol açtığı bir diğer sorun, bu şehirdeki vakıflar için milletvekili seçimlerini esas alan “bölgesel seçim sistemi” getirmesi. Seçim yapacak her bir vakfa toplamda 7 yönetim kurulu üyesi seçilmesi şartını getiren yönetmelik, seçmenlerin ve yönetim kuruluna aday olacaklara “seçim bölgelerinde en az 6 aydan beri” ikamet etme şartı koyuyor. Vingas’a göre, özellikle İstanbul’daki Rum vakıfları için İstanbul’a getirilen şartlar seçimleri neredeyse imkansız kılıyor. Rum toplumu için tarihi önem taşıyan Adalar’daki 6 ve Fatih’teki 14 vakfı örnek veren Vingas, bu vakıfların her biri için o seçim bölgesinde en az 6 aydır yaşayan yönetici adayı bulmanın çok zor olduğunu vurguluyor.
Benzer bir sorun, Beyoğlu’nda bulunan Süryani Kadim Meryemana Kilisesi Vakfı için de geçerli. İstanbul seçim bölgelerine göre II. Bölge’de bulunan Beyoğlu’ndaki vakfın seçmenlerinin büyük çoğunluğu III. Bölge sınırlarındaki Bakırköy’de yaşıyor. Ustabaşı, bu soruna, İstanbul’da bulunan cemaat vakıflarının seçim çevrelerini genişletme taleplerine VGM’nin kolaylık göstermesiyle çözüm bulunacağını umduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Aksi olursa, birçok vakfın seçim yapamaz hale gelecek ama zaten VGM’nin amacının da cemaat vakıflarına seçim yaptırmak.”
Antakya’da seçimler Ekim veya Kasım’da
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, yönetmeliğin açıklanmasının ardından attığı tvitte yeni yönetmeliğin yol açtığı bir başka soruna işaret etmişti. Bu tvitte, Paylan yönetmeliğin seçimle ilgili tüm hazırlıkları mevcut vakıf yönetimlerine bırakılmasının anti-demokratik bir uygulama olduğunu dile getirirken, Vingas “seçim kurulunun tespiti konusunda toplumlarımızın istekleri farklıydı” diyor. Ustabaşı da seçim tertip heyetlerinin bu şekilde oluşturulmasına itiraz ettiğini belirtiyor: “Seçim tertip heyetinin daha demokratik bir şekilde oluşması için çabaladık ama öyle takdir görmedi”. Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı Başkanı Fadi Hurigil ise seçime dair tüm detayların VGM onayından geçmesinin ardından seçim yapılması zorunluluğunun sürece VGM’nin daha müdahil olduğu bir sistem getirdiğini belirtken, bunun insan kaynakları kısıtlı vakıflar için sorun oluşturabileceğini dile getiriyor.
Yönetmeliğin öngördüğü takvime göre hastane vakıfları dışındaki tüm vakıfların bu yıl içerisinde seçimleri tamamlamaları gerekiyor. Vingas, vakıfların zaten yönetmeliğin çıkmasını beklerken buna hazırlandıklarını ve öngörülen takvimde seçimleri tamamlayabileceklerini söylerken, Hurigil ise Antakya ve çevresindeki vakıfların Ekim veya Kasım ayında seçimleri yapabileceklerini belirtiyor.
Kaynak: Nehna