BİA Haber Merkezi
Nor Zartonk, 24 Nisan 1915’in yıldönümünde düzenlediği “1915’te Ne Olmuştu?” adlı etkinlikte, tehcir ve onu izleyen felakeyi konu alan bir belgeseli gösterime soktu. Gösterim, Taksim’deki 24 Nisan’ı anmasında, bazı karşıt grupların müdahalesi sonucu yaşanan olaylar nedeniyle yarım saat gecikmeli başladı.
24 Nisan 1915’te yaşanan Ermeni olaylarının anlatıldığı orijinal adıyla “Türken Gegen Armenier-Der erste Völkermord des 20. Jahrhunderts” (20. yüzyılın ilk soykırımı) adlı film, Nor Zartonk’un (Yeni Uyanış) “1915’te Ne Olmuştu?” etkinliğinde gösterildi.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde gerçekleşen etkinlikte, Fransız Alman ortak kanalı ARTE’nin 2006 yılında yayınladığı Laurence Jourdan’nın 2004 yapımı 52 dakikalık belgesel gösterimine çok sayıda kişi katıldı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde olayların yaşandığı tarihteki konsolosluk yazışmaları ile 1915’ten sağ kurtulanların tanıklıklarına yer verilen belgeselde, Osmanlı arşivlerinden çıkarılan Talat Paşa ve Enver Paşa’nın yazışmalarından da kesitler sunuldu. Belgeselin, Enver Paşa’nın Ermeni halkının özverisinden ve Osmanlıya sadakatinden bahsettiği mektubun gösterildiği kısımları dikkat çekiciydi.
Gösteriminin ardından katılımcılar, 24 Nisan’a dair duygu ve düşüncelerini deftere yazdılar.
Gösterime katılanlar, belgesele ve o gün Taksim’de yaşanan olaylara ilişkin düşüncelerini bianet’e anlattılar.
Nor Zartonk’tan Sayat Tekir, “Türkiyeli Ermeniler olarak bugün ne söyleyebiliriz diye çok düşündük. Ne düşündüğümüz yazmadık, yazamadık. Çünkü Türkiyeli Ermeniler olarak ne söylebilirdik bilemedik” dedi.
Gösterime yalnızca Ermenilerin katılmadığına dikkat çeken Tekir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aramızda Kürtler, Türkler, Süryaniler de var. Bir haftadır bizi rahatsız eden iklim gösterdi ki artık başkalarının acılarını anlamak bile cesaret gerektiriyor. Biz biliyoruz ki Türkiye’de Alevilere de Kürtlere de LGBTT’lilere de sosyalistlere de aynı şiddet uygulandı. Bu olaylarla ancak yüzleşildiğinde bir daha yenisi yaşanmayacak.”
‘O çocuklardan birinin akrabam olduğunu bilmek acı verici’
Gülbin Çelebi: Bilmek ayrı bir şey ama bu olayları tekrar tekrar izlemek yakıcı. Özellikle çocukların yüzlerinin gösterildiği sahneler ve o çocuklardan birinin de yengemin babası olduğunu bilmek acı verici. Bugünkü protestoları önemsemiyorum. Önemli olan bugün ilk kez sokağa çıkılmış olmasıydı. Bu benim ve tüm Türkiyeli Ermeniler için tarihi bir gün.
Erol Dora: Bu tür filmleri çok izlediğim ve bu konuyla ilgili çok okumalar yaptığım için izlediğimde duygularım değişmiyor. Bugün Taksim’de yaşanan olaylar da demokrasinin gereğidir. Bazı kişiler farklı düşünebilir ve bunu gösterebilirler. Bunlar normaldir.
Yusuf Atu: Belgesel, keşke bu acı olayların yalnız Ermenileri değil Süryanileri de hedef aldığını anlatabilseydi. Ama Süryaniler hiç dile getirilmiyor.
‘Belgesel bir günah çıkarma gibi’
Turgut Alaca: 1915 olayları yaşanırken özellikle Almanya sesini çıkarmadı. Bu nedenle bu Alman yapımı belgesel bir günah çıkarma gibi. Bugünkü eylemi de ilk olması bakımından çok önemli buluyorum. Demokratik bir duruş sergilendi. Bize karşı eylem yapan grubu da önemsemiyorum.
Uskan Çelebi: Daha önce de benzer belgeseller izledik ama her seferinde insanı vuran bir şey var. Bir daha yaşanmamasından öte bu olayları yaşatanların gıyabında en azından isimlerinin ortaya çıkarılarak cezalandırılması gerekir.
Dença Kartun: Bugün yaşanan olaylar beni hiç şaşırtmadı. Belgeselde de izlediğimiz gibi ‘soykırım’ kelimesinin bu kadar büyük tepki çekmesini anlamakta güçlük çekiyorum.