İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Yazarlar: Füsun Üstel, Günay Göksu Özdoğan, Karin Karakaşlı ve Ferhat Kentel
Türkiye’de Ermeniler kitabı TESEV’in Etyen Mahçupyan’ın deyişiyle ‘‘cumhuriyetin vatandaşlık algı ve tahayyülünün yetersizliği’‘ karşısında vatandaşlığın kurulması yönünde gerekli adımları destekleme fikrinin üzerinde inşa edilmiş bir kitap.
Hrant Dink’in Anısına…
Yazarlarının Hrant Dink’e adadığı kitap, Türkiyeli Ermenilerle ilgili kapsamlı bir araştırma sunuyor bizlere. Türkiye Ermenilerinin tarihlerinden, eğitim kurumlarına, kadınların cemaat içinde varoluşlarına, Vakıflı Köyü’ndeki yaşamlarına, dini inaçlarına dek Ermeni cemaatinin tüm yönlerine dair bilgi vermeyi amaçlayan kitap 180 tane renkli fotoğrafla Türkiyeli Ermenilerin tarihini aktarıyor. Fahri Aral’ın editörlüğünde hazırlanan kitapta Ermeni fotoğrafçı Manuel Çıtak’ın fotoğrafları da yer alıyor. Kitabın kapak fotoğrafı ise Ara Güler’e ait. Ermeni cemaatinden pek çok farklı ismin de desteği ve katkısıyla içeriği zenginleşen bu eser, Beşiktaş tribünü amigosu Alen’den tutun da Ermeni edebiyatının önemli yazarlarına, müzisyenlere tanıklıklarıyla yer veriyor. Türkiye halkını oluşturan toplulukların bu topraklardaki ortak tarihlerinin yeniden hatırlanmasına ve birbirlerini daha iyi tanıma ihtiyacına cevap verecek bir adım olan eserin tabu sayılan bir konuyu empati kurarak tartışmaya vesile yaratacağını düşünüyoruz.
Füsun Üstel, Günay Göksu Özdoğan, Karin Karakaşlı ve Ferhat Kentel’in uzunca bir süreye yayılan özverili çabaları sonucunda ortaya çıkan bu kapsamlı ürünün önsözünde yazarlar yaptıkları çalışmanın temelini oluşturan saikleri şöyle anlatıyorlar:
‘‘Türkiye’de kimlik tartışmalarına genelde iki ‘‘duruş’‘ hakim oldu: Her türlü kimliğin sorgulamaksızın ‘‘şeytanileştirilmesine’‘ dayalı duruş(lar) ile kimlikleri kendinde bir değer olarak sorgulamadan ‘‘kutsayan’‘ duruş(lar)… Bu araştırma söz konusu iki ‘‘duruş’‘un dışında Türkiye’deki Ermeniler ile Türkler arasındaki ilişkileri bir ‘‘yeniden okuma’‘ ve Türkiye’deki Ermenileri önyargılar ya da yüzeysel bir nostaljinin ötesinde topluluk kimliği içinde her türlü katmanı, geçmişi ve bugünü ile tanıma çabası olarak başlatıldı. Bu okuma ve tanıma çabası, aynı zamanda ‘‘tehcir/soykırım’‘ tartışmalarının ötesinde Türkiye coğrafyasında yüzyıllar boyunca birlikte yaşamış toplulukların ortak demokratik yurttaşlık ve yurtseverlik değerleri temelinde birbirini yeniden keşfine aracı olmayı hedeflemekteydi’‘.
Çalışma ‘‘Tarihten Günümüze Türkiye’de Ermeniler ve Ermeni Kimliği’‘, ‘‘Osmanlıdan Günümüze Ermeni Kurumları ve Siyaset’‘, ‘‘Günümüzde Türkiye’de Ermeni Olmak’‘ ve ‘‘Sadık Milletten’ Talep Eden Yurttaşa’‘ gibi bölümler içeriyor. Kitapta ayrıca ‘‘Araştırma Belgeleri’‘ ve ‘‘Ekler’‘ bölümü de tamamlayıcı olarak yeralıyor.
Türkiye’de Ermeniler kitabının ‘‘Hayatını Türkiye Ermeniliğinin ‘‘normal bir yurttaşlık’‘ olarak yaşanmasına adayan, Hrant Dink’in kardeşçe birarada yaşama hayaline katkıda bulunması dileğiyle…
‘‘Türkiyeliyim… Ermeniyim… iliklerime kadar da Anadoluluyum. Bir gün dahi olsa, ülkemi terkedip, geleceğimi ‘Batı’ denilen o ‘hazır özgürlükler cehennemi’nde kurmayı, başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere, sülük misali, yamanmayı düşünmedim. Basının birtakım kalemşörlerinin ‘Bizim Ermenilerimiz’ pohpohlamalarından da, ‘içimizdeki hainler’ kışkırtmasından da bıktım. Normal ya da sıradan yurttaş olduğumu unutturan dışlanmışlıktan da, boğarcasına kucaklanmaktan da usandım…’‘
Hrant Dink