Doğu EROĞLU
Birgün
“Trafo patlaması” iddiasını reddeden uzmanlar, kullanılmayan eski imalathaneyle mevcut çalışma alanı arasındaki setin, denetimsizlik nedeniyle yıkılmış olabileceğini düşünüyor.
Resmi kaynaklar ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Soma’daki faciaya trafo patlamasının yol açtığına ilişkin açıklamaların üç gün sonrasında, uzmanlar bu ihtimali neredeyse tamamen değerlendirme dışında bıraktılar.
Olay yerinde kurulan ve araştırma-kurtarma çalışmalarına rehberlik eden heyetin içindeki isimlerden Maden Mühendisleri Odası Eski Başkanı Mehmet Torun BirGün’e yaptığı açıklamada, kazanın muhtemel sebebinin maden ocağında daha önceden kullanılan ve kullanıma kapatılan bir imalathane olabileceğini söyledi. Eski imalathane ile kaza öncesinde çalışmaların sürdüğü kömür yataklarının bir duvarla ayrıldığını, herhangi bir sebepten iki alanı ayıran setin hasar görmüş olabileceğini belirten Torun, kullanılmayan alanda içten yanan kömürden kaynaklanan karbonmonoksitin bir anda galeriye dolmasıyla facianın yaşanmış meydana gelmiş olabileceğinin altını çizdi. Alanda incelemelerde bulunan diğer uzmanlar da bu senaryonun akla yatkın olduğunu vurgularken, diğer ayrıntıların da belli olmasıyla birlikte kaza anı ve sonrasında yaşananlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
‘Yangın mahsur bıraktı’
Bu teoriye göre Soma Madencilik A.Ş.’nin işlettiği ocakta kullanılmayan, geçmişte kömür çıkartılmış imalathanelerdeki ölümcül karbonmonoksit gazı, işçilerin çalıştığı kısımlarla gaz birikiminin olduğu alanı ayıran setin zaman içinde aşınması, bölgedeki kanal açma çalışması veya patlama gibi dışarıdan gelen bir etkiyle çökmesiyle maden ocağına doldu. Kullanılmayan kısımda bulunan ve içten yanma hali süren kömür, işçilerin çalıştığı kısımdaki oksijenle karşılaşınca 13 Mayıs Salı günü saat 15.15 sularında ocakta yangın çıktı. Karbonmonoksitin ocağa yayılmasına bir de madenin kavşak noktasında çıkan yangın eklenince tehlike büyüdü. Olaya müdahale eden ve bölgedeki işçileri tahliye etmek isteyen mühendisler, karbonmonoksiti uzaklaştırmak için madene oksijen gönderen fanı terse çevirerek zehirli gazı alandan tahliye etmeye başladılar. Krizin ilk anlarında madenden sağ kurtulan işçiler de bu müdahale yoluyla hayata tutundular. Ancak yangının büyümesiyle birlikte fanın gücü bu bölgedeki zehirli gazı tahliye etmeye yetmedi ve yangın dolayısıyla maden girişiyle işçilerin çalıştığı kısımların bağlantısı kesildi. Uzmanlar ikinci çıkışı kullanarak işçilerin bir kısmını ve yaşamını yitiren madencilerin naaşlarının tahliye edilebildiğini ancak yangının kavşak bölgesini sarmasıyla pek çok işçinin ocakta mahsur kaldığını belirtiyorlar. Uzmanların en akla yatkın senaryo olarak öne çıkardığı bu olasılık, madendeki gaz ölçüm değerleriyle de örtüşüyor.
‘Ölümleri gizliyorlar’
Diğer yandan faciada yaşamını yitiren işçi sayısının ilk günden beri gizlendiği iddiası, madenden gelecek mucize haberini bekleyen Somalı ailelerin de bir numaralı gündem maddesi. Maden sahiplerinin, kaza anında ocakta 418 kişinin çalıştığına ilişkin açıklamalarının kayda değer olmadığını belirten Somalılar, vardiya değişimi sırasında en az 800 madencinin yerin altında olduğunu belirtiyorlar. Somalılar, bu iddiaların anaakım medyada dillendirilmemesine de öfke duyuyorlar. Önceki akşam saat 00.30’da Soma Devlet Hastanesi önünde NTV’nin yaptığı canlı yayında bir Somalı yurttaşın, “En az 600 ölü var” demesi üzerine yayına son verilmesi, hastane önünde yakınlarını bekleyenlerin tepkisini çekerken küçük bir arbede yaşandı. Soğukkanlılıklarını koruyan Somalılar daha sonra BirGün’e yaptıkları açıklamada ise hükümetin resmi rakamları gizlediğini ifade ettiler.