Bir Dünya Vatandaşı Veda Etti

[ A+ ] /[ A- ]

Mehmet ÖZDOĞAN
Radikal Gazetesi

Evinin önüne attığı sandalyede elinden hiç düşürmediği sigarası, tek şekerli çayıyla Mollataşı Caddesi’nin simgesiydi Sarkis Çerkezyan… Dün öğlen saatlerindeyse mahalledeki çocukların ‘oyuncakçı dedesi’ Sarkis Usta’nın evinin önündeki sandalye sayısı artmıştı. Çocukları, komşuları, dostları, sevenleri akın etti yılların marangoz ustasının evine… İnsana ‘insanlığı’ öğretmeye adanmış tam 93 yıl geçmişti… Her gün ‘Ben Ermeni’yim’den önce ‘Ben dünya vatandaşıyım’ kimliğini vurgulayan milliyetsiz bir asır, pazartesi sabahın ilk ışıklarında son buldu. Uzun yıllarını Türkiye Komünist Partisi’ne adayan Çerkezyan’ın ‘devrim hayali’ ise son günlerinde bile ne dilinden düştü, ne aklından çıktı.

Suriye’de doğdu

Sarkis Çerkezyan, 1916 yılında Suriye’de bir ahırda doğdu. Daha sonra ailesiyle beraber Konya Ereğli’de yaşamına devam eden Çerkezyan, 1928 yılında İstanbul’a taşındı. Daha sonra maddi imkansızlıklar nedeniyle Ereğli’ye dönen Sarkis Usta, 1941 sonrası bir daha ayrılmamak üzere tekrar İstanbul’da yaşamaya başladı.
1953 yılında ‘canımdan kıymetli’ dediği, 2000 yılında kaybettiği ve ölümünü bir türlü kabullenemediği Agavni Çerkezyan’la hayatını birleştirdi.

İki oğlu Ohannes ve Gazaroz Çerkezyan, babalarının arkasından karalar bağlamak yerine, onun hikâyelerini anlatıyorlardı dün eşe dosta. Sarkis Usta’nın hayatının bir bölümüne şahit olabilmiş herkes merak ediyordu:
“Bir daha böyle bir insan dünyaya gelebilir mi?”

Dink, yazmasını istemişti

Ortaokulu bitirip bitirmediği bilinmeyen Sarkis Usta, hayatını ‘sanat’la doldurdu. Hayatını marangozluk yaparak kazanan Sarkis Çerkezyan’ın parayla arası hiçbir zaman iyi olmadı. Oğlunun dediğine göre Hrant Dink çok defa bildiklerini, düşündüklerini Agos Gazetesi’nde paylaşmasını istedi ancak o ‘sokak adamı’ydı; sokak edebiyatçısı, sokak şarkıcısı, sokak ressamı… Zamanın koşulları da göz önüne alındığında erken son bulan eğitimi, onun ‘Dünya Üniversitesi’nde başarılı bir öğretmen, paylaşmaktan başka bir şey bilmeyen bir usta olmasını engellememişti. Oğlu Gazaroz Çerkezyan, “Bizim evde hiç dört kişilik yemek pişmedi” derken, babasının yardımseverlik anlayışının ırka, cinsiyete, yaşa bakmadığını anlatıyordu.

Çerkezyan’ın sağlık sorunları son bir ay iyice artmaya başlamıştı. Birkaç ay önce şeker komasına giren Sarkis Usta, son günlerinde yemek yiyemez, konuşamaz hale gelmişti.

‘Kimseyi ötekileştirmedi’

Yakınlarından Jale Mildanoğlu, konuşmamayı kendisinin seçtiğini ve bakıma muhtaç hale gelmenin ona çok dokunduğunu ifade ederken, eşi Zakarya Mildanoğlu ‘usta’sıyla yaşadıklarını şöyle özetledi:

“20 yıl önce marangozluğu bıraktı. Resim yapardı, Türkçe Ermenice şiir yazar, okur, şarkılar söylerdi. Onbinlerce arkadaşı vardır belki de. Telefonunun başına oturur, neredeyse her gün eş-dost kim varsa arardı. Kimseyi ötekileştirmeden, herkesle tartışırdı. O, Ermeni kültürünün yaşayan canlı efsanesiydi. Önce TKP’li oldu, sonra TİP’li oldu.. Yıllarca bir sarnıcın içinde gizli gizli ‘Atılım’ı bastı. İnsanlara sosyalizmi anlatmaya çalıştı. Son konuşmalarımızdan birinde yanına gidip, sordum: ‘Hayırdır ustam, düşüncelisin? Devrim mi yapacaksın?’ Gülerek cevap verdi: ‘Baksana yahu işe yaramaz bir adama döndüm.’ Son bilinçli diyaloğumuz buydu. Ustamı, arkadaşımı, yoldaşımı kaybettim. “

Yarın uğurlanacak

Yıllarca sokak aralarında konuştuklarını, düşündüklerini yazdığı tek kitabı ‘Dünya Hepimize Yeter’, daha isminden başlıyor Sarkis Usta’nın dünya görüşünü anlatmaya. Kitap yurtiçinde ve yurtdışında büyük ilgi gördü ve üçüncü baskısının hazırlıkları da devam ediyor. Çerkezyan, yarın saat 14.00’te Kumkapı Patrikhane Meryem Ana Kilisesi’nden uğurlanacak.