Evrensel Gazetesi
ARADAN GEÇEN 3 YILA RAĞMEN CEYLAN ÖNKOL’UN KATİLLERİ HÂLÂ SERBEST
Hayvanlarını otlattığı sırada Yayla Karakolu’ndan atılan patlayıcı ile katledilen 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölümünün ardından 3 yıl geçti. Bunca zamana rağmen devam eden adli ve idari soruşturmada bir arpa boyu mesafe katedilemezken, dosya şimdi ‘etkisiz soruşturma’ nedeniyle AİHM’de. Ceylan’ın babası Raif Önkol, “Hiç bir gelişme yok. Kızım öldüğünden beri hepimiz gece gündüz gözyaşı döküyoruz” dedi.
Diyarbakır’ın Lice ilçesi Şenlik köyünde 28 Eylül 2009’da hayvanlarını otlattığı sırada Yayla Karakolundan atılan patlayıcı ile katledilen 12 yaşındaki Ceylan Önkol olayı 3. yılında da aydınlatılmadı. Son olarak patlamaya neden olan cisim ile ilgili 3 yıldır beklenen raporu açıklayan Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Genel Müdürlüğü, yaptıkları kriminal inceleme sonucu cismin ‘40 mm bomba atar mühimmatı’ olabileceğini belirtmişti.
Mühimmatın patlama şekli, etki gücü ve etki alanı ile ilgili ayrıntılı bilgiye yer verilen raporda, cismin havan topu olma olasılığının ise vücut bütünlüğünün zarar görmemiş olması ve patlamanın meydana geldiği alanda belirlenen ölçüde çukur oluşmaması nedeniyle mümkün olamayacağı kaydedilmişti.
MKE’den Önkol’u suçlayan rapor!
Raporun en dikkat çeken ve aslında MKE’nin uzmanlık alanına girmeyen kısmında ise, “Tüm dosya kapsamı olay yeri ve ölenin fotoğrafları incelendiğinde atılan bir havan mühimmatının isabet etmesi değil yerde bulunan patlamayan bir bomba atar mühimmata elindeki tahra denilen demirden üretilen cisimle çömelerek, vurması sonucu olabileceği” iddiasına yer verilmişti.
Bağımsız rapor MKE’yi yalanladı
Üç yıldır devam eden adli ve idari soruşturma ile ilgili tek somut adım olarak görülen MKE, raporunda patlama ile ilgili olarak Ceylan suçlanırken, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer tarafından hazırlanan bağımsız uzman raporunda ise, MKE’nin aksine Önkol’un tahra ile patlayıcıya vurmadığının altı çizilmişti. Önkol’un patlamanın şiddetinden dolayı kendisini korumak için savunma pozisyonunda iken yaşamını yitirdiği belirtilen raporda, şu hususlara dikkat çekilmişti: “Vücutta tanımlanan lezyonlar ve fotoğraflar, patlamanın kişinin önünde ve ayaklarından belli bir mesafede uzaklıkta gerçekleştiğini düşündürmektedir. Ellerde kopma ve kırıkların bulunmaması ve ön kolda görülen yaralanmalar (Her iki kol ve ön kolda yaraların kolun iç arkaya bakan yüzeyde olması) kolların önde, savunma pozisyonunda olduğu sırada isabet ettiğini düşündürtmektedir.”
‘Etkisiz soruşturma’ AİHM’ye taşındı
3 yıl önce meydana gelen olayın ardından ülkenin dört bir tarafında Ceylan’ı katledenlerin açığa çıkarılması için gösteriler, çağrılar yapıldı. O günden bu yana kitaplara, gazetelere, makalelere, filmlere konu olan Ceylan için adalet bir türlü işlemedi. Fail veya faillerin tespitine ilişkin hiçbir mesafe katedilmedi. Olayın peşini bırakmayan Önkol ailesi ise hak arayışını sürdürüyor.
‘Soruşturmayı asker yürütüyor!’
Davanın avukatları olayın meydana geldiği andan itibaren birçok hukuksuzluğun peş peşe yaşandığını belirtirken, bunların başında soruşturmanın savcılık tarafından değil olayın şüphelisi olan askerler tarafından yürütülmesine dikkat çekiyorlar. Önkol’un katledildiği olay ile ilgili soruşturma devam ederken, soruşturmanın etkisiz yürütülmesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşınan dosya ile ilgili bekleyiş sürüyor.
‘Gece gündüz gözyaşı döküyoruz’
Ceylan’ın cansız bedenine ait parçaları eteği ile toplayan anne Saliha Önkol’un ‘Kızımı öldüreni bilmek istiyorum’ feryadı 3 yıldır hafızalrdayken, baba Raif Önkol, etkin bir soruşturma yürütülmemesine isyan ediyor. Sorumluların yargı önüne çıkarılması konusundaki isteksizlik nedeniyle davayı AİHM’ye taşıdıklarını söyleyen baba Önkol, “3 yıldır bir gelişme yok. Kızım öldüğü günden beri eşim, ben, tüm aile fertleri gece gündüz gözyaşı döküyoruz” dedi.