HDP milletvekili Garo Paylan, dokunulmazlıkların kaldırılması girişimlerini, İnsan Hakları Eylem Planı’nı ve Ermenistan’daki darbe girişimi hakkında yaptığı paylaşımlara gelen eleştirileri Agos’a değerlendirdi.
Son olarak 25 milletvekili hakkındaki 33 fezleke, dokunulmazlıkların kaldırılması talebiyle TBMM’ye gönderildi. Bunlar içinde 9 HDP’li için Kobane Olayları gerekçe gösterilerek hazırlanan fezlekeler önem taşıyor. İktidar kanadı bu fezlekelerin öne çekilerek TBMM’de oylanacağı sinyalini veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta bu fezlekeler için “Eller iner kalkar” demişti. MHP de dokunulmazlıkların kaldırılması için oy vereceğini beyan etti. İYİ Parti ve CHP genel başkanları ise daha temkinli bir pozisyon sergiliyor. Dokunulmazlıklarının kaldırılması gündemde olan dokuz vekil içinde HDP Diyarbakır milletvekili Garo Paylan da var. Paylan hakkındaki fezlekenin detayları da geçen hafta ortaya çıktı. Paylan’ın bir konuşmasında ‘Sevgili Selahattin Demirtaş’ demesi suç sayılmış. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanması, Osman Kavala’nın serbest bırakılmasına yönelik sosyal medya paylaşımları da dosyada suç olarak değerlendirilmiş.
“Siyasi operasyon”
Garo Paylan, yaşanan gelişmeleri Agos’a değerlendirdi. Fezlekedeki suçlamalar için ‘trajikomik’ ifadesini kullanan Paylan, şöyle konuştu:
“TBMM’ye 1250 fezleke geldi. Bunların 1000’i HDP milletvekilleriyle ilgili ve benimle ilgili çok sayıda fezleke var. Ancak bu fezlekeler trajikomik fezlekeler. Ağzımızı açtığımız her an, fezleke ile yüz yüze kalıyoruz. Siyasi anlamda HDP’yi toplum algısında kriminalize etmek için bu fezlekeler hazırlanıyor. Selahattin Demirtaş’a ‘Sevgili Selahattin Demirtaş’ dediğim için ‘suçu ve suçluyu övmek’ kapsamında fezleke hazırlanıyor. Oysa ki herhangi bir insana ‘sevgili’ demek suç değildir. Demirtaş hakkında kesinleşmiş tek bir mahkeme kararı yoktur. Ama buna rağmen fezleke geliyor. Osman Kavala ile ilgili sözlerim ve Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör atamasını eleştirmem terör faaliyeti sayılıyor. HDP’nin kapatılması hedefleniyor. Bu siyasi anlamda bir operasyondur ve muhalefeti parçalamaya yönelik bir operasyondur. Ama mutlulukla gördüğüm şey, muhalefetin bu operasyona karşı geri püskürtme çabası.”
“Darbelere karşı çıkmalıyız”
25 Şubat tarihinde Ermenistan Ordusu, Başbakan Nikol Paşinyan’ın istifasını talep etmiş, Paşinyan ise bunu darbe girişimi olarak nitelendirmişti. Bu gelişmenin ardından ülkede protestolar sürüyor. HDP Milletvekili Garo Paylan, darbe girişiminin ardından Twitter hesabından “Ermenistan’daki darbe girişimini kınıyorum. Ermenistan halkını demokrasiye sahip çıkmaya çağırıyorum.” paylaşımında bulundu. Bu paylaşımın ardından Paylan’a çeşitli Ermeni çevrelerinden tepkiler geldi. Paylan bu tepkilere ilişkin şunları söyledi.
“Her türlü görüşe saygım var fakat Ermenistan büyük acılar yaşadı. Savaşlar yaşadı. Diaspora’da Ermenistan’ın gerçekliğinden bihaber olan bazı kesimlerin attığı tweetleri çok ciddiye almıyorum. Önemli olan, Ermenistan’ın demokratik bir ülke olmasıdır. Ben attığım o tweette Ermenistan halkını demokrasiye sahip çıkmaya ve darbeye karşı durmaya çağırdım. Bu, Paşinyan’ı desteklemek ya da muhalefetin karşısında olmak değil, darbeci anlayışın karşısında durmaktır. Biz, Türkiye’de de başka ülkelerde de darbelere karşı çıkmalıyız. Ermenistan, savaşın ardından bu kadar büyük bir travma yaşamışken askeri darbe girişimine karşı çıkmak, bence dünyadaki bütün Ermenilerinin sorumluluğudur. Ermenistan demokratik olmadığı sürece güçlü bir Ermenistan da olamaz. Demokrasiye sahip çıktım.”
İnsan Hakları Eylem Planı
Paylan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nda azınlıklarla ilgili yer alan maddelere dair ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“İçeride sıkışmış, demokrasiyi ayaklar altına almış bir iktidar anlayışı var. Dünyaya anlatacak en kolay mesele azınlıklara yönelik atılacak küçük adımlar. Bunlar yıllardır dile getirdiğimiz talepler. Azınlıkların seçim yönetmeliğinin sekiz yıl önce gasp edilmesi ve seçim hakkının ellerinden alınması büyük bir skandal. Sekiz yıldır bu yönde mücadele veriyoruz. Bu yönde bir açılım var. Dini bayramlara yönelik bir adım da var fakat burada esas mesele; Türkiye’de demokratik adımlar atılmasıdır. Azınlıklara yönelik atılacak adımlar elbette önemli fakat önemli olan demokratik adımlar. Aksi takdirde vakıf seçimlerinin yapılması önemli olmakla birlikte genel siyasi iklimde bir iyileşme olmadığı sürece azınlıklar güvercin tedirginliği içinde yaşamaya devam edecek”
Kaynak: Agos