DİHA
“İlk kez halk tarafından yapılacak olan seçimle belirlenecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin takvimi işlemeye başlarken, adaylar da beli olmaya başladı. CHP’li küskün vekiller yeni alternatif bir aday çıkarmaz ise seçimler şimdiye kadar adaylığını açıklayan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, CHP ve MHP’nin adayı Ekmelledin İhsanoğlu ve HDP ile demokratik kesimlerin adayı Selahattin Demirtaş arasında geçecek. Seçime 3 aday katılıyor olmasına rağmen aslında iki çizgi yarışacak.
İlk defa halk tarafından 10 Ağustos günü yapılacak seçimlerle belirlenecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylık için son başvuru günü yarın. Şimdiye kadar adaylığını deklere eden ve başvurusu yapılan 3 aday netleşmiş oldu. 3 Temmuz saat 17.00’ye kadar başka herhangi bir aday başvuruda bulunmaz ise çankaya için 3 adaylı bir seçim yapılacak. Bu arada CHP’nin adayına tepki gösteren CHP’li 21 vekil alternatif bir aday çıkarmaz ise bir başka adayın çıkma ihtimali bulunmuyor. Başvuran adayların adaylıkları ise en geç 5 Temmuz tarihinde YSK tarafından kesinleştirilecek. Adaylar 10 Ağustos tarihinde yapılan ilk turda salt çoğunluğu sağlayamaz ise ikinci tur seçimler de 25 Ağustos tarihinde gerçekleştirilecek. Ayrıca adayların başvurularıyla birlikte mal varlıklarını da açıklayacak olması gözleri Erdoğan’ın mal varlığına çevirdi.
Aslında iki çizgi yarışacak
Yapılacak seçime 40 günlük bir süre kala, adayların profilleri de dikkat çekiyor. Şimdiye kadar başvuran adayların profillerine ve temsil ettikleri siyasi çizgilerine bakıldığında, yarışacak olan aday sayısı 3 olmasına rağmen aslında iki farklı çizgi ve eğilim yarışa katılmış olacak.
12 yıllık AKP iktidarı ve Erdoğan
Aslen Rizeli olan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Şubat 1954’te İstanbul’da doğdu. 1965 yılında Kasımpaşa Piyale İlkokulu’ndan, 1973 yılında ise İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu. Fark dersleri sınavını vererek Eyüp Lisesi’nden de diploma aldı. Üniversiteyi Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi’nde okuyan Erdoğan, bu okuldan 1981 yılında mezun oldu. Lise ve üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği öğrenci kollarında aktif görev Erdoğan, 1976 yılında MSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı’na ve aynı yıl MSP İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı’na seçildi. 1980 yılına kadar bu görevlerini sürdüren Erdoğan, siyasi partilerin kapatıldığı 12 Eylül döneminde, özel sektörde bir süre müşavirlik ve üst düzey yöneticilik yaptı. 1983 yılında kurulan Refah Partisi ile fiilî siyasete geri dönen Erdoğan, 1984 yılında Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında ise Refah Partisi İstanbul İl Başkanı ve Refah Partisi MKYK üyesi oldu. 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Erdoğan, 12 Aralık 1997’de yaptığı konuşmadan dolayı hapis cezasına mahkum edildi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine son verildi.
Kürt sorunu ve demokratikleşme tavırları hep sorunlu
Erdoğan cezaevinden çıkmasının ardından 14 Ağustos 2001’de Milli Görüş geleneğinden gelen Fazilet Partisinden ayrılarak arkadaşlarıyla birlikte AKP’yi kurdu. AKP’nin iktidara gelmesinin ardından 9 Mart 2003’te yenilenen Siirt seçimlerinde milletvekilliğine seçilen Erdoğan, ardından ise Başbakanlık dönemine başladı. Günümüze kadar bu görevi sürdüren Erdoğan döneminde Roboski gibi birçok katliam yaşanırken, muhafazakar çizgide siyaset yapan Erdoğan başta Kürtler olmak üzere toplumun birçok kesimi tarafından protestolara maruz kaldı. Erdoğan’ın Türkiye toplumunun en önemli sorunu olan Kürt sorununa ve demokratikleşme taleplerine karşı dönem içinde değişen ve devletçi bir hal alan tavırları hep tartışma konusu oldu.
Erdoğan ile çizgi arkadaşı İhsanoğlu
CHP ve MHP’nin ortak adayı olarak gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu ise Erdoğan ile aynı çizgide yer alan bir isim oldu. İhsanoğlu, 1943 yılında Kahire’de doğdu. İhsanoğlu, Mısır’da Hıdiviye Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi’nde yükseköğrenim gördü. 1966’da Fen Fakültesi’nden mezun oldu ve El-Ezher Üniversitesi’nde akademik hayata başladı. Yüksek lisansı sırasında El Ezher Üniversitesi’nde asistanlık ve Ayn Şems Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı okutmanlığı yaptı. 1980 yılında İslam İşbirliği Örgütü’nün tavsiyesi ile İstanbul’da kurulan İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nin (IRCICA) başkanlığına getirildi. Bu görevi 25 yıl sürdürdü. IRCICA bünyesinde Türk ve İslam kültürü konusunda büyük bir ihtisas kütüphanesi ve arşivi kurulmasına öncülük etti. İhsanoğlu döneminde İKÖ isim değiştirerek İslam İşbirliği Teşkilatı oldu. Aynı dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile büyük bir uyum içinde çalışan İhsanoğlu, o dönem yaptığı konuşmalarda Erdoğan’ı sık sık öven bir pozisyonda yer alıyordu. İhsanoğlu ile Erdoğan’ın arasını açan ise Mısır’daki darbe sonrası bir birlerini eleştirmelerine rağmen dünyaya bakış açıları iki adayı aynı çizgide buluşturdu. Ayrıca Erdoğan’a karşı MHP ve CHP’nin ortak adayı olması nedeniyle de İhsanoğlu, statükonun adayı olarak değerlendiriliyor.
Özgürlükçü çizginin adayı Demirtaş
İhsanoğlu ve Erdoğan’ın çizgisine alternatif olarak HDP tarafından aday gösterilen Selehattin Demirtaş ise 1973 yılında Elazığ’ın Palu ilçesinde dünyaya geldi. Babasının işinden dolayı Diyarbakır’a taşınmak zorunda kalan Demirtaş eğitimine de burada başladı. Üniversiteye giriş sınavından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanan Demirtaş, okul hayatının bitmesinin ardından ise insan hakları savunucusu olarak siyasetin de içine girdi. Demirtaş, Osman Baydemir’in başkanlığını yaptığı, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi yönetimine girdi. Baydemir’in belediye başkanı seçilmesinin ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanlığı yapan Demirtaş, Uluslararası Af Örgütü Diyarbakır Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın da kurucuları arasında yer aldı. Demirtaş, aktif siyasete ise 2007 yılında atıldı. “Bin umut adayı” olarak Demirtaş, ayrıca DTP’nin de ilk grup başkanvekili oldu. Anayasa mahkemesinin kararının ardından DTP kapatılırken, Demirtaş ise kurulan BDP’de eş başkanlık görevini üstlendi. Demirtaş son olarak HDP’nin gerçekleştirdiği kongrede HDP eş genel başkanı seçilirken, Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesinin ardından ise kendilerinin barıştan ve özgürlüklerden yana olduklarını diğer iki adayın ise aynı çizgide bulunduğunu söylemişti.
Demirtaş’a HDP’nin yanı sıra, CHP’den umduğunu bulamayan sosyal demokratlar, aleviler, demokrat kesimler ve bir çok çevre desteklerini açıklamaya başladı.