Charlie Hebdo bir mizah dergisi olarak; tüm dinlerle ve hatta dinsizlere aynı şekilde ve oranda mizah yaparken, özgürlük düşmanı çevrelerin tehditlerine maruz kaldı. Egemenleri, dinleri ve tabuların eleştiren bir mizah anlayışının temsilcisi olan dergiye tehditler devam ederken, köktendinci teröristler dergi bürosuna saldırıyı gerçekleştirdi. Katliamın hemen sonrasında tüm dünyadan Charlie Hebdo’ya destek mesajları yayınlandı.
Saldırının bu denli infial yaratmasının ve dininden, dilinden, etnisitesinden bağımsız olarak 1,5 milyon insanı sokağa dökmesinin temelinde saldırının ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olması yatmaktadır. Gösterilerde ırkçılığa ve islamafobiye yer verilmemiş olması kuşkusuz önemlidir. Fakat Avrupa’da ırkçı hareketlerin güç kazandığı da bilinen bir gerçektir. Bu gerçeğin altında sosyal adaletsizlik, işsizlik, güvenlik gibi çeşitli korkular yatmakta ve bu gibi saldırılar, korkuları beslemektedir.
Emperyalist güçlerin Afganistan’da, Filistin’de, Irak ve Suriye’de kurdukları ya da kurmaya çalıştıkları sömürü düzeni ölümle koyun koyuna büyümüş, geleceksiz, yoksul dev yığınlar oluşturmuş durumda. Bu insanlar ezilmişliklerini din ile sağıltıp şiddet ile yoğuruyorlar.
Bu sömürü düzeni; tüm halklardan emekçileri birbirlerine düşman edecek, ırkçılığı ve milliyetçiliği körükleyecek, din bazlı kutuplaşmaları besleyecek eylemlerle yıkılamaz. Bu düzen ancak enternasyonalist bir anlayışla sürdürülecek antikapitalist bir mücadele ile yıkılır. Aksi sistemin değirmenine su taşımanın ötesine geçmeyecektir. Bu vesileyle Fransa’daki Charlie Hebdo karikatür dergisine yönelik gerçekleştirilen kanlı katliamı protesto ediyor, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik tüm saldırıları bir kez daha lânetliyoruz.
*Ben Charlie’yim