Kamp Armen Direnişte Devlet Suskun

[ A+ ] /[ A- ]

680x365cc-ist-18-08-15-kamp-armen-iade-edilmedi16

Zuhal ATLAN
DİHA

Geçmişte Ermeni yetimhanesi olarak kullanılan Kamp Armen’deki direniş, 106’ncı gününde devam ediyor. Direnişin başladığı günden beri yeni bir yaşamın da kurulmaya çalışıldığı kampın tapusu hala Ermenilere iade edilmezken, direniş nöbetinde olanlardan Nor Zartonk’tan Alexis Kalk, verilen sözlerin yerine getirilmediğini söyledi. Kamp Armen’in çocuklarından Garabet Orunöz de, kampın iade edilip edilmeyeceğine dair bir açıklama yapılmasını istediklerini ifade ederek, “Biz beklemedeyiz, devlet susmakta” dedi.

1962 yılının Kasım ayında, kimsesiz ya da yoksul Ermeni çocuklar için inşa edilen Ermenice adıyla bilinen Kamp Armen, 6 Mayıs 2015 tarihinde iş makinelerinin darbesine maruz kalarak yıkılmaya başlanmıştı. Ermenilerin devlet tarafından el konulan mülkleri arasında yer alan ve Hrant Dink, Rakel Dink, HDP Milletvekili Erol Dora’nın da aralarında bulunduğu yaklaşık 1500 çocuğa ev sahipliği yapmış olan kampın yıkılmasına tepki gösteren Kamp Armen’in çocukları, alana gelerek yıkıma engel olsa da kampın bir tarafı çoktan yıkılmıştı. Ancak, kampın geri kalan bölümünü yıktırmamak için kampın gerçek sahiplerine yani Ermenilere verilmesi yönünde 6 Mayıs günü direniş başladı. Kampı yıktırmamakta kararlı olan herkes, Ermeni yurttaşlarla dayanışmak üzere bu direnişe ortak oldu. Genç, yaşlı, çocuk, Kürt, Türk, Alevi, Sunni, Çerkes, LGBTİ birey, kampı yıktırmamak için günlerce nöbet tuttu ve 3 haftalık direnişin ardından kampın tapusunun iade edileceği belirtildi.

Kampta, her bir yılı aydınlatsın diye 100 ampul

Tapunun iade edileceğinin söylenmesinin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen tapu, henüz gerçek sahiplerine iade edilmedi. Tapunun iadesi gerçekleşmese de kampta direniş, 106’ıncı gününde hala ilk günkü dayanışma ruhuyla devam ediyor. Gencinden yaşlısına, Kürdünden Türküne, Alevisinden, Süryanisine, Sunnisinden Ermenisine, Çerkezinden Lazına, kadınından erkeğine, LGBTİ bireyine tüm inanç ve kimliklerin bir arada nöbetleştiği kampta, günlük rutin işlerin yanı sıra; yeni bir yaşam da örülüyor. Köpeğin kediyle yemeğini paylaştığı, yurttaşların kolektif bir biçimde çalıştığı kampta, gençlerin çaldığı müzik eşliğinde çektikleri halaylar da eksik olmuyor. Söyleşi, panel, atölye çalışmaları gibi çeşitli etkinliklerin düzenlendiği kampta, dikkat çeken ayrıntılardan biri de karanlık çöktüğü zaman, aydınlanmak için kullanılan ampul sayısı ve ampullerin yakılması için bahçeye çekilen kabloların uzunluğu ile o kablolara asılan fotoğrafların sayısı. Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıl dolayısıyla, ampul ve fotoğraf sayısı ile kablo uzunluğu 100. 100 ampul de her bir ampul, bir yılı aydınlatsın diye asılmış.

Suruç katliamında yaşamını yitirenler anısına fidan

Yine, çeşitli STK, siyasi parti, gazeteci, yazar, aktivist, Kamp Armen direnişini basından duymuş sıradan yurttaş da dayanışma amacıyla kampı ziyaret ederken, burada “Kamp Armen hatırası” bırakmayı da ihmal etmiyor. Kampta, Suruç katliamında yaşamını yitirenler de unutulmamış. Katliamda yaşamını yitirenler anısına fidan dikilmiş ve her bir fidana da katliamda yaşamını yitirenlerin isimleri Türkçe ve Ermenice yazılmış. Tabi kampta, Kobanê direnişinin izlerini görmek de mümkün. Dikkat bir diğer ayrıntı ise üzerine “Cihan Kantonu” yazılı bir saksı oldu.

