Temel DEMİRER
“Hrant Dink sadece Ermeni olduğu için değil soykırımı tanıdığı için katledildi” dediğim için hakkımda TCK 301 ve 216/1’den açılan davanın yeni duruşması 19 Şubat 2013 tarihinde (saat 9.30’da) Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Hrant’ın katlinin ertesi günü (20 Ocak 2007’te) Ankara Yüksel Caddesi’nde yaptığım konuşma nedeniyle “Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen aşağılama” ve “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla açılan dava, böylelikle altıncı yılını tamamlamış oldu.
24 Aralık 2007 tarihli iddianameyi kaleme alan Cumhuriyet Savcısı Levent Savaş, “…şüphelinin açıklamaları, Türk tezini reddeder” ibaresine yer verirken; Ermeni Soykırımı hakkındaki beyanlarım, resmi Türk tezini inkâr bağlamında, 301 kapsamına alındı. Böylelikle “Ermeni Soykırımı var” dediğim için yargılanmamın önü açıldı.
Davaya konu olan konuşmamda şunları demiştim:
“Çok kısa konuşacağım.(…) Gerçekleri haykırmamanın cinayete ortak olmak olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Hrant sadece Ermeni olduğu için değil, bu ülkede soykırım olduğu gerçeğini ifade ettiği için katledildi. Türkiye aydınları eğer 301 kere 301 suçu işlemezlerse Hrant’ın cinayetine ortak olmuş demektirler. Tarihimizde bir soykırım vardır. Adı Ermeni Soykırımı’dır. Hrant bu gerçeği hepimize kanı canı pahasına anlattı. Suç işliyorum, herkesi suç işlemeye çağırıyorum. Bu katil devlet karşısında suç işlemeyenler Hrant Dink cinayetine ortak olanlardır. Dün Ermenileri katledenler bugün Kürtlere saldırmaktadırlar. Halkların kardeşliğini isteyenler bu tarihle hesaplaşmak zorunda. Dün Ermenilerin başına gelenin bugün Kürtlerin başına gelmemesi için suç işlemeliyiz. Hepinizi suç işlemeye, 301 kere 301 suçu işlemeye çağırıyorum. Evet, bu ülkede Ermeni Soykırımı olmuştur.”
Dediklerimin hâlen ve kesinlikle arkasındayım.
Bunu 5 Şubat 2013 tarihinde Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunduğum “Beraat ya da Mahkûmiyet; Ama ‘Ertelenme’ Değil!” başlıklı belgede bir kez daha beyan ettim.
Söz konusu belgede;
1- Hrant’ın katil(ler)i
2- Hukuka uygunluktan ibaret değil adalet
3- Somutu ile Türk(iye) hukuk(suzluğ)u
4- Savunmayı “yargılayan” hukuk(suzluğu)un ÇHD örneği!
5- Düşünceyi ifade özgürlüğü
6- Meşhur ve meş’um TCK 301
7- Ermeni Soykırımı meselesi: İnkârcı resmi görüş!
8- Devlet tavrı=T.”C”nin menşei
9- 1909’dan 24 Nisan 1915’e soykırım
10- 1909’dan 24 Nisan’a
11- Mesela ya da soykırım nedir?
12- Hayır mı diyorsunuz? Alın size tanık(lık)lar!
13- Tehcir ve sonrası
14- Urfa-Brezilya-Beyrut-Uruguay notları
15- Tanık(lık)lar da “Hayır” mı? Alın (el koyma) veriler(i)
16- Samatya!
Alt başlıklarında davaya ilişkin konumumu bir kez daha beyan ederken; hâlâ Samatya’ların yaşandığı, ÇHD’li avukatların tutuklandığı hukuk(suzluk) düzlemine ilişkin olarak Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği temsilcisi Eva Aksoy’a e-posta aracılığıyla, “Benim ülkem sana dar gelir, sen Erivan’a git”, “Senin sonun darağacı”, “Taşnak kırıntısı” gibi sözlerle hakaret ve tacizde bulunduğu için yargılanan Mehmet Ali Özçarıkça da 3. Yargı Paketi sayesinde kurtulduğu için ben bu ‘düzenlemeden’ faydalanmak istemediğimi beyan ettim.
Bu durumda basın davaları ve ifade özgürlüğü dosyalarını üç yıllığına yinelenmemesi koşuluyla erteleyen 3. Yargı Paketi, yargılanan muhalif düşünce sahiplerini ve gazetecileri “üç yıllığına oto-sansür”e iterken hakkımdaki yargılamanın ertelenmesini kesinlikle kabul etmiyorum.
Çünkü eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in “Ben devletime katil dedirtmem,” diyerek bakanlık onayı verdiği TCK 301 davam konusunda avukatım Levent Kanat, “301. maddeden soruşturma veya dava yetkisinin savcılardan alınıp Adalet Bakanlığı’na verilmesiyle veya bu davaların 3. Yargı Paketi uyarınca erteleme hükümlerine tabi tutulmasıyla düşünce özgür kalmıyor” derken; ben de bir kez daha tekrarlıyorum:
Davanın ertelenmesine kesinlikle karşıyım; davanın 3. Yargı Paketi kapsamında ele alınmasına kesinlikle karşıyım; sonuç ne olursa olsun davanın ya beraat ya da mahkûmiyetle sonuçlandırılmasını istiyorum.