100. yılında Ermeni Soykırımı sempozyumu

[ A+ ] /[ A- ]

beksav

Ece ŞİMŞEK
ETHA

Devletin yüzleşmediği, tanıklarının, insan haklarından yana olanların affetmediği Ermeni Soykırımının 100. yıldönümüne günler kaldı.

Bu toprakların en kadim halklarından Ermenileri anlamak, soykırım acılarını paylaşıp mücadelelerine omuz vermek isteyenler nar tanelerinin parçalarını oluşturacak. Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümünün başlangıcı olan 24 Nisan’da, Hrant Dink, Sevag Balıkçı ve Maritsa Küçük ile soykırım kurbanı Ermenilerin fotoğraflarıyla sokaklarda soykırım ile yüzleşme çağrısı yapılacak.

‘BAZI YARALAR ZAMANLA İYİLEŞMEZ’

Ezilenden yana kültür, edebiyat, sanat üretenler de soykırımın 100. yılında kendi dilleri, renkleri, ezgileri ile anlatacak soykırımı. Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV), Sanat ve Hayat dergisi ile Nor Zartonk, soykırımın 100. yılı dolayısıyla iki gün sürecek bir etkinlik gerçekleştirecek.

Etkinlik, ilk gününde “Soykırımı anlamak, yüzleşmek ve hesaplaşmak” başlıklı sempozyumla başlayacak. “Bazı yaralar zamanla iyileşmez” denilerek 100 yıllık acılar tekrar dile getirileceği sempozyumda yer alacak isimler arasında yazar Mıdırgıç Margosyan, Agos Gazetesi editörü Pakrat Estukyan, Filistin Halkıyla Dayanışma Ağı Sözcüsü Selim Sezer, Yrd. Doç. Dr. Murat Koraltürk, Nor Zartonk üyesi Norayr Olgar, Türkiye Süryanileri Platformu’ndan Erkan Metin ve yazar İsmail Beşikçi.

İkinci gün ise “Anadolu Ağıdı” isimli etkinlik gerçekleştirilecek. Etkinlikte, yok edilen ya da yok edilmeye çalışılan uygarlıkların ezgilerini seslendirmek üzere Sarya Müzik Topluluğu, BEKSAV Müzik Topluluğu, Grup Vardiya, Grup Vomank, Grup Simurg ve Grup Çima sahne alacak.

‘SOYKIRIMIN İNSANA, EDEBİYATA VE TARİH YAZIMINA ETKİLERİ’

Sanat ve Hayat dergisi, 2002-2009 yılları arasında Ermeni soykırımına ilişkin pek çok çalışmaya imza atmıştı. BEKSAV’ın yeniden faaliyete başlaması ile çalışmalarına devam eden Sanat ve Hayat dergisinin Genel Yayın Koordinatörü Şahin Tümüklü, etkinlik planlarını ETHA’ya anlattı.

Tümüklü, etkinliği gerçekleştirme amaçlarını şu şekilde tarif etti: “Türkiye’de tarih yazımında Ermeni soykırımını görmezden gelme, var olan durumla yüzleşmeme gibi bir durumla karşı karşıyayız. Ezilenler ve emekçilerinin sanatını, edebiyatını yapanlar ve kültürünü üretmekle mükellef olanlar olarak, sözümüzü söylemek, geçmişte söylediğimizi güçlendirmek ve daha geniş kesimlere duyurmak gibi bir derdimiz var.”

Ermeni Soykırımının 100. yılında üzerilerine düşen görevler olduğunu belirten Tümüklü, etkinliğin ilk gününde İttihat ve Terakki’den Emval-i Metruke’ye bir devlet politikası olarak uygulanan soykırım ve inkarı, katledilen insanlara, edebiyata ve tarih yazımı üzerindeki etkisine kadar pek çok konunun ele alınacağını belirtti.

Sunumların yanı sıra Ermeni halkının temsilcilerinin de tanıklıklarını anlatacağını belirten Tümüklü, “Meselenin ekonomik boyutundan, ideolojik boyutuna, tarih yazımından edebiyatına pek çok noktayı tartışmak istiyoruz” diye konuştu. Tümüklü sempozyumda yapılacak sunum ve konuşmaları yazılı hale getirerek yayımlamayı planladıklarını kaydetti.

Tümüklü, devletlerin tektipleştirme politikası ekseninde marjinal olarak tanımladıklarını yok etme, sindirme yada asimile etme yolunu izlediğini belirtti. Tümüklü, Ermeniler ile birlikte Kürt halkına uygulanan politikanın da aynısı olduğunun altını çizdi.

YOK EDİLEN UYGARLIKLARIN AĞITLARI

Etkinliğin ikinci günü için “Anadolu Ağıdı” başlığı seçtiklerine dikkat çeken Tümüklü, bu başlığı seçmelerinin nedeninin bu topraklarda yok edilen ya da yok edilmeye çalışılan uygarlıkları öne çıkarmak olduğunu belirtti. Tümüklü, etkinliğin ayrıntılarını şu şekilde aktardı: “Ermeni, Asuri ve Arami uygarlıklarını, Pontus Rumları, Ezidileri, Çerkesleri ve Alevi Kızılbaşları ele alan bir etkinlik organize ediyoruz. Etkinlikte farklı dillerden ezgiler seslendirecek 5 müzik grubu ve bir tiyatro ekibi yer alacak. Her bir grup bu halkların ağıtlarını, deyişlerini, türkülerini söyleyecek.”

Katliama uğrayan tüm halkların acılarının ağıt olarak tanımlansa da aynı zamanda bir mücadele alanı olduğunu belirten Tümüklü, soykırıma karşı mücadeleyi daha geniş kesimlerle buluşturabilmek için etkinliği Yoğurtçu Parkı’nda gerçekleştireceklerini belirtti. Tümüklü, “Umuyoruz ki bundan sonra ezilenler birlikte mücadele eder ve bu birlikteliği bütün uygarlıkların kendilerini ifade ettiği bir demokratik devrimci dünyaya dönüştürür” diye konuştu.

Tümüklü, herkesi 18 Nisan’da Su Tiyatrosu’nda gerçekleştirilecek olan sempozyum ve 19 Nisan’da Yoğurtçu Parkı’nda yapılacak etkinliğe katılmaya çağırdı.