‘Kampta yeni yaşamı kurmaya çalışıyoruz’

Kampta, birlikte yaşam kurulmaya çalışılsa da kampta bulunanların tek isteği var o da kampın gerçek sahiplerine iade edilmesi. Çünkü, kamptakiler, inşa edecekleri binada dil, din, inanç ve kimlik farkı gözetmeksizin gelen çocukların birlikte yaşamın nasıl olacağını öğrenmelerini istiyor. Direnişin ilk gününden beri, kampta nöbet tutanlardan Alexis Kalk, kampın derhal Ermeni halkına iade edilmesini istiyor. Kampın iade edilmesi için gerekli sözlerin yerine getirilmediğini söyleyen Kalk, kampta aynı zamanda yeni bir yaşamı kurmaya çalıştıklarını ifade etti.

‘Kamp iade edilene kadar direnişimiz sürecek’

“Biz bu kampın bahçesini barış ve kardeşlik bahçesi olarak görüyoruz” diyen Kalk, çocukların sesini de bu bahçede duymak istediklerini dile getirdi. Kampta, Kobanê ve Gezi ruhuyla başka bir direniş örgütlemeye çalıştıklarını belirten Kalk, “Bizim burada örgütlediğimiz her gün halklar için bir kazanımdır. Burayı güçlü ve değerli kılan da dayanışma ruhu ve mücadele etme azmidir” dedi.

Deniz Karagöz de, 100 günü aşkındır bir süredir direnişte olan isimlerden biri. “Kamp Armen, Ermeni halkına iade edilene kadar direnişimiz devam edecek” diyen Karagöz, herkesi direnişlerine destek olmaya davet etti. Bazı gençlerin öğrenimlerini yarıda bırakıp nöbet tutmak için geldiği kampta, geçtiğimiz günlerde saldırı da olmuştu. Bir grup tarafından kampın dışında bir alanda saldırıya uğrayanlardan Ensari Taşkaya, halkların birlikte yaşamalarından rahatsız olanların bu saldırıyı düzenlediklerini söyledi.

‘Biz beklemedeyiz, devlet susmakta’

Kamp Armen çocuklarından Garabet Orunöz de, “Devlet, neden Kamp Armen’i hala iade etmedi?” sorusuyla direnişin nedenini açıklıyor. Kamp Armen’in iadesi ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın “Bu sorun bende ve ben üstleniyorum” dediğini ifade eden Orunöz, iade edileceğinin belirtilmesine ilişkin süreci şöyle anlattı: ” Topbaş, bu sorunu kendisi alıp AK Parti İl Başkanı Selim Timurcu’ya havale etti. Selim Timurcu, bizlerle ilgilenmek için kampın bileşenlerinden ben, Harut Özer, hukukçularımızdan Sebuh Aslangil, alanımızda bekleyenlerden Alex Kalk ve o zaman aday olan Markar Esayan ve Azınlık Vakıfları Temsilcileri sorumlusu Toros Alcan, İstanbul İl Başkanlığı ofisinde bir toplantıda bir araya geldik. Yıkım ruhsatının iptali için Tuzla Belediye Başkanı’na bildirimde bullunduk ve Tuzla Belediye Başkanı ruhsatın iptal edileceğini söyledi ve kampın iadesi ile ilgili çözüm süreci Tuzla Belediye Başkanı’na havale edildi ve en kısa sürede çözülecekti. ‘Çözüldü’ denildi bize bir iki güne kadar da tapuya gideceğimiz söylendi. Sonrasında ne olduysa devlet bir adım geri attı ve o bir adım koca bir adımdı üzerinden 85 gün geçti. Devlet, bize tek bir kelime, bu gün ya da şu gün olacak diye bir açıklamada bulunmuyor ve biz bunun gerekçelerini bilmiyoruz. Biz beklemedeyiz, devlet susmakta. Sonuç nereye gidecek bilmiyoruz.”

‘Yetkililerden açıklama bekliyoruz’

“Bizim derdimiz 32 senedir el konulmuş bir yetimhanenin iade edilmesidir” diyen Orunöz, kampın bir an önce iade edilmesini ve kampla ilgili plan ve projelerini ona göre hazırlayacaklarını söyledi. Orunöz, “Bizim bütün düşüncemiz, yoksul, yetim, okuyamayacak durumdaki çocukların sokakta kurtarılarak burada eğitilmesidir. Türkiye’nin tüm bölgesinden çocukları, cinsiyet ve kimlik ayrımı yapmaksızın buraya getirmek ve kaynaştırmaktır” diyerek kampın iadesi ile ilgili yetkililer tarafından bir açıklama yapmalarını istediklerini belirtti. Orunöz, “Şu an tamamen unutulmuş ve terk edilmiş bir tarafta bekliyoruz” dedi.