1915’te Sürülen 220 Ermeni Aydını İstanbul’da Anıldı

[ A+ ] /[ A- ]

490-254
Bawer ÇAKIR
BİA Haber Merkesi

İHD’nin düzenlediği etkinlikte konuşan Keskin, “Öğretilenlere inanan ve susan herkes suçludur” dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılık ve Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu Ermeni Tehcirinin başlangıcı kabul edilen, 24 Nisan 1915’te İstanbul’da tutuklanarak Çankırı ve Ayaş’a sürüldükten sonra öldürülen 139 Ermeni aydını Tütün Deposu’nda düzenlediği bir etkinlikle andı.

“24 Nisan 1915 ve Ermeni Aydınlar: Tutuklandılar, Sürüldüler, Bir Mezar Taşları Bile Olmadı” isimli etkinlikte konuşan avukat Eren Keskin, Çankırı ve Ayaş’a sürülen ve ardından öldürülen 139 kişinin yalnızca Ermeni dili, kültürü, düşünce ve bilim dünyası için değil, o zamanın Osmanlı toplumu için de, bugün hepimizin dünyası için de bir kayıp olduğunu” söyledi.

Teotig’in 1919’da yazdığı ve 24 Nisan 1915’de öldürülen aydınları anlattığı “11 Nisan Anıtı” isimli kitabındaki hikayeler ve resimlerden oluşan sergi gösterildi.

“Susan herkes suçludur”

Bugün saat 14.00’te başlayan etkinlik Kardeş Türküler grubunun Ermenice, Kürtçe, Süryanice, Arapça ve Türkçe şarkılarıyla başladı.

Aralık ayında Sayat Nova Korosu’yla birlikte gerçekleştirdikleri Ermenistan turnesiyle Hrant Dink’in vasiyetini de yerine getirdiklerini söyleyen grup elemanları “Gördük ki Ağrı Dağı Ağrı’yı kucakladığı kadar Erivan’ı da kucaklıyor” dediler.

Dinletinin ardından konuşan Keskin “Bize öğretilenlere inanlar, inanmadıkları halde susanlar… Hepimiz suçluyuz” dedi ve yayıncı Ragıp Zarakol ve Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) Tiyatro bölümü üyeleriyle birlikte 1915’de öldürülen Rupen Sevag, Siamanto (Atom Yerjeyan), Taniel Varujan, Teotig’in (Teotoros Lapçinçiyan) ve Krikor Zohrab’ın hayat hikayelerini ve şiirlerini okudular.

Rakel Dink, Orhan Dink, Sarkis Saropyan, Rober Koptaş, Sevan Atomyan, Pateak Astugyan, Leman Yurtsever, Osman Kavala, Ayşe Gül Altınay ve Gülseren Yoleri’nin de bulunduğu 100’ü aşkın kişi katıldığı anma etkinlik Zarakol’un Ermeni müzisyen Gomidas’ın hayatını anlatmasının ardından Keskin’in anmayı müzisyenin bir sözüyle bitirdi:

“Mevsim bahardı, ama buralara kar yağıyordu.”