Tolga KORKUT
BİA Haber Merkezi
Başbakan yakındığı “farklı kimlikleri” dışlamaktan kurtulmak istiyorsa, azınlık haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmeleri onaylamak, çekinceleri kaldırmak, “Türkiyeli” demekle başlayabilir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “farklı kimliktekiler kovuldu; bu faşizanlığın sonucuydu; bu hatalara zaman içerisinde, zaman zaman biz de düştük” demesi eğer bu konuda bir şeyler yapmak istediğini gösteriyorsa, o zaman atabileceği adımları sıralamakta yarar var.
Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doç. Dr. Elçin Macar yapılabileceklerin çerçevesini şöyle özetliyor:
“Önce azınlık tanımını değiştirmek gerekiyor. Ayrımcılığı ortadan kaldırıp tam bir eşitlik sağlanmalı; sonra da demokratikleşme gelmeli. Kendi dilinde yayın yapabilme, anadilini öğrenebilme, geliştirebilme hakkı bütün yurttaşlara sağlanmalı.”
Hükümete “yapılacaklar” listesi
Biz de azınlık haklarında atabileceği başlıca adımları Başbakan’a özetleyelim.
Uluslararası sözleşmeleri onaylayın: Azınlık haklarını tanıyan uluslararası sözleşmeler onaylanıp yürürlüğe konmalı. Böylece Türkiye, sadece Lozan’dan kalan -ama gereğini uygulamadığı- yalnızca gayrimüslimleri azınlık sayan tanımını değiştirmeli. Sözleşmelerin başlıcaları Avrupa Konseyi’nin “Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşme”si ve “Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı”.
Çekinceleri kaldırın: Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin “azınlıkların korunması” başlıklı 27. maddesine ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin anadilinde eğitimle ilgili maddelerine konan çekinceleri kaldırın.
Ayrımcılığa karşı kapsamlı yasa: Kapsamlı, işe yarar, her türlü ayrımcılığa karşı bir yasa hazırlayıp yürürlüğe koyun. Tanımlara, ayrıca Anayasa’daki eşitlik tanımına, cinsel yönelimi de ekleyin.
Anayasa’da yurttaşlık tanımını değiştirin: Yurttaşlığı etnik temele dayandırmaktan vazgeçin. “Türkiyeli” demekle başlayabilirsiniz. Anayasa’dan “milletin bölünmez bütünlüğü” ifadesini çıkarın. Profesörler Baskın Oran ve İbrahim Kaboğlu gibi akademisyenlerin bunları önerdikleri için yargılanmasına engel olun.
Siyasette dil sınırlarını kaldırın: Siyasi partilerle ve seçimlerle ilgili yasalardan dil sınırını kaldırın. Siyasetçilerin bu nedenle yargılanmasına engel olun.
Diyanet İşleri’ni kaldırın: Yasalardan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tartışılmasını, kaldırılmasını önermeyi engelleyen maddeleri de kaldırın. İyisi mi, Diyanet İşleri’ni ve zorunlu din derslerini kaldırın. Laikliğe aykırı çünkü.
“Türk harfleri” diye insanlar yargılanmasın: Adında Q, W, X geçen şirketlere dava açıldığını gördünüz mü? Savcıların Kürtçe yazanlara karşı kullandığı Türk harflerinin kabulüne dair yasanın, özgürlükleri kısıtlamak için kullanılmasına izin vermeyin.
Çok dilli kamu hizmetini başlatın: Anayasa’da “devlet dili” yerine “resmi dil Türkçe’dir” ifadesini kullanın. Yurttaşların ihtiyacının olduğu her yerde çok dilli kamu hizmeti verin. Bunu yaptıkları için yerel yöneticilerin yargılanmasını önleyin.
Ders kitaplarından ayrımcı ifadeleri temizleyin: Sadece apaçık olanları değil, her türlü örtük ayrımcı ifadeyi de temizleyecek şekilde çalışma yapın. Hatırlayın, eşi öldürüldükten sonra görüştüğünüzde Rakel Dink’in sizden ilk istediklerinden biri buydu.
Din görevlisi: Dini grupların din görevlisi yetiştirmesini engellemeyin. İlk adım, Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmakla başlayabilirsiniz. Yol yok demeyin, akademisyenler uygun yolu gösterdi.
Vakıfların tazminatını ödeyin: “Gasp edildikten” sonra üçüncü şahıslara geçmiş cemaat vakıflarıyla ilgili mülklerin, malların tazminatlarını ödeyin.
İnsan hakları savunucularını koruyun: Hak taleplerini dile getiren, tartışan insan hakları savunucularının özgürlüklerinin kısıtlanmasına, üzerilerinde baskı kurulmasına, gözdağı verilmesine, öldürülmelerine izin vermeyin. Hak savunucularını ve ifade özgürlüğünü koruyun. Hrant Dink cinayetini işleyenlerin ortaya çıkmasını ve cezalandırılmasını sağlayın