Mezopotamya Ovası’nı seyre dalan eski Mardin, adeta bir masal kentini andırıyor ancak her geçen gün kadim kültürlere yabancılaşıp asaletini kaybediyor. Her yıl yerli yabancı yüz binlerce turisti kendine çeken Mardin’de göz dolduran güzelliğinin perde arkasında derin yaralar, tarifsız sızılar perde perde insanın üstüne geliyor.
Süryanilerin kadim kentlerinden yüzyılların medeniyetlerinin miras bıraktığı Mardin’de askeri baskı, siyasi baskı, tehcir, ekonomik sebepler gibi nedenlerle geride sadece bir avuç eski sakini kaldı. Bugün elektrikten su sıkıntısına, ısınmasından araç girmeyen ve yürümesi zor olan yokuşlu sokaklarına, turizmin yol açtığı olumsuzluklardan kafe kültürü gibi birçok etkenlerden dolayı her gün göç veriyor.
Kentin eski sakinlerinden biri olan 80 yaşındaki Faysal Basut ise tüm olumsuzluklara rağmen hala burada kalmakta ısrar edenlerden.
MA’dan Ahmet Kanbal Şar Mahallesi’ndeki tarihi sokakların birinde 40 yıldır bakkallık yapan Basut, zamanla yükselen kaldırımların dibine gömülmüş 12 metrekarelik dükkanında eskiye dair özlem içerisinde.
Süryani komşular… 100 evden ikisi kaldı
Sözün büyüleyen virtüözü Yaşar Kemal, “O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler’ diyordu. İktidarların bitmeyen oyunlarıyla, ekonomik zorluklarla Mardin’in kadim mirasçıları Süryaniler de çekip gidiyorlar…
Akrabaları ile Süryani komşularının şehri terk etmesinin hüznünün yaşayan Basut, bir zamanlar sokaklarını birlikte doldukları Süryani komşuları için “100 evden ikisi kaldı” diyerek, çarpıcı bir gerçeğe işaret ediyor.
Daha önce 25 yıl boyunca leblebicilik yaptığını dile getiren Basut, kendisini tanıyanların yıllar sonra onu halen bakkal dükkanında gördüklerinde şaşırdıklarını anlattı. Şehrin eski halini “Mardin eskiden böyle değildi, eskiden bir tarih vardı” diyerek dili döndüğünce anlatmaya başlayan Basut, belediyeye atanan kayyum tarafından bozulan ve bir türlü inşaatı bitmeyen meydanın eskiden yük indirilen, pazar yeri kurulan bir alan olduğunu belirtti.
‘Kilisede top oynuyorduk’
Eski şehrin sakinlerinin çoğunlukla Süryanilerden oluştuğunu kaydeden Basut, şehirde bugün sayıları azalan Süryanilere dair şunları dile getirdi “Bizim bu mahallenin hepsi Hıristiyan’dı, eskseriyet onlardı. Şimdi az kaldı, çok az. Eskiden doluydu. Onlarda çok güzel iş yapıyorlardı. Sonra hepsi çekip gittiler. Bir kısım Suriye’ye gitti, bir kısım Almanya’ya gitti, bir kısım Amerika’ya kadar gitmişler. Arkadaşlarımız vardı, kilisede top oynuyorduk. Onlar Almanya’da şimdi.”
Baskılar bezidirdi
Süryanilerin kenti terk etmesinin yaşadıkları baskılar ve dayatmalardan kaynaklı olduğunu dile getiren Basut, şehri terk etmek zorunda kalmalarına dair tanıklığını “Bazıları vardı, gidip onlardan bir şey istiyordu. Vermese de korkuyor, veriyorlardı. Ekseriyetle bunlardan kaçtılar” sözleriyle dile getirdi. “Onların yüzünde hayır vardı” diyen Basut, “Bu caddeye çıkıyorlardı, tıklım tıklım oluyordu… Bu mahalle hepsi Hıristiyan’dı. Kalmadı. Şimdi 100 evden 2 ev kaldı” diye belirtti.
Kaynak: Yeni Yaşam