Basına ve Kamuoyuna
Türkiye’nin “Kristal Gecesi” olarak da adlandırabileceğimiz 6-7 Eylül olayları 20. yüzyılın başından beri bu topraklarda uygulanan sermayenin Türkleştirilmesi/Müslümanlaştırılması hareketinin önemli halkalarından biri olarak değerlendirilmelidir. 1915 olayları ile birlikte devlet eliyle yürütülmeye başlanan bu politikalar, cumhuriyet yönetimi altında da uygulanmaya devam edilmiştir. 6-7 Eylül öncesinde 1924 nüfus mübadelesi ve Varlık Vergisi(1942) de bu politikaların parçasıdır. Milli bir burjuvazi yaratmanın yanı sıra Türkiye topraklarında etnik homojeniteyi sağlamak da aynı ulusalcı aklın hedeflerindendir.
Türk ve Müslüman olmayan her unsuru kendisine düşman gören ve yarattığı sanal korkulardan beslenerek iktidarını sağlamlaştıran ulusalcı/milliyetçi bu zihniyet Anadolu halklarına kan ve gözyaşından başka bir şey vermemiştir. Ektiği düşmanlık tohumları bugün şiddet ve linç kültürünü yeşertmiş, tahammülsüz bir toplumsal yapı meydana getirmiştir. Geçtiğimiz günlerde medyada çok ses getiren, TTK başkanı Y. Halacoğlunu’nun elinde olduğunu söylediği listeler, resmi ideolojinin vatandaşlarına karşı takındığı ayrımcı/ırkçı tutumun özeti niteliğindedir.
Üzerinden 53 koca yıl geçmesine rağmen bugün hala 6-7 Eylül 1955’te büyük kayıplar veren Rum-Ermeni-Süryani toplumlarından hala bir özür dahi dilenmemiştir. Bizler tüm bu baskı ve zorlamalara rağmen hala bu topraklarda yaşayan Türkiyeli Ermeniler olarak 53 yıl önce gerçekleştirilen bu yağma ve talandan maddi ve manevi olarak nasibini alan herkesin acısını-hüznünü paylaşıyoruz. Ulusalcılık/milliyetçilik maskesi altında gizlenen ırkçı ve ayrımcı politikaların artık terk edilmesini, bir arada yaşama arzusunu güçlendirecek, halkların kardeşliğinden, hoşgörüden ve barıştan yana politikalar üretilmesini istiyoruz.
Nor Zartonk