AGOS
Gazetemiz kurucusu Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 8’i tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın 5. duruşmasına İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşma öncesinde, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi ve çevresinde güvenlik önlemleri alındı.
Bugünkü duruşmada, ek iddianameyle davaya dahil edilen sanık Coşkun İğci’nin yanı sıra Şenol Akduman, İrfan Özkan ve Numan Şişman’ın da sorgusunun yapılması bekleniyor.
Avukat Kezban Hatemi, Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ve Ergin Cinmen de müdahil avukatlar olarak duruşmada yer alıyor. Yargılamayı Demokratik Toplum Partisi (DTP) Diyarbakır milletvekili Akın Birdal da izliyor.
Hrant’ın arkadaşları Barbaros Meydanı’nda
Hrant Dink Dava İzleme Koordinasyonu’nun çağrısı ile mahkemenin yapıldığı Beşiktaş Adliyesi’nin önünde toplanan yaklaşık 200 kişilik grup, “Hepimiz Tanığız Adalet İstiyoruz” pankartı arkasında bir basın açıklaması yaptılar. Karikatürist Kemal Gökhan Gürses’in okuduğu basın açıklamasında, Hrant Dink’in öldürülmesinde “kasti ihmalleri olduğu” iddia edilen Albay Ali Öz’ün ifade vermemesi eleştirilirken, Dink’i vilayete çağırarak “ayağını denk al” diyen vali yardımcısının hala görevde olmasına da dikkat çekildi.
Yapılan açıklamanın tam metni:
HRANT DİNK CİNAYETİ DAVASI – BASIN AÇIKLAMASI 28 Nisan 2008
Sevgili arkadaşımız, dostumuz Hrant Dink’i öldürenlerin yargılanması biraz ötemizdeki mahkemede sürüyor. Dava dosyasından, sanık ve tanık ifadelerinden ortaya çıkan gerçekler “Hrant için adalet için” sözümüzün ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor.
Cinayet sırasında Trabzon’da Jandarma Komutanı olan Albay Ali Öz, rica minnet çağrıldığı ve lütfen geldiği Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonuna ifade vermedi. Gerekçesi de “devam eden mahkemeyi etkilememek”ti.
Albay Ali Öz’ün TBMM’ye gerçekleri anlatması mahkemeyi nasıl etkilerdi ki! Bu davada gerçeklerin ortaya çıkması mahkemeye nasıl bir olumsuz etki yapabilir ki.
Trabzon’da cinayetten önce üstlerine bilgi verdiklerini geçen duruşmalarda itiraf eden askerlerin davası neden hala Trazon’da sürdürülüyor ve ana dava ile birleştirilmiyor? Bu askerlerin anlattıkları bu davayla ilgili değil mi? Gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamayacak mı?
Adalet için merak ediyoruz…
Hrant Dink’i vilayete çağırıp, “ayağını denk al” diyen Vali Yardımcısı başka bir ile atandığı halde İstanbul’un güvenliğinden sorumlu olmaya devam ediyor.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a adalet için soruyoruz, “Bu Vali Yardımcısı tarafınızdan başka bir ile atandığı halde neden İstanbul’un güvenliğini ona emanet etmeyi tercih ediyorsunuz?” Onun bizlerin bilmediği özel bir yeteneği mi bulunuyor?
Adalet için merak ediyoruz…
Hrant Dink cinayetinin üzerinden 16 ay geçtikten sonra İstanbul Emniyetinde bazı görevlilerinin Hrant Dink’in öldürüleceğine ilişkin bilgi ve ihbarları hasır altı ettikleri, evrakları tahrif ettikleri gerçeğiyle yüz yüze geldik…
Bu bilgiler ortaya çıkınca İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın, O.S’nin yakalanmasının ardından yaptığı şu açıklamayı anmsadık: “Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok, suikast milliyetçi duygularla düzenlenmiş.”
Celalettin Cerrah’ı böyle konuşturan acaba neydi? Bir bildiği mi vardı? Onu bir yönlendiren mi vardı?
Kendi yurttaşlarını sırf değişik bir dinden olduğu için tehlikeli gören bir “devlet” yönetme anlayışıyla karşı karşıyayız. Hala “misyonerlik” raporlarıyla insanlar hedef gösterilmeye devam ediyor.
Hrant Dink cinayeti davası, bu ülke adaletinin, bu ülke insanlarının, bu ülkedeki hak hukukun da bir sınavı haline dönüştü.
Hrant Dink’i sonsuza kadar yitirdik, bunu biliyoruz.
Hrant Dink davasında adaletin yerini bulması, bu karanlık cinayetin arkasındaki sorumluların ortaya çıkarılması mümkündür.
Şimdiye kadar bizim bildiklerimiz bile bu cinayetin nasıl organize bir cinayet olduğunu gösteriyor… Hrant için adalet için, Hrant’ın özlemini duyduğu özgürlükçü, eşitlikçi, farklılıkların bir zenginlik olarak kabul edildiği bir Türkiye için hep burada olacağız…
HRANT’IN ARKADAŞLARI