Erdoğan’ın Osmaniye’deki mitingine, üzerinde ‘Dikkat. İtinayla yürütme yapılır’ yazan ve ampul bulunan tişörtle giden İbrahim Alıcı, Erdoğan konuşmaya başladıktan sonra yanında getirdiği ‘Hırsız var’ yazılı pankartı açtı. Partililer tarafından tartaklanan Alıcı, polis tarafından gözaltına alındı.
DHA’dan İbrahim Emül’ün haberine göre, ‘Hırsız var’ pankartı sonrası gözaltına alınıp salıverilen İbrahim Alıcı, başbakanın korumaları tarafından dövüldüğünü söyledi. Alıcı, “Beni minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler” dedi.
Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde kamu görevlisine hakaret suçundan ifadesi alınan Alıcı, daha sonra cumhuriyet savcısının talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
‘Başbakan’a götürülmeyi istedim’
Alıcı şunları söyledi: “10 yıl önce evlendim ve 1’i kız 2 çocuğum var. Geçimsizlikten dolayı 2013’te boşandık. Yıllardır taksicilik, güvenlik, garsonluk gibi günübirlik işlerde çalışarak geçimini sağlamaya çalıştım ve son 2 yıldır da işsizim. Başbakana defalarca ulaşmaya çalıştım, korumaları aracılığıyla ona ulaşıp iş imkanı bulurum diye bunu yaptım. Korumaların beni başbakanın yanına götüreceğini düşünerek bu eylemi yaptım ama emniyete götürüldüm. Maalesef amacıma ulaşamadım.”
‘Kafama silah dayadılar’
Amacını emniyetteki ifadesinde de söylediğini belirten Alıcı, emniyette götürülmeden önce kendisinin Başbakan Erdoğan’ın konuştuğu platformun arkasında bulunan bir minibüse bindirildiğini söyledi. Vücudundaki morlukları göstererek başbakanın korumalarının kendisini dövdüğünü söyleyen Alıcı, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Olaydan sonra başbakanlık koruma polisleri tarafından darba ve işkenceye maruz kaldım. Pankart açtıktan sonra alandaki iki kişiden yumruk yedim. Bunlar zaten kamera kayıtlarında mevcuttur. Beni Erdoğan’ın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler. Darp raporlarımız mevcuttur. Hastaneden darp raporu aldık ama hastane polisi ‘Raporu savcılıktan alırsın’ diyerek bana vermedi. Başbakanlık koruma müdürü emniyete geldi, ‘Kesinlikle şikayetçi olmayacaksın, sonun iyi olmaz’ diye tehditte bulundu. Ben de davacı olacağımı belirttim. Kafama silah dayayıp, silahın horozunu çekip çekip bıraktılar. Heyecan yarattılar. Cop hiç durmadı baldırlarıma kollarıma vurdular, açık ve seçik bir şekilde işkence gördüm. Bunlardan şikayetçi olacağım. Bunlara yetki verilmese böyle bir şey yapmazlardı.”