Özer AKDEMİR
Evrensel
Uşak’a bağlı Eşme’de siyanürle altın madenciliği yapan Kışladağ altın madeni çevresindeki köylerin içme sularında yapılan incelemelerde, iki köyün sularında yüksek miktarda arsenik tespit edildiği için ‘içilemez’ raporu verildi. Diğer iki köyün içme suları ise tehlike sınırında.
Aralarında, altın madenciliği ile ilgili önemli makaleleri bulunan Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür ve CHP Uşak Milletvekili Dilek Yılmaz’ın da bulunduğu bir grup, geçtiğimiz yıl Eylül ayında Uşak’a bağlı Eşme-Ulubey ilçeleri arasındaki Kışladağ Altın madeninin çevresindeki 5 köyde inceleme yaptı. Kanada çıkışlı TÜPRAG şirketinin işlettiği Kışladağ altın madeninde, açık havada siyanürle altın zenginleştirme teknolojisi kullanılıyor.
Tahlil sonuçları açıklandı
5 köyde inceleme yapan heyet, köylerin çeşmelerinden numuneler alıp Devlet Su İşleri’nin (DSİ) Ankara Etimesgut’ta kurulu laboratuarına tahlile gönderdi. Sulardaki arsenik değerinin ölçüldüğü laboratuardan çıkan tahlil sonuçları yöredeki köylülerin yüz yüze oldukları tehlikeyi ortaya serdi.
İki köyün suları ‘içilemez’
Bu sonuçlara göre, Kışladağ altın madeninin çevresinde bulunan Karacaahmet ve Söğütlü köylerinin içme sularında dünya ölçütlerinde belirlenen arsenik miktarının üzerinde arsenik çıktı. İnay ve Gümüşkol köylerinin içme suları ise, tehlike sınırında belirlendi. İnceleme yapılan 5 köyden yalnızca Bekişli köyünün içme suları kullanılabilir.
Arseniğin nedeni siyanürlü altın
Tahlil sonuçlarını değerlendiren Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür, sularda bulunan arseniğin kanser, ölü-sakat doğum, kangren gibi önemli sağlık sorunlarına yol açması nedeniyle, Dünya Sağlık Örgütü’nün izin verdiği limiti, dünyada ve Türkiye’de litrede 10 mikrograma çektiği bilgisini verdi. Yeraltı suyunda arsenik değerlerini yükselten önemli etkenlerin başında kömür işletmeleri ve açık havada siyanürle altın zenginleştiren tesislerin geldiğini kaydeden Öngür, “Bu bölgede de, işletmesi sürdürülmekte olan Kanada çıkışlı TÜPRAG şirketinin Kışladağ Altın İşletmesi’nde açık havada siyanürle altın zenginleştirme teknolojisi uygulanmaktadır” dedi.
‘Sonuçlar şaşırtıcı ve üzücü’
Belirlenen arsenik miktarlarının çok olumsuz olduğunu ifade eden Özgür, “Bunların en azından ikisinin kullanımının sürdürülmesi insan sağlığına zararlıdır. Öteki üç örnekten yalnızca biri güvenle kullanılabilir, ikisi ise arsenik içerikleri açısından tehlike sınırındadır ve düzenli olarak izlenmelerinde yarar vardır. Bulunan sonuçlar bizim için de şaşırtıcı ve üzücü olmuştur” dedi.
‘Bölgede zehirlenmeler olmuştu’
Geçmişte, Eşme merkezde ve çevre köylerde 2 gün içinde 1400 zehirlenme nedeniyle rahatsızlandığı ve bu durumda başka bir nedenle açıklanamamış olduğunu hatırlatan Öngür, “Bunun dışında, işletme çevresinde toplu balık, domuz, tilki ya da besi hayvanı zehirlenerek ölümleri de zaman zaman haber konusu olmaktadır” diye konuştu.
‘Sularımız ne hale geldi’
İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı, köyünün içme suyundaki madenden önce arsenik oranının 0.03 mg/l olduğunu belirterek, şu anki analiz değerinin suların kullanılamaz seviyeye yakın ölçüldüğünü belirtti. Sakaryalı, bu arsenik miktarındaki artışa altın madeninin sebep olduğunu söyledi.
Altın madeni Anayasa Mahkemesi’nde
Uşak’ta bulunan Kışladağ altın madeninin kapatılması talebiyle açılan davalarda Danıştay sürecinin de tamamlanması ve kapatma talebinin reddedilmesi üzerine bir grup yurttaş ve hukukçu davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Davanın hukukçusu Av. Arif Ali Cangı, yapılan yargılamada Danıştay’ın bozma kararının gereğinin yerine getirilmediğini belirterek, davacıların bilirkişilere ve raporlarına itirazlarının gerekçesiz reddedildiğini, bu şekilde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini söyledi. Cangı, “Sağlıklı çevrede yaşama hakkı ilkesi ihlal edildi; siyanür zehirlenmesi, sakat kuzu doğumları ve ölümleri, 2013 yılında içme ve sulama kuyularından alınan su örneklerinde çıkan yüksek arsenik ile öngörülen risk gerçekleşmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştayın yasa ve yönetmeliklerle ilgili verdikleri iptal kararları göz ardı edilerek etkin iç hukuk yollarına başvuru hakkı da ihlal edildiği için davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyoruz” dedi.